ABD ve İngiltere’nin öncülüğünde, birçok devletin dahil olduğu uluslararası komplo 27’ncı yılına girdi. Önder Apo, 15 Şubat 1999’da uluslararası bir komplo ile Türkiye'ye teslim edildi. Önder Apo, o tarihten bu yana ağır tecrit koşulları altında tutuluyor. Buna rağmen, Kürt sorununun demokratik çözümü ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için büyük bir çaba gösteriyor.
Uluslararası komploya dair ajansımıza değerlendirmelerde bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Îdir Milletvekilli Yılmaz Hun, komplonun sadece Önder Apo’yu değil, tüm Ortadoğu halklarını ve Kürt halkını hedef aldığını belirterek şunları söyledi:
“Aslında komplo, kapitalist modernitenin inşasına karşı Sayın Öcalan’ın geliştirdiği 'Demokratik Modernite' ve Ortadoğu’da kapitalizme ve sömürüye karşı oluşturduğu yeni modele karşı geliştirildi. NATO ülkeleri ve egemen-hegemon güçlerin Ortadoğu’daki uygulamalarına, inşa çalışmalarına ve halkları yönetme biçimine karşı Sayın Öcalan’ın geliştirdiği bir fikriyat vardı. Sayın Öcalan fiziki olarak hapsedildi ama diğer taraftan da Kürt halkının iradesi, Ortadoğu’daki ve dünyada direnen halkların umudu hapsedilmeye çalışıldı. Fakat Sayın Öcalan, 26 yıllık süreçte büyük bir direniş sergiledi. Hem fikri açıdan direndi hem de kapitalist moderniteye karşı yeni bir fikriyat, yeni yol ve yöntemler geliştirdi. İnsanlığın sorunlarına karşı yeni yöntemler, fikriyat ve felsefe geliştirdi."
‘SAYIN ÖCALAN’IN FİKİRLERİ DÜNYAYA YAYILDI’
Uluslararası komplonun amacına ulaşamadığına dikkat çeken Hun, "Sayın Öcalan, son dört yıldır ağırlaştırılmış mutlak tecrit altında tutuluyor. Bunun anlamı, aslında Sayın Öcalan’ın fikirlerine karşı halkın toplumsallaşmasının engellenmeye çalışılmasıdır. Fakat bunu başaramadılar. Bugün Sayın Öcalan’ın fikriyatı, sadece Ortadoğu ve Kürdistan’da değil, dünyanın her tarafında, çeşitli ülkelerde, çeşitli üniversiteler ve akademilerde tartışılıyor.
Bu durum, Sayın Öcalan’ın fikriyatının artık dünyaya yayıldığının göstergesidir. İnsanlığın sorunlarına karşı bir çözüm perspektifi sunuyor ve insanlık için umut kaynağı oluyor. 26 yıl boyunca amaçlanan bir hedef, Sayın Öcalan’ın fikirlerini tamamen hapsederek Kürt halkının özgür taleplerini yok etmek ve bu fikirlerinin dünyaya yayılmasını engellemekti. Fakat bu başarılamadı ve Sayın Öcalan’ın fikirleri dünyaya yayıldı. Bugün Türkiye’nin yaşadığı krizde yeniden Sayın Öcalan'a başvurma sebebi, ülkenin içinde bulunduğu kaostur. Bunun sorunu çözecek olanın gene Sayın Öcalan’ın olduğu göstermektedir. Bu açıdan baktığımızda, uluslararası komplo amacına ulaşamamıştır" diye kaydetti.
‘ÇÖZÜMÜN ANAHTARI İMRALI’DIR’
Önder Apo ile DEM Parti heyeti arasında yapılan görüşmelere de değinen Yılmaz Hun, "Ortada bir diyalog süreci var ve bu sürecin başlamasına baktığımızda, Kürt halkının dört parça Kürdistan’da, Türkiye’de ve dünyada sürdürdüğü direniş sayesinde olduğunu ve devletin yenildiğini bize gösteriyor. Ülkede yaşan bütün krizlerin sebebi, Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Bunun anahtarının da Sayın Öcalan’da olduğunu herkes çok iyi biliyor; devlet de bunu gayet iyi biliyor.
Son sekiz yıllık süreç, Sayın Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridin sonuç vermediğini göstermektedir. Türkiye, bir krizin, kaosun içerisinde ve bunun sebebi; Kürt sorunudur, Sayın Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecrittir. Çözüm elbette İmralı'da olacaktır. Türkiye, Ortadoğu ve dünyadaki sorunlara vakıf olan kişi Sayın Abdullah Öcalan'dır ve buna yönelik çözüm geliştiren de kendisidir. Bu nedenle, yeniden Sayın Öcalan’ın kapısının çalınması doğru bir adımdır.”