Oluç: Bu iktidar açlık, yoksulluk, adaletsizliktir

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Tek adam yönetiminin maliyeti açlık, yoksulluk ve adaletsizliktir" diyerek, iktidarın emekçileri aldattığını, ülkenin ekonomik çöküşte olduğunu vurguladı.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Oluç, "Bugün TÜİK’in enflasyon verileri açıklandı. Bunlar TÜİK’in hormonlu ve oynanmış verileri ama ona rağmen tablo son derece vahim. TÜİK aylık verileri yüzde 13.58 olarak açıklandı. Enflasyon Araştırma Grubu var ENAG, ENAG Aralık 2021 enflasyon verilerini yüzde 19,35 olarak açıkladı. TÜİK’ten 6 puan fazla açıkladı. TÜİK yıllık enflasyonu yüzde 36 olarak açıkladı. ENAG ise yıllık enflasyonu yüzde 82,81 olarak açıkladı. Yıllık enflasyon bazında TÜİK’in yalanının boyutu yüzde 50’ye varıyor" dedi.
Ekonomik çöküşe değinmeyi sürdüren Oluç, şunları söyledi:
"ÜFE’ye baktığımızda Aralık’ta yüzde 19,08’lik bir artış, 2021 yıllık artışı ise yüzde 79,89 yani yüzde 80’e varmış vaziyette. Enflasyon TÜİK’in üzerinde oynanmış verilerine rağmen bile 19 yıllık bir rekor kırdı. En son Mayıs 2003’te TÜFE yüzde 30’un üzerinde çıkmıştı. Şimdi 19 yıl sonra, Mayıs 2003’ten bugüne yeni bir rekor kırılmış olmuş oldu. Nisan 2001’de ise ilk kez aylık TÜFE yüzde 10’u aştı. Nisan 2001’den bu yana ilk kez aylık TÜFE yüzde 10’u aştı. Bu neden kaynaklanıyor? Yanlış ekonomi politikaları, yanlış tercihler ve faiz takıntısı. Hani faiz sebep enflasyon sonuç diyorlardı ya öyle değil. Faiz takıntısı sebep enflasyon sonuç. Durum karşımızda.
Bu iktidar sonunda yanan ocakları söndürdü, kaynayan tencerelerin altını kıstı, ısınan hane bırakmadı, çocuklar yataklarına aç girmeye başladılar.

'MEMUR VE EMEKLİLERE OYUN OYNANDI'

Tam bir zam zulmü ile karşı karşıya toplum. Niye bugüne kadar bu zamları beklettiler ve bugün bu enflasyon oranlarını açıkladılar? Çünkü eğer bu zamlar Aralık ayında yapılmış olsaydı enflasyon oranlarına yansıyacaktı ve memur ve emekli maaşları buna göre ayarlanacaktı. Ama şimdi memur ve emeklilere bir oyun oynandı. Halkına oyun oynayan bir iktidarla karşı karşıyayız. Enflasyon en adaletsiz vergidir, bunu biliyoruz. Asgari ücret zammı daha işçilerin emekçilerin eline geçmeden eridi bitti. Hani ünlü bir laf var ya "kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar" diye. Artık kaşıkla da vermiyorlar sürekli kepçe ile alıyorlar. Saray'ın ekonomi uzmanları vardı, "Ocak'ta negatif TÜFE bekliyoruz" diye açıklama yaptılar. İşte Saray'ın ekonomi kılavuzları bunlar. Ekonomide bütün yanlış politikaları önerenler Saray'ın ekonomi uzmanlarıdır. Çok açık ortadadır."

Oluç, şu değerlendirmeleri de yaptı:
"2018’den yani tek adam rejiminin başladığı günden bugüne kadar elektrik fiyatları yüzde 400, doğalgaz yüzde 147 artmış. Son zamlar bunlara dahil değil. En insafsızı son zamlar oldu. Artık elektrik ve doğalgaz lüks tüketim haline geldi. Tek adam yönetiminin maliyeti açlık yoksulluk ve adaletsizlik olarak ortaya çıktı. Biliyorsunuz havuz medyası burada kayda almıyordur yaptığımız açıklamayı ama zamları uzunca süre yazamadı. Zam lafını kullanamadı. Yeni tarife, yeni düzenlemeler dedi ama zam olduğunu açıklayamadı. Şimdi bu iktidar Merkez Bankası rezervlerini siyasi ömrüne nefes olsun diye hunharca tüketti, tüketmeye devam ediyor. Esnafa, vatandaşa tuzak kurdu dövizi yukarıdan sattı ve koca bir vurgun tablosu ile karşı karşıya bıraktı ülkeyi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yürürlüğe girdiği günden beri zamlardan başka bir şey yaşanmadığını hep birlikte gördük.
Merkez Bankasının 8.9 milyar dolarına ne oldu?
Yaşanan felaket tablosuna rağmen Erdoğan bir pembe bir tablo çiziyor.

DİAYDER DAVASI VE KÜRTÇE DÜŞMANLIĞI

Değinmek istediğim diğer konu DİAYDER davası. DİAYDER nedir; Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği. 12 yıldır faaliyet yürüten bir dernekten söz ediyoruz. 15 Temmuz darbe girişimden sonra dahi kapatılmamış bir dernekten söz ediyoruz. Sadece İstanbul’da 9 mescidi bulunan bir dernekten söz ediyoruz. Bu derneğe yönelik geçen yıl Temmuz ayında bir operasyon yapıldı. Bir kumpas düzenlendi. 28 din alimi gözaltına alındı 9’u tutuklu olarak halen cezaevinde bulunuyor. Hepsi 70 yaş üzerinde imamlardır. Esas itibariyle o gün açıklanan gözaltı ve tutuklama nedeni Kürtçe hutbe okumaktı. Şimdi aradan zaman geçti bir kumpas iddianamesi ortaya çıktı. Bu kumpas iddianamesi 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi yani gezici ağır ceza dediğimiz mahkemedir. Daha önce Selahattin Demirtaş, Canan Kaftancıoğlu, Sırrı Süreyya Önder, ÇHD üyesi avukatlar ve Osman Kavala gibi isimlere gezerek cezaları yağdırmış olan mahkemedir. İşte 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesine gitti bu kumpas iddianamesi. Bu kumpas iddianamesini İBB ile bağlantılandırarak illeri sürdüler ama bu iddianameye baktığımızda tamamen çöp olduğunu görürüz. İddianameye benzetmek mümkündür.
IŞİD’e karşı olmayı suç olarak iddianameye koymuşlar.
DİAYDER’li bütün imamların yanındayız.
DİAYDER iddianamesi bir kumpas iddianamesi, bir kumpas davasıdır.
2022’de direnerek ve demokratik mücadelemizi yükselterek bu hukuksuzluk ve adaletsizlikleri aşacağız."