Kürt gazetecilerin tutuklanması protesto edildi: Bu sessizlik sizi de yakar

Gazeteci örgütleri, Kürt gazetecilerin tutuklanmasını protesto etti, "Bu sessizlik sizi de yakar" diye seslendi.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabirlerinin tutuklanmasını protesto etmek için Şişhane Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Eylemde 9 gazetecinin fotoğraflarının yer aldığı “Özgür Basın baş eğmez" yazılı pankart açıldı.

 Çok sayıda gazetecinin katıldığı eyleme, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri ile parti yöneticileri, HDP Gençlik Meclisi, Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER), Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) ile Kürt Araştırma Derneği ve Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) üyeleri de katıldı. Tutuklanan gazetecilerin fotoğrafları ile “Devrimci demokrat basın susturulamaz”, “Tutsak gazetecilere özgürlük”, “Özgür basın susturulamaz”, “Apê Musa’dan bu yana özgür basın direniyor”, “Gurbetelli’nin bükülemeyen kalemiyiz” dövizleri taşındı.

'SESSİZLİK HERKESİ YAKAR'

Açıklama yapan Yeni Yaşam Gazetesi Editörü Reyhan Hacıoğlu, son dört ayda 25 gazetecinin tutuklandığına dikkat çekerek, “Ne yaparlarsa yapsınlar,  Özgür Basın baş eğmeyecek. Özgür Ülke bombalandığında, ‘Bu ateş sizi de yakar’ demiştik. Şimdi de ‘Bu sessizlik sizi de yakar.’ diyoruz.  O yüzden açıklamamız bir dayanışma çağrısıdır. Özgür basın size istediğiniz görüntüyü vermez, bunun sözünü bir kez daha veriyoruz” dedi.

DFG Yönetim Kurulu Üyesi Nişmiye Güler, gazetecilerin cumhuriyetin kuruluşunun yıl dönümü olan 29 Ekim tarihinde tutuklanmasının tesadüf olmadığını, bu operasyonun 29 Ekim 2016'da Kürt özgür basının ajanslarının ve gazetelerinin gece yarısı çıkarılan KHK ile kapatıldığı tarihe denk getirildiğini aktardı. 6 yıl sonra 9 gazetecinin, yaptıkları haberler, çalıştıkları ajanslar, dernek üyelikleri ve seyahatlerinden “suç” üretilmeye çalışılıp tutuklanmalarına hükmedildiğini hatırlatan Güler, “Yargının 9 arkadaşımızı tutuklaması siyasi bir kararın ötesinde değildir" diye konuştu.

 DFG'ye üyeliklerinin de suçlama konusu olduğunu hatırlatan Güler, "Derneğimizi kriminalize etmeye çalışan Ankara Emniyeti’ne ve buna alet olan savcılara da sesleniyoruz: Suç işliyorsunuz. Derneğimiz tamamıyla yasal olup, her türlü vergisini veren bir kurumdur. Arkadaşlarımızı tutuklamaya yeterli delil bulamayıp, derneğimiz üzerinden suç üretme çabanız da nafiledir" dedi.

'GERÇEKLERİ KARARTMAK İSTİYORLAR'

Kürt basınına yönelik bu tür saldırıların, gazetecileri susturma ve gerçekleri karartma amaçlı olduğunu vurgulayan Güler, "Kürt karşıtlığı ve düşmanlığında sınır tanımayan iktidar, savaş gerçekliğini tüm çıplaklığıyla halka ulaştıran Özgür Basın gazetecilerini asla susturamayacaktır. 'Gerçekler Asla Karanlıkta Kalmayacak' geleneğinden gelen Özgür Basın çalışanları, ne dün ne bugün hiçbir baskıya baş eğmediğini tüm pratiğiyle ortaya koymuştur. Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat, Cengiz Altun, Ferhat Tepe ve Nagihan Akarsel’den gücünü alan Kürt gazeteciler olarak bu saldırılara karşı da baş eğmeyeceğiz" diye kaydetti.

