Faşizme en büyük tokat değerlere sahip çıkmaktır
HPG'li Tolhildan Tekman'ın cenazesine uygulanan bu vahşet, her gün Kurdistan’da farklı bir biçimde gerçekleşiyor. Faşist Türk devleti bu kirli politikalarla asla sonuç alamayacaktır.
HPG'li Tolhildan Tekman'ın cenazesine uygulanan bu vahşet, her gün Kurdistan’da farklı bir biçimde gerçekleşiyor. Faşist Türk devleti bu kirli politikalarla asla sonuç alamayacaktır.
Kürtler için varlık-yokluk savaşının yaşandığı bir süreçte, Önder Apo öncülüğünde özgürlük savaşçıları ve halk destansı bir mücadele yürütüyor. Vahşi saldırılarını sürdüren faşist Türk devleti, gerillaya yönelik kimyasal silah kullanarak savaş suçları işlemeye devam ediyor.
Gerilla karşısında yenilmeye mahkum olan faşizm asla ama asla zaferi tadamayacaktır. Gerilla bu gerçekliği her şekilde ortaya koyup, yüzlerine bir tokat gibi vurmaktadır. AKP-MHP iktidarda kalabilmek için her türlü insan dışı, barbar yöntemlere başvurmaktadır. Bu saldırılara karşı Kürt halkı ise yaşadığı her yerde, her şehirde, her köyde sömürgeci sistem karşısında direniyor. Ahlaksız bir savaş yürüten Türk devleti Kürt halkının değerlerine, evlatlarının cenazelerine, şehitliklere saldırmaktadır. Bu saldırılar onların ne kadar zavallı olduklarının en somut örneğidir. En son 1 Eylül tarihinde 3 yıl önce şehit düşen HPG gerillası Tolhildan Tekman’ın (Yılmaz Uzun) kemiklerinin bir kutu içinde ailesine verilmesi, sadece bu vahşiliğin bir örneğidir.
Tolhildan Tekman, Serhatlı olup yurtsever değer yargılarına bağlı bir ailede doğar. Kültürüne, Kürtlüğüne bağlı bir aile ortamında şekillenir. Daha küçük yaşlarda düşman gerçekliğine şahitlik eder. Bu durum büyük bir öfkeye yol açar. Daha o yaşlarda düşman gerçekliğinin bilincine varıp, anadili bile yasak olan topraklarında amansız bir mücadele içerisine girer. Serhat halkının direniş, serhildan destanlarıyla büyür, her anında bu gerçeklikle yaşar. Dayanılmaz bir hal alan faşizme karşı arayış içerisine giren Tolhildan Tekman, Bakurê Kurdistan’dan gerilla saflarına katılır.
Savaşın yoğun olduğu bu süreçlerde gerilla saflarında çok çabuk yetkinleşir ve kendini mücadeleye adar. Halkı için savaştığının bilincinde, en ön saflarda, gözünü bile kırpmadan düşmanına karşı direniş ruhu ile savaşır. Çok kısa bir sürede öncü bir gerilla, aktif bir savaşçı, yenilmez bir militan olur. Ve yoldaşlarına izinden gidebileceği bir direniş mirası bırakır. Tolhildan, bu yola çıkma nedeninin değerler olduğunu herkese gösteren ve bunun militanı olarak yaşar. 15 Eylül 2020’de Garzan’ da Türk ordusu ile yaşanan çatışmada 4 yoldaşı ile şehitler kervanına katılır.
Bir anne-baba için en acı şey, şehit düşen evlatlarının cenazesinin verilmemesi, kimsesizler mezarlarında gömülerek yıllar sonra kemiklerinin bir kutuda verilmesi değil midir? Fakat bizler bunu başı dik, onurluca karşılayan halka şahit oluyoruz. Bir an bile bundan pişman olmayıp evladının kutsal yolda canını feda ettiğinin bilincinde olan baba, en zalimin bile vicdanına dokunacak sözleri yüreğinden akıtıp, evladının toprağı ile konuşuyor. “Ey şehit, annenin sana selamları var. Ey şehit yoldaşlarının sana selamları var. Ey şehit, ey şehit!” Bu sözler zalimlere karşı bir öfke tufanıydı. Elbet gün gelecek bu tufan zalimlerin sonu olacaktır.
Özgürlük gerillası Tolhildan'ın cenazesine yönelen bu vahşet, her gün Kurdistan’da farklı bir biçimde gerçekleşiyor. Faşist Türk devleti bu kirli politikalarla sonuç alamamaktadır ve asla alamayacaktır.