DİAYDER davası öncesi açıklama

DİAYDER Davası'nın duruşması öncesi yapılan açıklamada meleler, “Engizisyon mahkemelerinde yargılandıkları” tepkisinde bulunarak, “Sözde adliye dediğimiz bu yerlerden umarız ki bir adalet çıkar” dedi.

İstanbul'da faaliyet yürüten Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) Başkanı Ekrem Baran ile 8’i tutsak 23 mele hakkında açılan davanın ilk duruşması bugün Çağlayan’da bulanan İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Duruşma öncesi DİAYDER üyeleri ve aileleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü’nün yanı sıra birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisi adliyenin C kapısında bir araya gelerek açıklama yaptı.

DİAYDER üyesi Mele Yusuf İnal, kendilerine destek veren herkese teşekkür etti. Adaleti, barışı, kardeşliği, insanlığı istedikleri için yargılandıklarının altını çizen İnal, “Siyasal İslam'ı değil, gerçek İslam'ı anlattığımız için 30’dan fazla arkadaşımız yargılanıyor. Engizisyon mahkemelerinde yargılanıyoruz. Ne derse desinler bu gerçektir” dedi.

Dayanışma çağrısında bulunan İnal, “Tüm Kürdistan’da, bölgelerimizde, Müslüman olanları aramızda görmek isterdik. Devleti Allah bildikleri için ‘bu sisteme zarar veren herhangi bir fetvayı vermiyoruz’ diyorlar. Ama biz Kuran’dan yanayız. Bugün mübarek cuma gününde sözde adliye dediğimiz bu yerlerden umarız ki bir adalet çıkar” diye konuştu.

'KİMSENİN HADDİNE DEĞİL'

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ise yargılamanın haksız ve hukuksuz olduğunu belirtti. Gergerlioğlu, “Zulmen zindanlarda tutulan arkadaşlarımız için buradayız. Bu arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını, beraat etmesini istiyoruz. Zaten haksız, hukuksuz, tutarsız bir iddianame sonucu açılan bir dava var karşımızda. Hukuken de büyük bir saçmalık. Bu yargılamanın yapılacağı mahkemenin hakimi olan Akın Gürlerk önceki yargılamalarda vukuatları olan bir hakim. Seyyar mahkemelerin oluşturulduğu, siyasetin yargıyı dikte ettiği, istediği gibi kararlar verdiği bir dönemde bu mahkeme başlıyor. Türkiye’de yargının ne olduğunu iyi biliyoruz. Arkadaşlarımız hakkında terör ile ilgili bir takip başlatılmış. Tek bir illegal gösterilen delil yok. Legal faaliyetler illegal gibi gösteriliyor. Trajikomik bir dava ile karşı karşıyayız” dedi.

Gülünç bir iddianame hazırlandığını kaydeden Gergerlioğlu, şunları söyledi: “Bir dernek üyesinin belediyeye girmesinin neresi yasa dışı olabilir? Bir dernek üyesinin aldığı maaşının yarısını derneğine bağışlamanın neresi illegal olabilir. Kürtçe Allah’ın yarattığı bir dildir. Hiçbir dili aşağılamak kimsenin haddine değil. Partimizin legal çalışmaları, illegal çalışma olarak gösteriliyor. Son derece gülünç bir iddianame. Mağduriyetlerin bir an evvel giderilmesi gerekiyor.”

'ANA DİLİNDE İNANCINI YAŞAMAK İSTEYENLER CEZALANDIRILIYOR'

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Halklar ve İnançlar Komisyonu, aynı zamanda Alevi Masası olarak bu davayı takip ettiklerini ve melelerin yanında olduklarını belirtti. Kenanoğlu, “Bu operasyonun arka planını, amacını biliyoruz. DİAYDER’de çalışan insanların kendi anadillerinde ibadet etmeleri, kendi anadilleri ile inancını ortaya koyan, inancını samimiyetle yaşayan insanları yargılıyorlar. Bu Emevi İslam'ını reddeden, kendi yarattığı dini reddeden, samimiyetle kendi inancını anadilde ortaya koymaya çalışan insanları cezalandırma yöntemidir, yeni bir yöntem değildir. Uzunca bir dönem uygulanan bir yöntem. Aynı saiklerle bu iktidar da bunu uyguluyor. Bunu asla kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.

'20 SENE ÖNCEKİ BEYAN İDDİANAMEDE'

Dosya avukatlarından Serhat Çakmak da, din insanlarının hukuk mücadelesinde yanında olduklarını belirterek, “Siyasetin alanına giren konuların getirilip adliyenin alanına bırakılmasının bir sonucunu daha yaşıyoruz. Her zaman olduğu gibi yine hukuk mücadelesinin olacağını görmezden geliyorlar. İnsanlarımız yargılanıyor ama soruşturmanın çok eskiye, 2007’den başlayan bir soruşturma olduğunu aslında 2020 yılında iddianameye ve yargılamaya dönüştüğünü hatırlatmak isteriz. Aynı fiillerle aynı iddialarla, aynı dernek, başka bir soruşturma ile yargılanıyor. Dosya içerisinde teknik olarak hukuka aykırı delillerin varlığını, gizli tanıkların bu dosyada dinlenmediğini ve başka dosyalarda hükme esas bile alınmadığını görüyoruz ama buna rağmen 20 sene önce dile getirilen bir beyanın bugün bu dosyada bir iddia haline getirilmesini kabul etmiyoruz” dedi.