Oluç: Kürtçe kurumları en çok AKP döneminde kapatıldı

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, AKP-MHP iktidarının Kürtçeye karşı uygulamalarına dikkat çekti. Ekonomik çöküşe değinen Oluç, "Vahim bir durumla karşı karşıyayız" dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
AKP Grup Başkanvekili Emin Akbaşoğlu’nun açıklamalarıyla söze başlayan Oluç, “Akbaşoğlu 'Fransa’da 150 Euro’ya yapılan alışveriş yüzde 7’lere varan enflasyon sebebiyle artık 750 Euro, yüzde 7 yani 7 kat' dedi. Buradaki yanlışlara bakın. 150 Euro’nun 7 katı 750 değil matematik bilmiyor. İkincisi yüzde 7 artış demek 7 kat artış demek değil yine matematik bilmiyor, onu da bir kenara bırakalım, üçüncüsü Fransa’daki enflasyon gerçek bilgisine sahip misiniz bilgi veriyorsunuz. Bakın Fransa’da TÜİK’in muadili olan Fransa Ulusal İstatistik ve Ekonomik Çalışmalar Enstitüsü demiş ki; Ocak ayında enflasyon yüzde 0,1 artarak yüzde 2,9’a yükseldi demiş. O verisi de yanlış Fransa'daki enflasyon ile ilgili. Gıda yüzde 1,5, mamül ürünlerde yüzde 1,2. Bütün verileri yanlış. Euro bölgesindeki enflasyona baktık yüzde 5,1 yıllık artış. O da yanlış. Almanlar 2015’te 100 Euro’ya aldıkları gıdayı 2022 ocak ayında 117 Euro'ya alabiliyormuş. Almanya için de geçerli değil. O verilerde yanlış” diye konuştu.

'HİÇBİR GENÇ GÜVENMİYOR ARTIK'

Oluç, şu değerlendirmeleri de yaptı:
"Geçen gün bir araştırmada gördük, gençlerin 18-25 yaş kuşağı arasında yapılan araştırmada gençlerin yüzde 77’si neredeyse politikalara hiç güvenmiyorum ve güvenmiyorum demiş. Kimin sayesinde Akbaşoğlu ve arkadaşlarının sayesinde. Gençlerin yine o araştırmada yüzde 76’sı siyasi partilere hiç güvenmiyorum ve güvenmiyorum demiş. Kimin sayesinde? İktidar Akbaşoğlu ve arkadaşları sayesinde. Yüzde 63’ü ülke kötü yönetiliyor, memnun değilim, demiş, kimin sayesinde? Bu iktidarın ve Akbaşoğlu’nun arkadaşlarının sayesinde. Yüzde 73’ü Türkiye’den gitmek istiyorum demiş. Akbaşoğlu ve arkadaşlarının sayesinde. Yani gençler bu zihniyeti bu iktidar anlayışına baktıkları zaman geleceği dair umutlarını kaybediyorlar. Bu iktidar bu hale getirmiş vaziyette. Başta söylediğimi tekrar edeyim; Akbaşoğlu çıkıp halktan sizleri kandırmaya çalıştım, bir cümlenin içinde dört yanlış ve yalan veri kullandım, bundan dolayı özür dilerim demelidir. Ama biraz önce basın toplantısı yaptı, bu konuda bir şey var mı? Yok. Gerçekten vahim bir durumla karşı karşıya olduğumuzu hep birlikte görüyoruz.
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ‘dolar artık istikrara kavuştu. Yakında fiyatlar da istikrara kavuşacak’ dedi. E ne oldu, dolar 10 lira olacak, diyordu, dolar 13,6’ya istikrara kavuştu. Enflasyon yüzde 30’u aşacak, demiş enflasyon insaflı davranmış, enflasyon TÜİK’in sahte verilerine göre bile yüzde 50’ye geldi.

 DÜNYA ANADİL GÜNÜ

Bugün 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü. Dünya Anadil Günü ilk olarak 2000 yılında dünya çapında kutlanmaya başlandı. Esas itibariyle kültürel çeşitliliği ve çok dilliği desteklenmek amacıyla kutlanmaya başlandı. O günden bugüne kadar kutlanıyor. UNESCO’nun raporuna göre dünyada 2 bin 500, Türkiye’de ise 18 dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye’deki iktidarlar üyesi oldukları sözleşmelerine taraf oldukları BM’nin kabul ettiği Dünya Anadil Günü için ne yaptılar. Türkiye’de konuşulan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan veya kırılganlık kategorisinde olan 18 dilin için ne yaptılar bir şey yapmadılar. Samimi değiller, iki yüzlü yaklaşıyorlar. Bir yandan Kürtçeye önem veriyoruz diye seçmeli ders meselesini gündeme alıyorlar. Biz diyoruz ki seçmeli ders olabilir ama esas olan adilde eğitimdir. Çocukların hakkı olan şey anadilinde eğitim meselesidir.
Hani Kürtçeyi seçmeli ders yapıyorsunuz, kayyumlar tam tersini yapıyorlar. Çünkü samimi değilsiniz. Bunları seçim yatırımı olarak düşünüyorsunuz. Yoksa halkın anadiline Kürt halkının anadiline saygı duyduğunuz, bunların geliştirilmesine özen gösterdiğinizden dolayı yapmıyorsunuz. Tüm dünyada çok dünyada çok dillilik destekleniyor. Türkiye’de ise anadil talebi bölücülük olarak nitelendiriliyor. Niye? Anadilinin kullanılması hangi ülkeyi bölmüş bugüne kadar hiç böyle bir şey yok. Biz bunun için anadili eğitiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz.
Size hatırlatıyoruz, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra günlük Kürtçe gazetesi Azadiya Welat’ı yasakladınız. Ne alakası vardı Azadiya Welat’ın darbe girişimiyle? Hiçbir alakası yoktu. Kürtçe yayın yapan televizyonları, haber ajanslarını, dergileri, radyolarını, yayın evlerini yasakladınız, bir ilkokulu kapattınız, KURDİ-DER'İ ve İstanbul Kürt Enstitüsünü kapattınız, '90’ların en karanlık dönemlerinde yasaklanmamış olan enstitü ve dil kuruluşlarını kapattınız. Yetmedi, Kürt coğrafyasında Kürt diline emek vermiş Ehmedê Xanî, Cigerxwîn, Mehmet Uzun gibi toplum tarafından benimsenen şahsiyetlerin heykellerini yıktınız. İsimlerini kayyumlarınız tabelalardan sildi.
Türkiye'nin çok dilli ve kültürlü sosyolojik yapısı ve anayasanın eşitlik ilkesi gereğince eğitim ve sağlık başta olmak üzere her alanda hizmetler anadilinde de verilmelidir. Bunu özellikle vurguluyoruz. Türkiye’de konuşulan tüm dillerin kamusal alanda kullanılmasına imkan tanınmalı. Yok olma tehlikesi altındaki dillerin korunması için somut adımların atılması şarttır, anadili çalışmalarına ilişkin üniversite birimlerinin yaygınlaştırılması ve var olan birimlerin güçlendirilmesi, en önemli çocuk hakları sözleşmesinin anadiline ilişkin 3 maddesine konulan şerhin 3 maddesine konulan şerhin kaldırılması önemlidir."