Cumhurbaşkanlığı tarafından 8 Mart 2025 tarihli Resmî Gazete’de 2024-2028 Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı çerçevesinde, kadınların hak ve fırsatlardan eşit şekilde yararlanmasını sağlamak amacıyla Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu kuruldu. Kurulun kurulmasının üzerinden bir hafta geçmeden 10-11 Mart tarihlerinde 24 saat içinde 5 kadın boşandığı, boşanma aşamasında olduğu ya da evli olduğu erkek tarafından katledildi. Bir kadın da uzaklaştırma kararı olmasına rağmen yaralandı.
Kadına yönelik şiddetin artması ama iktidarın bu anlamda somut adımlar atmamasını eleştiren Emek Partisi Antep Milletvekili Sevda Karaca “Her şey komisyonda bürokratların, bakanlık yetkililerinin anlattığı kadar şahaneyse, nasıl oluyor da bir günde 5 kadın göz göre göre öldürülüyor?” diye soruyor.
KADINLARI ŞİDDET GÖRDÜKLERİ EV İÇİNE HAPSEDİYORLAR
Sevda Karaca 24 saat içinde 5 kadının katledildiğini hatırlatarak Emniyet Müdürlüğü yetkilisinin de rakamlarla kadınların en çok kimler tarafından öldürüldüğünü teyit ettiğini ifade ediyor: “Geçtiğimiz günlerde sadece 24 saat içinde 5 kadın boşandığı, boşanma aşamasında olduğu ya da evli olduğu erkek tarafından öldürüldü, 1 kadın ise uzaklaştırma kararına rağmen yaralandı.
Her gün kadınlar en yakınları olan eşleri, babaları, abileri tarafından öldürülüyor. Bunu Kadına Yönelik Şiddeti önlemeye dönük kurulan meclis araştırma komisyonundaki Emniyet Müdürlüğü yetkilisi de teyit etti. Dedi ki “Kadınların yüzde 65’i ev içinde, yüzde 50’si eşi tarafından öldürülüyor”. Peki bu komisyonda şiddeti önlemeye dönük gerçek bir çalışma yapılıyor mu? Hayır! Bakanlar, Genel Müdürler, İl Müdürleri gelip ne kadar da iyi çalıştıklarını anlatıp gidiyorlar. 21 toplantı yaptı bu komisyon, 21 kadını koruyabildi mi devlet bu sürede? Her şey komisyonda bürokratların, bakanlık yetkililerinin anlattığı kadar şahaneyse, nasıl oluyor da bir günde 5 kadın göz göre göre öldürülüyor?
İktidar, ev içi şiddeti önleyecek en basit tedbirleri dahi almaktan imtina ettiği gibi bir de kadınları aile içindeki şiddet sarmalına mahkûm eden politikalarla “aile yılı” ilan ederek kadınlarla adeta dalga geçiyor. Kadınları ucuz iş gücü doğurma makinesi yapmak isteyen, esnek, güvencesiz ve kayıt dışı çalışma koşullarına zorlayan; yoksulluk ve açlığa itip, şiddete daha da açık hale getiren; şiddeti önleme mekanizmalarını işlevsizleştiren, İstanbul Sözleşmesi’nden tek kalemde çıkan bu iktidarın derdi şiddeti önlemek falan değil, şiddeti aile içinde görünmez hale getirmek.”
BÜTÇEDEN KADIN BAŞINA 38 KURUŞ AYRILMIŞ DURUMDA!
Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu’nun 8 Mart tarihli Resmî Gazete’de yayınlanmasını da eleştiren Sevda Karaca, iktidarın özellikle tarihsel günlerde büyük laflar etmeyi sevdiğini dile getiriyor: “Kadınların tarihsel mücadeleleri ile kazandığı hakları sembolize eden 8 Mart, 25 Kasım gibi günlerde büyük laflar etmeyi çok seviyorlar. Erdoğan bu 8 Mart’ta yine bir genelge yayınladı, “Kadının Güçlenmesi Koordinasyon Kurulu” kurduğunu ilan etti. Bunun müjdesini veren Aile Bakanlığı’nın, 2025 yılı bütçesinde kadının güçlenmesi için kadın başına sadece 38 kuruş ayırdığını hatırlatalım. Kadınlara bir yara bandı fiyatı kadar bile bütçe ayırmayan bu iktidar kadınları nasıl güçlendirebilir?
Aile Bakanı, “Anayasaya, yasalara kadın erkek eşitliğini biz getirdik” diyor. Oysaki her gün yeni bir olayla kendilerini yalanlıyorlar. Bakın daha yeni, Milli Eğitim Bakanı okullarda toplumsal cinsiyet eğitimini “toplumsal anlamda infial uyandırabilecek, toplumun temel referans değerleriyle asla örtüşmeyen kışkırtıcı bir eylem” diyerek suç haline getirdi. Eşitliğe işte bu kadar düşmanlar…”
KADIN CİNAYETLERİNİN BAŞ FAİLİ ONLAR
EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca ayrımcılığı körükleyen politikaları hayata geçirenin iktidar olduğunu söylerken fail olarak da yine onları işaret ediyor. Bakanlığa bir soru önergesi verdiklerini de hatırlatan Sevda Karaca şunları söylüyor: “Bugün kadınları her türlü ayrımcılığa maruz bırakan, kız çocuklarını eğitimden uzaklaştırıp evliliğe iten, cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren bu anlayışın kadına yönelik şiddeti önleme gibi bir niyeti de yok kudreti de. AKP, kadınları eşitsizliğe boğan politikalarıyla kadın cinayetlerinin baş failidir.
Hem 24 saatte 5 kadının öldürülmesine seyirci kalan politikaları sorgulayan, hem de tarikatlar, cemaatler, Ülkü Ocakları okullarda cirit atarken eğitim emekçilerinin öğrencilere vermek istediği toplumsal cinsiyet eşitliği derslerinin suç haline getirilmesini gündeme getiren iki soru önergesiyle bu failliği gözler önüne sermek istedik. Tek bir kadın cinayetine daha, tek bir sahte söze, eşitlik hakkımızı tırpanlarken aman da kadınlar için şöyle şahane işler yapıyoruz diye böbürlenen ikiyüzlülüğe daha fazla tahammülümüz yok.”