DİK: Dinde tecrit yok; hemen kaldırılmalı

Demokratik İslam Kongresi üyeleri, tecrit uygulayan ve açlık grevlerine sessiz kalanların dinin ölçülerine uymadığına dikkat çekti.

Demokratik İslam Kongresi (DİK), Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için devam eden süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine dikkat çekmek için Şirinevler’de bulunan Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) binasında basın toplantısı düzenledi.  Çok sayıda DİK üyesinin katıldığı toplantıda açıklamalar Kürtçe ve Türkçe yapıldı. 

'ÖCALAN ŞAHSINDA KÜRTLER VE ORTADOĞU TECRİTTE'

DİK Üyesi Ekrem Baran, bugün binlerce kişinin açlık grevinde olduğunu hatırlatarak, “Tecrit insanlık suçudur. Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle açlık grevine girilmiştir. Öcalan üzerindeki tecrit Kürt halkı ve Ortadoğu halkı üzerindeki tecrit anlamına gelir” dedi. Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğine işaret eden Baran,  “Eğer açlık grevinde olanların sesine ses verilmezse daha fazla ölüm yaşanabilir. İnsanların yaşamları korunmalıdır" dedi.

‘KURAN BUNU KABUL ETMİYOR'

DİK Üyesi Mehmet Şimşek de Kuran’ı Kerim’den örnekler vererek, şunları söyledi: “Kuran-ı Kerim’de hiçbir insanın hakları birbirinden ayrım yapılmaz. Zengini, fakiri, ezileni, padişahı aynı haklara sahiptir. Birinin hakkı diğerininkinden farklı ve fazla değildir. Bunun için biz de diyoruz ki insan kıymetlidir.  Bu açlık grevi ve tecridin kalkması için yüzümüzü buraya dönelim. Hak, hukuk için bedenini açlığa yatıranlar için yüzünü Kuran-ı Kerim’in kanununa dönsünler. Bu zulmü insanların üzerinden kaldırsınlar."

'HERKES ELİNDEN GELENİ YAPMALI'

DİK Üyesi Mehmet İnan da sözlerine, “Zalime meyil bile vermeyin, aksi halde zalim için hazırlanan ateş sizi de yakar” ayetiyle başladı. İnan, şöyle konuştu:

“Tecridi, ötekileştirmeyi, yok saymayı güzel gören zulümdedir. Ona karşı mücadele eden, açlık grevinde olan, fikirlerini beyan eden ve karşı duranlarda zulme meyil vermeyenlerdir. Leyla Güven ve dava arkadaşları bugün zindanlarda zulme, tecride, yok sayanlara karşı durmaktadırlar.  Büyük bir mücadelenin içindedirler.

Ülkede yaşayan 81 milyon vicdan sahipleri, daha çok tabutların çıkmaması için daha çok annelerin gözyaşlarının dökülmemesi için kimin elinden ne geliyorsa onu yapmasını arz ediyoruz. Dinimizde tecrit, yok sayma, ötekileştirme yoktur."

‘HUKUKSUZLUK YAPANIN İBADETİ DE SAYILMAZ'

DİK Üyesi Mehmet Emin Aslan ise şunları ifade etti:

"Açlık grevinde olanlar bedenlerini açlığa yatırmışlardır. Şunu sormak lazım; insanlar yaşamayı tercih ederken, açlık grevinde olanlar neden bedenlerini ölüme yatırmışlardır... Hukukun bittiği yerde, insanların muhatap alınmadığı yerde birileri bu refleksi gösteriyor. Bu refleksi gösterenlere değil ama bu insanları bu duruma getiren yetkililere bu soruyu sormamız gerekiyor: Neden bu insanları bu duruma getirdiniz? Neden hukuk ölçülerine göre değil de kendi normlarınıza uyarak bugün bu kadar insanın canına mal olacak şekilde durumu ortaya koydunuz?

Bir günlük hukuk bin senelik ibadetten daha iyidir. Bir gün hukuksuzluk yapan bir kişi bütün bir sene yaptığı ibadeti boşa götürür."