Oğlu açlık grevinde olan anne: Hala neden sessizsiniz?

Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi için açlık grevinde olan Ömer Toluk’un annesi, "Her geçen gün çocuklarımızın bedeni eriyor, hala neden sessizsiniz" diye tepki gösterdi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması talebiyle DTK Eşbaşkanı ve HDP milletvekili Leyla Güven 7 Kasım 2018’den bu yana açlık grevini sürdürüyor. Güven’in ardından birçok cezaevinde bulunan tutsaklar açlık grevine girerken, 1 Mart itibarıyla açlık grevlerin bütün cezaevlerine yayıldı. 1 Mart’a açlık grevine giren tutsaklardan birisi de Ömer Toluk.

Adana Ceyhan’da doğup büyüyen Toluk, 3 yıl önce Ceyhan’da yasaklanan Newroz’u kutlamak için yapılan eylemde gözaltına alınarak tutuklandı. Ceyhan Cezaevi’nde rehin tutulan Toluk’a mahkeme 5 yıl ceza verdi. Açlık grevinde olan Toluk için annesi Meryem Toluk, 30 yıl önce Siirt’ten Ceyhan’a göç ettiklerini belirterek, "O zamanlar da üzerimizde devletin baskısı çok fazlaydı. 30 yıldır evimiz burada.

Oğlum Ömer de burada doğup büyüdü. Her zaman sakin ve içine kapanık bir genç oldu. 2016 yılında yapılması planlanan Newroz son dakika iptal edildi. O ve birkaç arkadaşı, "Bu bizim bayramımızdır kimseden izin istemeyeceğiz. Kutlayacağız" dediler. Bugün de o gün olduğu gibi ortada yanlış bir şey olduğu için elinden gelen tek eylem yöntemi ile direnişe geçti oğlum" diye konuştu.

‘TUTSAKLAR SESSİZLİKTEN DOLAYI TEPKİLİ’

Oğlu ile yaptığı son görüşmeyi anlatan anne Toluk, "Durumunu annesi olarak çok da iyi görmedim. Ama asıl durumu kötü olanlar, Ömer’den çok arkadaşlarıydı. 100 günden fazladır açlık grevinde olan arkadaşları var. Söylediklerine göre cezaevi kendilerine, şeker ve tuz vermiyormuş. Sadece doktor gönderiyor. Onlar içeride üzerine düşeni yaptılar. Dışarının bu kadar sessiz kalmasına tepkililer" dedi.

Şehadete ulaşan eylemcilerin ailelerine de sabır dileyen anne Toluk devamla şunları belirtti: "Bizler anneyiz. Ne kadar zor onları aç düşünmek, yaşamayan bilemez. Onlar eylemlerinde kararlı. Tecrit kalkmadan eylemlerini sonlandırmayacaklar. O zaman biz dışarıdakiler tecridin sona ermesi için daha fazla mücadele etmeliyiz ve ne pahasına olursa olsun kaldırılmasını sağlamalıyız. Bunu da sessiz kalarak değil. Haykırarak yapabiliriz."