GÖRÜNTÜLÜ

Gazetecilerin gözünden Şehba’ya yönelik saldırılar ve direniş-II

HTŞ’nin Esad rejimine yönelik operasyonuyla, Türk devleti destekli çeteler de Şehba’ya saldırdı.1 Aralık’ta halk, güvenlik nedeniyle Şehba’dan da göç etmek zorunda kaldı. Gazeteci Roj Deniz, Şehba-Şêrewa hattındaki direnişi anlattı.

ŞEHBA'DA GAZETECİLERİN TANIKLIĞI

Efrîn’in işgaliyle Şehba’ya göç etmek zorunda kalan Efrîn halkı, Türk devleti ve çetelerinin saldırılarına karşı direnişini 7 yıl boyunca sürdürdü. HTŞ’nin Esad rejimine yönelik operasyonuyla, Türk devleti destekli çeteler de Şehba’ya saldırdı.1 Aralık’ta halk, güvenlik nedeniyle Şehba’dan da göç etmek zorunda kaldı. Gazeteci Roj Deniz, Şehba-Şêrewa hattındaki direnişi anlattı.


27 Kasım’da Heyet Tahrir El Şam’ın operasyonuyla Suriye rejimi hızla çekilirken, Şehba’da yaşayan Efrîn halkı çetelerin saldırılarına karşı direniş ruhunu korudu. Devrimci Halk Savaşı dahilinde örgütlenen kanton halkı, bir gün olsun mücadeleden vazgeçmedi. 7 yılı aşkın bir süredir Efrîn’e dönmek için zorlu koşullara rağmen direnmede ısrar etti. Türk devleti ve çetelerinin Şehba’ya dönük başlattığı saldırı nedeniyle, halkın güvenliği için 1 Aralık’ta alınan geri çekilme kararıyla Şehba’dan göç etmek zorunda kaldılar. Şêrewa hattında direnişi ve savaşı yakından takip eden Gazeteci Roj Deniz, o günleri anlattı.

‘ŞÊREWA’YA YÖNELİK TEHDİT HİÇ BİTMEDİ’

Heyet Tahrir El Şam’ın (HTŞ) Suriye rejimini devirmek için başlattığı operasyonuna dikkat çeken Roj Deniz, “Suriye rejimine karşı başlatılan operasyonda saatler içerisinde yeni gelişmelerle karşı karşıya kaldık. Suriye askerleri, HTŞ’ye karşı direnmeden mevzilerini ve askeri teçhizatlarını bıraktı. Topraklarını da mevzilerini de koruma girişimlerinde bulunmadılar. Rejimin devrilmesi kolay bir şekilde gerçekleşti. Bu nedenle de operasyon, kısa bir zaman diliminde sonlandı” dedi.

Operasyonun, savaşın Halep’in batısına sıçramasıyla hızlandığını ifade eden Roj Deniz, “Batıdan merkeze ele geçirme taktiği kullanıldı. Dolayısıyla Şêrewa’nın Bircqasê, Kilotê, Başemrê, Zirnatê, Meyasê, Gundê Mezin gibi 6 köyü ve Nubul ile Zehra, Halep’in batısında stratejik bir konumda kalıyordu. Özellikle Aqibê ve Ziyaret köyleri ardından gelen Şêrewa’nın 6 köyü, her zaman bir tehlike altındaydı” diye konuştu.

‘ZOR KOŞULLARA RAĞMEN DİRENİŞ DURMADI’

Bölgenin geçmişine de değinen Roj Deniz, “Bu 6 köy, 2018’de Efrîn’den çıktığımız günden beri sürekli bir çember altındaydı. Bir tarafı işgalci Türk devleti tarafından sarılmışken, diğer tarafı, yani Nubul ile Zehra da Suriye rejimi tarafından çevrelenmişti. Bu nedenle, bu 6 köyde her zaman bir direniş vardı. Her zaman bir tehdit ve saldırı altındaydılar ve yaşam koşulları oldukça zordu. Yani sadece HTŞ’nin başlattığı operasyonla değil, önceleri de tehlike altındaydılar” diye ekledi.

Efrîn işgalinden bu yana direnişiyle tanınan ve topraklarını özgürleştirmek için mücadele eden Efrîn Kurtuluş Güçleri’nin (HRE) yanında yer alma arzusunda olduğunu dile getiren Roj Deniz, “İşgalden bu yana Efrîn halkının sesi olmaya çalıştık; yeri geldi acılarını anlattık, yeri geldi objektiflerimiz gözyaşlarına şahit oldu, yeri geldi gülüşlerini kayda aldık. Türk devletinin Şehba’ya yönelik tehditlerine karşı, savaşçıların Şêrewa’daki direnişini kayıt altına aldık” dedi.