'KÜRT GAZETECİLER ASLA KORKMAZ'

Güler, 1990’larda Kürt basınına yönelik saldırıları anımsatarak, "Baskıcı, despotik iktidar şunu bilsin ki korkunun ecele faydası yoktur. Ne tür baskı yaparsa yapsınlar, ne kadar sansür yasaları çıkarsalar çıkarsınlar, Kürt gazeteciler tehdit, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla asla korkmaz, mücadeleden vazgeçmez ve baş eğmez. Buradan arkadaşlarımızı hedef gösteren sözde muhalif medyaya da sesleniyoruz: Bir taraftan yargının bağımsız olmadığını söyleyip diğer taraftan da söz konusu saldırılar Kürtlere yönelik olunca iktidarın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçin" şeklinde konuştu.

 Gazetecilere dönük işkencenin evlerden başlayıp polis araçlarında, emniyette, adliye ve cezaevinde sürdüğünü dile getiren Güler, "9 arkadaşımız günlerdir tek kişilik hücrelerde tutulmaktadır. Baş eğdiremediğiniz arkadaşlarımıza işkenceye son verin. Tüm bu işkencelerinize baş eğmeyen arkadaşlarımız ve 16 Haziran’da tutuklanan 16 arkadaşımız gibi biz de buradan bir kez daha haykırıyoruz; 'Özgür basın baş eğmez'. Büyük bedeller vererek, bugünlere gerçeklerden asla taviz vermeyerek gelen Özgür Basın’ın kalemi iki yakalarını bırakmayacaktır. Tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine çağrımızdır; biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte mücadele ederek boşa çıkaralım. Tüm gazetecilere özgürlük diyoruz" diye konuştu.

 MA Muhabiri Ergin Çağlar, tutuklanan 16 gazeteci hakkında henüz iddianame dahi hazırlanmadan, yeni bir operasyonla 9 gazetecinin daha tutukladığını hatırlatarak, şunları kaydetti: "Bu operasyonların ve siyasi atmosferin yabancısı değiliz. 11 arkadaşımız gözaltına alındığı esnada nasıl muamele ettiklerine hepimiz şahitlik ettik. Onlara baş eğilmeyeceğini gösterdiler. Tutuklanan 9 arkadaşımız mesaj da gönderdi, bir kez daha söylüyoruz, Özgür Basın size baş eğmeyecek.”

'TOPLUM DA MÜCADELE ETMELİ'

TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, tam da Sansür Yasası’nın hemen arkasından 9 meslektaşlarının tutuklandığını ifade ederek, “Gerekçe ise mesleki faaliyetleri. Habere, haberciye düşman bir iktidar var. Sansür Yasası ve arkadaşlarımızın tutuklanması da bunun bir parçası. Sansür Yasası’na, tutuklamalara rağmen haberlerimizi duyurmaya devam edeceğiz. Gazeteciler habercilik dışında başka bir şey yapmıyorlar. Bu ülkede haberi suç olmaktan çıkarmalıyız. Toplum da bunun bir parçası olduğunu görmeli. Gazeteciler tutuklanarak, haber susturularak toplum da haber alma hakkından mahrum kalıyor. Toplumla birlikte, hep birlikte mücadele etmeliyiz. Başta son tutuklanan meslektaşlarımız olmak üzere cezaevlerindeki tüm meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” çağrısını yaptı.

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da, basının sesinin kısılmaya çalışıldığını kaydederek, “Bütün eylemlerde gazeteciler şiddet görüyor, basının görevi engellenmeye çalışılıyor. Şantajla boyun eğdiremediklerini cezaevinde susturmaya çalışıyorlar, satın alamadıkları kalemi kelepçeyle susturmaya çalışıyorlar. Bu operasyonla özgür basının sesini kısacaklarını sananlar Musa Anter’den bugüne baksınlar özgür basın susturulamadı. Zulmünüz, zorbalığınız susturamayacak özgür basını” dedi.

Eylem alkışlar eşliğinde atılan “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz”, "Özgür basın susturulamaz" sloganları ile son buldu.