Cumhur İttifakının ortaklarından Devlet Bahçeli'nin 8 Ekim 2024’te meclis grubunda yaptığı konuşmanın ardından yeni bir süreç mi başlıyor tartışmaları konuşulurken, İmralı'da 25 yıldır uygulanan tecrit politikaları ise aralıksız devam ediyor. Önder Apo’nun ailesi ve avukatlarıyla görüşmesine hala izin verilmiyor. Tek kişilik hücrede tutulan Önder Apo’nun yasal hakları ise tamamen gasp edilmiş durumda.
İmralı'da yaşananları ve çözüm tartışmalarını ANF'ye değerlendiren DEM Parti Wan İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi, “Ekim ayında başlayan süreçten bu yana İmralı'da üçüncü görüşme gerçekleşti. Türkiye'nin mevcut anayasası çerçevesinden baktığımızda, ne olursa olsun cezaevinde bulunan kişinin aile ve avukat görüşü hiçbir gerekçe gösterilmeden engellenemez. Hem iç mevzuatta hem de dış mevzuatta, buna AİHS kararları da dahil, aile görüşü engellenemez. Ama Türkiye'de Sayın Öcalan şahsında aile ve avukat görüş yasağı uygulanıyor. Türkiye'de mevcut yasalara göre, cezaevinde bulunan bir kişi gerek tutuklu gerekse de hükümlü olsun, ailesi ve avukatları dışında üç kişiyle görüşebilir. Ancak Türkiye'de bunların hiçbiri uygulanmıyor. Her ne kadar son üç ay içerisinde Sayın Öcalan ile üç kez görüşme gerçekleşse de tecrit devam ediyor. Sayın Öcalan ailesiyle görüşemiyor, avukatlarıyla görüşemiyor. İmralı'nın kapıları kapalı oldukça bir çözümden veya bir süreçten bahsedemeyiz" diye konuştu.
‘İMRALI'YA GİDEN TÜM ENGELLER ORTADAN KALDIRILMALIDIR’
"Bir an önce koşulların sağlanması ve tecridin kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz" diyerek sözlerini sürdüren Dilekçi, "Bu çerçevede mevcut yasalar uygulanmalı, kişi haklarından yararlanmalıdır. Yıllardır bunu söylüyoruz ve Devlet Bahçeli de 8 Ekim konuşmasında 'Tecrit' diyerek bunu itiraf etmiştir. Eğer bir çözüm isteniyorsa, bunun için somut adımlar atılmalıdır. Hem çözüm diyeceksiniz hem de tecridi devam ettireceksiniz. Bu, kamuoyunda sürecin samimiyetine ilişkin endişe yaratıyor. Bu durumda bir çözüm sürecinden söz etmemiz mümkün değil. Bu sürecin sağlıklı yürümesi için söz ettiğimiz engellerin ortadan kaldırılması lazım. Bu anlamıyla, bir yandan tecrit devam ederken diğer yandan çözümden söz edilmesi karşılık bulmuyor. Şu anda heyetler gidiyor, ileride ne olacak, hep beraber göreceğiz" dedi.
‘BASKI VE SİNDİRME OPERASYONLARI SÜRÜYOR’
Ağırlaştırılmış tecritle beraber operasyonların da sürdüğüne dikkat çeken Dilekçi, şunları söyledi: “Kayyum ve sindirme politikaları sürerken çözümden bahsedilemez. Toplumun beklentisi, bir samimiyetin oluşması, sürecin doğru işletilmesi ve sürecin sonuca gitmesidir. Ne zaman böyle bir diyalogdan söz edilse, pozitif etkinin yanı sıra olumsuz durumlar da oluşuyor, bu olumsuz durumlardan vazgeçilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan, sadece heyet ile değil ailesi ve avukatlarıyla da düzenli görüşebilmelidir. Baskı ve sindirme politikalarından vazgeçilmelidir. Topluma güven veren, daha fazla pozitif etki yaratacak bir durumun oluşması lazım. Gerek açıklamalar gerekse yaklaşımlarla bunun olması gerektiğine inanıyoruz. Çözüm ve barış söz edilirken baskıyla bir yere varılamaz. Umarız bu koşullar düzeltilir ve topluma güven veren bir zemin oluşur. Bizler de siyasi parti olarak, bir an önce bu sürecin hakiki bir barış sürecine dönüşmesini sağlamalıyız."