Roj Deniz, “Her bir dönemde, farklı bir rol oynamamız gerektiğinin farkındaydık. Bu nedenle ön cepheye gitme kararı aldım. Dediğim gibi, bu 6 köy her zaman tehlikedeydi, fakat son süreçlerde daha da büyük bir tehdit altındaydı. Bu köylerin Türk devleti için önemi büyüktü, çünkü stratejik olarak gelecekteki askerî planlarını güçlendirecek bir konumdaydılar. Bu 6 köyün ele geçirilmesi, Nubul ile Zehra’nın da işgal edilmesi anlamına geliyordu” diye belirtti.

Türk devletinin son 7 yılı aşkın bir süredir bu köyleri ele geçirme girişimlerinin hiç sona ermediğini hatırlatan Roj Deniz, “Ancak HRE ve halkın direnişi sayesinde, bu 7 yıl içerisinde Türk devleti emellerine ulaşamadı. Şehba’dan çıkana kadar bu 6 köy, büyük bir direniş sergiledi” ifadelerini kullandı.

27 Kasım’da HTŞ’nin, Suriye rejimi hedeflerine yönelik saldırılarıyla, rejim güçleri Şehba, Nubul ve Zehra’daki mevzilerinden hiçbir direniş göstermeden geri çekildi. Roj Deniz, bu süreçte Suriye rejiminin, “Bir mermi bile sıkmadan, bir savaş ortamı yaşanmadan tanklarını, toplarını ve diğer askeri teçhizatlarını geride bırakarak arkalarına bakmadan çekildiklerine birebir şahitlik ettik” diye ekledi.

‘YALAN HABERLERİ BOŞA ÇIKARDILAR’

Roj Deniz, geri çekilmenin ardından geriye sadece Şehba halkı ve Efrîn Kurtuluş Güçleri’nin (HRE) kaldığını belirtti: “Birçok kez, Şêrewa ve Til Rifat’ın boşaltıldığına dair yalan haberler yayıldı. Yayılan bu asılsız bilgileri deşifre etmek için halkın içerisindeydik ve halkın yaşamını sürdürdüğünü kayıt altına alarak dış dünyaya duyuruyorduk. Gözlerimizle gördüklerimiz ve Türk devletinin yaydığı söylentiler arasında dağlar kadar fark vardı. Ön cephede savaşçılar mücadele ederken, arka planda halk, büyük bir coşkuyla direnişi selamlıyordu ve bu durum moral ve motivasyonumuzu artırıyordu. Bu coşku, doğrudan ön mevzideki savaşçılara da yansıyordu.

Bu anlarda korku seline kapılmak mümkün değildi. Bir yandan mermi sesleri gelirken, diğer yandan halkın coşkusu çalışma azmimizi geliştiriyordu. Dolayısıyla, geri adım atmak aklımızdan bile geçmiyordu. Bu moral ve coşku, 1 Aralık’a kadar bu şekilde sürdü. Halkın güvenliği, bir daha katliamla yüz yüze kalınmaması ve ikinci bir Efrîn yaşanmaması için geri çekilme kararı alındı.”

‘TOPRAKLARINA DÖNME İNANCINI YİTİRMEDİLER’

Şêrewa hattı ve çevresindeki altı köy, Türk devleti çeteleri tarafından kuşatma altına alınırken, bölgedeki halkın büyük bir zorlukla göç etmek zorunda kaldığını dile getiren Roj Deniz, sözlerini şöyle tamamladı: “Şêrewa’da yaşayan birçok aile, imkân bulamadıkları için çeteler arasından çıkamadı ve ciddi bir tehdit altında yaşamaya devam etti. Bu zor zamanları yerinde gözlemleme fırsatı bulduk ve halkın yaşadığı acılara, direnişlerine yakından tanıklık ettik. Efrîn halkı, 7 yılı aşkın bir süredir direniş gösterdikleri Şehba’dan bir kez daha göç etmek zorunda kaldı. Efrîn'e dönme umuduyla mücadele eden halk, yaşanan kayıpların ardından bir kez daha zorlu bir duruma düştü, ancak direnişin ruhunu korumayı başardı. Şehba’dan göç eden topluluk, Tebqa ve Reqa’ya yönelirken, bazıları Cizre Kantonu’na doğru ilerledi. Yaşanan bu sıkıntılı sürece rağmen, halkın morali ve iradesinde hiç azalma olmadı. Hızla tekrar örgütlenme çabalarına girişen Efrîn halkı, ‘Efrîn’e dönene kadar direnişimiz sürecek’ diyerek kararlılıklarını ortaya koydu. Şehba’dan çıkışlarının, Efrîn'e bir daha dönüşleri olmayacağına inanmadıkları anlamına gelmediğini ifade eden halk, direnişle şekillenen yaşamlarını güçlendirmek için mücadele etmeye devam ediyor.”