Peköz: Hükümetin tavrı durumu daha kötü bir hale getiriyor

Açlık grevi eylemlerine değinen HDP Milletvekili Kemal Peköz, açlık grevinin hükümet ve kamuoyu tarafından görmezden gelinmesinin mevcut durumu daha da kötüye götüreceğini belirtti.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması talebiyle Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nde başlattığı ve tahliyesi ardından evinde sürdürdüğü açlık grevi 153. günü geride bıraktı. Aynı taleple Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde açlık grevine başlayan HDP üyesi Nasır Yağız 141, Strasburg’da 14 kişi ve Galler’de İmam Şiş’in 115, cezaevlerinde 16 Aralık’ta başlayan tutuklular 116 gündür eylemde.

Açlık grevleri 1 Mart itibariyle tüm cezaevlerine yayıldı. Tüm bunlara rağmen Türkiye’de kamuoyunun ve hükümetin sessiz kalmasına ilişkin konuşan HDP Adana Milletvekili Kemal Peköz, bu şekilde durumun daha da kötüye gideceğini söyledi. Açlık grevinde olan tutsakların ve Leyla Güven’in taleplerinin sonuna kadar haklı bir talep olduğunu ifade eden Peköz, "Açlık grevinde olan arkadaşlarımız hiçbir özel talepte bulunmadılar. Anayasal hak olan şeyi istediler.

Onların tek talepleri Türkiye'deki yasaların herkese aynı ve eşit şekilde uygulanmasıdır. Bu yasaların İmralı'da bulunan Sayın Öcalan için de aynı şekilde uygulanması gerektiğini söylüyorlar ve bunun için açlık grevindeler. Bu talep son derece hukuki ve son derece doğru, arkasında durulması ve dikkate alınması gereken desteklenecek bir taleptir. Ama ne yazık ki bu talep yerine getirilmediği gibi görmezden duymazdan geliyor" diye konuştu.

‘ÖLÜMLERİN ÖNLENMESİ GEREK’

Açlık grevlerine ilişkin ne hükümette, ne de Türkiye basınında hiçbir şekilde gündeme alınmadığını kaydeden Peköz, "Eylemlerinin görünür kılınması için ve olumlu bir adım için fedai eylem yapan arkadaşlar oldu ne yazık ki. Bizler yaşam hakkının kutsallığını savunan insanlarız. Dolayısıyla kimsenin kendi hayatına son vermesini doğru bulmuyoruz. Ancak şunu da görmezden gelemeyiz ki, bu insanlar bu noktaya gelmişse onların seslerine kulak verilmesi gerekiyor.

Bunların önlenmesi için bu soruna çözüm odaklı yaklaşılması gerekiyor. Nedir bu sorunun çözümü. Hükümlü olan bir insanın avukatlarıyla ailesi ile yüz yüze ve telefon ile görüşe bilmesi gerekiyor. Bu yasal ve anayasal bir haktır. Ama ne yazık ki ne devletin hükümetin böyle bir yaklaşımı henüz söz konusu bile değil. Ne yazık ki kamuoyunda bir sessizlik söz konusu" dedi.

‘GÖREVİNİZİ YAPMIYORSUNUZ’

Şimdiye kadar Türkiye basınında var olan seçim gündeminin çok yoğun olduğunu ve bunu bahane eden yetkililerin artık bir adım atması gerektiğini ifade eden Peköz, "Bu durum vahim bir durum. Hükümet Türkiye'nin sorunlarını görmezden gelerek çözüleceğini sanması üzücüdür. Sanki yok dersek, yok olacakmış gibi görmezsek olmayacakmış zannediliyor. Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki bu tutumun bir an önce değiştirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Buradaki tarafsız olacak olan ve bunları görünür kalacak olanın medya olması gerekirdi. Ne yazık ki kamuoyu da sessiz kalarak hükümete destek oluyor. Kamuoyu ne kadar tepki verirse hükümet o kadar anlar ve bir adım atmak gereği hisseder. Partimiz ve birkaç STK, kurum dışında bu eylemelere sahip çıkan, duyuran ne yazık ki olmadı. Burada şunu bilmek lazım; asıl sorumluluk Adalet Bakanlığı'na, hükümete ve İçişleri Bakanlığı'na düşmektedir. Görevlerinizi yapmıyorsunuz, sorumluluklarınızı yerine getirmiyorsunuz. Bunların sonuçları ağır olur" diyerek konuşmasını sonlandırdı.