Sahtecilikten hüküm giyen Atabay’ın devletle ilişkisi sürüyor

Türk Sağlık Bakanı Koca’nın üniversitesi Medipol ile ortaklaşa yerli covid ilacını üreten Atabay şirketlerinin patronu Zeki Bülent Atabay, belgede sahtecilik suçundan hüküm giydikten sonra Kocaeli Açık Cezaevi’ne teslim oldu.

Salgın sürecinde Türk Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın üniversitesi Medipol ile ortaklaşa yerli covid ilacı Favipiravir’i üreten Atabay Kimya’nın patronu Zeki Bülent Atabay’ın noter belgesinde, sahtecilikten hüküm giydiği davadan Kocaeli Açık Cezaevi’ne teslim olduğu ortaya çıktı.

Atabay, 2002-2004 yılları arasında finans müdürü aracılığıyla elden kayıtsız para toplamak ve daha sonra borç aldığı paraları ödememekle suçlanıyordu.

Yıllardır elden verdiği parayı alabilmek için uğraşan dolandırılan kişilerden Mustafa Çelik, mahkeme tarafından bu davadan 45 sene hapis cezası verilen Atabay’ın yıllar sonra sadece birkaç ay yatacağına işaret etti. Atabay’ın bizzat Yargıtay Cumhuriyet Savcısı tarafından korunduğuna işaret eden Çelik, 15 Temmuz darbe girişiminin planlayıcısı olduğu öne sürülen firari sanık Adil Öksüz’ün amca oğlu olan Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Murat Öksüz’ün karara 3 kez itiraz ettiğini ve hapis cezasının zaman aşımına uğratıldığına dikkat çekti.

Parasını alabilmek için şimdi de icra davası açması gerektiğini belirten Mustafa Çelik, ANF’ye konuştu.

Mustafa Çelik

MAHKEME SUÇLU BULDU, YARGITAY CUMHURİYET SAVCISI 3 DEFA İTİRAZ ETTİ

Bankadan para çekemeyen Atabay’ın ilaç fabrikası için araya giren tanıdıklar vasıtasıyla para verdiğini anlatan Çelik, “2002 yılında Atabay ilaç fabrikası, faiziyle ödemek üzere insanlardan elden borç para aldı. Ben de o insanlardan biriydim. Tanıdık vasıtasıyla iki kere para verdim. Verdiğim ilk para miktarı faiziyle birlikte ödendi ancak 2003 yılında noter temlikiyle verdiğim o zamanın parasıyla 670 milyon TL geri ödenmedi” dedi.

O dönem Atabay finans müdürü Hasan Yavuz tarafından parasının alındığını belirten Çelik, karşılıklı davalık olduklarını belirtti. İlk davanın, fabrika sahibi Zeki Bülent Atabay tarafından açıldığını anlatan Çelik, paraların kendisinden habersiz toplandığını iddia ederek bütün suçu finans müdürü Yavuz’un üzerine attığını söyledi. Bu suçlama nedeniyle 2004 yılında 1 yıl tutuklu yargılanıp serbest bırakılan Yavuz’un 2017’den bu yana cezaevinde olduğunu dile getiren Çelik, “Finans müdürü bu suçlamayı kabul etmedi. Fabrikada 12 yıldır finans müdürü olarak çeklere, senetlere ve tebliğ imza attığını ve patronun bu ödemeleri yaptığını beyan etmesine rağmen o dönem yargılandığı Kadıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dolandırıcılık suçlamasıyla tutuklandı. Bizim de önce sanık sonra mağdur olarak dahil olduğumuz bu davada, mahkeme heyeti hem finans müdürü Yavuz’u hem de fabrikanın sahibi Atabay’ı suçlu buldu ve her ikisine 45 yıl hapis cezası verdi. Finans müdürü Yavuz cezaevine girerken, fabrika sahibi Atabay hakkında Yargıtay Cumhuriyet Savcısı mahkemenin eksik soruşturma yaptığını söyleyerek cezaya itiraz etti. Atabay kendisine ceza veren mahkeme heyeti hakkında reddi hakim talebinde bulundu ve heyet değişmesine rağmen karar değişmedi.  Yargıtay 11. Ceza Dairesi cezayı onaylamasına rağmen, Yargıtay Cumhuriyet Savcısı 3 defa itiraz etti” dedi.

‘ADİL ÖKSÜZ’ÜN AMCA OĞLU ATABAY’I KORUDU’

Atabay’ın özellikle Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Murat Öksüz tarafından açıkça korunduğunu belirten Çelik, Öksüz’ün 15 Temmuz darbe girişiminin imamı olarak suçlanan Adil Öksüz’ün bizzat amcasının oğlu olduğuna dikkat çekti. Öksüz’ün Atabay hakkında verilen cezaya tam 3 defa itiraz ettiğine ve davayı zamanaşımına uğrattığına işaret eden Çelik, şöyle konuştu: “Davada taraf olan birçok kişinin defalarca şikayetçi olmasına ve savcının itiraz kararına itiraz etmesine rağmen, Murat Öksüz Atabay’ın ceza almaması için çok uzun süre önce hükme bağlanması gereken dosyayı uzattı ve evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçlamasını zaman aşımına uğrattı. Hâlâ görevi başında olan Öksüz’ün neden ısrarla Atabay’ın ceza almaması için uğraştığını araştırdığımızda ise bizzat Atabay’ın şoföründen ortada 100 bin dolar rüşvetin söz konusu olduğunu duymuştuk. Bu rüşvet iddiasını CİMER’den HSYK’ya, Adalet Bakanlığı’na kadar her tarafa yazdık ama soruşturma gereği bile duyulmadı.”

‘FİRMANIN DEVLETLE İLİŞKİSİ HÂLÂ SÜRÜYOR’

Hakkındaki iki suçlama zaman aşımına uğratılan Atabay’ın sadece özel belgede sahtecilikten 2 yıl 6 ay hapis cezası aldığını belirten Çelik, bunun da yatarı olmadığı için verdiği dilekçeyle Kocaeli Açık Ceza ve İnfaz Kurumu’na teslim olup aynı gün çıktığını ve şu anda denetimli serbestlik yasasından yararlandığını aktardı.

Paralarını geri alabilmek için tekrar icra davası açmalarını gerektiğini belirten Çelik, bunun da 4 yıl daha uğraşmak anlamına geldiğine işaret etti. Kendisi gibi en az 60 kişinin daha aynı şekilde mağdur edildiğini belirten Çelik, “O dönem Karaköy’de elektrik firmam vardı, dükkânımı kapatmak zorunda kaldım, çek yasaklısı oldum ve ciddi anlamda maddi sıkıntı yaşadım. Ama bu şekilde insanları dolandıran bir ilaç firmasının devletle ilişkisi hâlâ sürüyor” dedi.