Hasta tutsaklar için buluştular: Durumları ağır, hemen bırakın!

3 kentte düzenlenen eylemlerde, hasta tutsaklar Emin Güven, Bülent Zengi, Özge Özbek’in durumuna dikkat çekildi, "Hasta tutsaklar hemen bırakılmalı" denildi.

Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için eylemlerinin 431’inci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. “Tedavi haktır, engellenemez, hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartının taşındığı eylemde konuşan İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen, Metris R Tipi Kapalı Hapishanesinde tutulan ağır hasta mahpus Emin Güven’in durumuna dikkat çekti. Emin Güven’in 2016 yılında tutuklanarak Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne konulduğunu söyleyen Çevirmen, Güven’in cezaevine girmeden önce kronik bir rahatsızlığının olmadığını, cezaevine girdikten sonra sağlık sorunlarının baş gösterdiğini kaydetti. Güven’in cezaevinde iken sağlık sorunları yaşadığını ve Bilkent Hastanesi’ne sevk edildiğini, ailesine ise 10 Ekim’de haber verildiğini aktardı. Çevirmen, “Hastaneye gittiklerinde bilgi alamamışlar ancak akşam saatlerinde asistan hekim aileyi çağırmış ve ameliyat belgelerini imzalamalarını isteyerek, beyin ameliyatı olacağını söylemiştir. Ertesi sabah ameliyat olmuş ve 1 hafta yoğun bakımda kalmıştır. Servise alınmadan ameliyatlı hali ile ring aracına bindirilerek Sincan’a koğuşuna geri götürülmüştür” dedi. Güven’in arkadaşlarının yardımı ile temel ihtiyaçlarını karşıladığını ve beslenmesinin böyle sağlandığına vurgu yapan Çevirmen, şunları söyledi: “Bu sürede hastalığından ve epilepsi krizinden kaynaklı olarak birkaç kez ambulans tipi araçla hastaneye götürülmüş ancak dönüşlerde yine ring araçlarıyla geri getirilmiştir. Bir hastaneye gidişinde aile tarafından doktorla konuşularak hastanede kalması istenmiş, doktor da tetkik sonucu alınıncaya kadar acilde tutacağını söylemiş ancak gece 01.30 sularında ring aracına konularak Sincan’a götürülmüştür.” Güven hakkında Adli Tıp Kurumu (ATK) sürecinin 28 Kasım’da başlayacağını ancak evrak eksikliği nedeniyle bu sürenin de sürekli ertelendiğini belirten Çevirmen, Güven’in Metris R Tipi Cezaevi’ne apar topar sevk edildiğini, aynı gün hastaneye kaldırıldığını ifade etti. Çevirmen, “30 Kasım’da ailesi hastaneye giderek bilgi almak istemiş ancak alamamıştır. 1 Aralık’ta görüş günü olmasına rağmen ışın tedavisine başlandığı, enfeksiyon kapabileceği riskine karşı görüş yaptırılmayacağı söylenmiştir. Doktorlar tarafından kendilerine bir hafta ışın alacağını, bir hafta sonra hapishaneye göndereceklerini, ancak normalde bu hastanın hastanede kalması ve tedavi olması gerektiğini, hastanın durumunun kritik olduğu, kendinde olmadığı, hiçbir tepki vermediği belirtildi” dedi. Güven’in 8 Aralık’ta rahatsızlanarak acile kaldırıldığını ve yoğun bakımda olan Güven’in bilincinin kapalı olduğunu dile getiren Çevirmen, sağlık sorunun çok ciddi olmasına rağmen tahliye edilmediğini söyledi. Güven, ailesine ise vedalaşma hakkının tanınmadığını vurguladı, acil tahliye edilmesi gerektiğini dile getirdi.

 

İZMİR

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishane Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla düzenlediği basın açıklamasının 265'incisini gerçekleştirdi. Konak eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, “Hasta mahpuslar ölüyor, susma suça ortak olma" pankartı açıldı. Açıklamayı yapan İHD İzmir Şube Başkanı Zafer İncin, hasta tutsak olmasına rağmen serbest bırakılmayarak, hafızasını yitirdikten sonra tahliye edilen ve 2 Aralık'ta yaşamını yitiren Ahmet Sılık ve Şırnak Cezaevi'nde 2 gün önce şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kanser hastası Emre Abalak'ın ailesine başsağlığı dileyerek, "Bu iki vefat bize hapishanelerdeki durumun vahametini gözler önüne sermektedir. 26 yaşındaki bir kanser hastası neden hapishanede tutulmaya devam edilmiştir? Dışarıdaki kanser hastalarının tedavisinin ne kadar zorlu ve yıpratıcı olduğu bilinirken hapishanelerde bu durum birkaç kat daha fazladır" dedi. İncin, şöyle devam etti: "Kırıklar F Tipi CİK’unda kalmakta olan Bülent Zengi adlı bir mahpus diz kapağından ameliyat olmak için 18.11.2022 Cuma günü Yeşilyurt Devlet Hastanesi’ne götürülür. Yatış işlemlerinden sonra Pazartesi günü ameliyat edileceği söylenir. Pazar günü hem bazı ihtiyaçlarının karşılanması hem de ailesiyle telefon görüş hakkından yararlanmak için ayrı ayrı dilekçelerle burada bulunan infaz koruma memurlarına başvurur. İhtiyaçları karşılanmadığı gibi 'telefonlar bozuk' denilerek telefon görüşme hakkı engellenir. Mahpus, yetkili amirle görüşmek ister. Burada hastanenin mahkûm bölümüne bakan bir infaz koruma memuru hakaret ve küfürlerle mahpusun üzerine yürür. Bu tartışma sonrası mahpusu, kameranın göremeyeceği bir yere götürerek fiziki olarak saldırır. Bu sırada mahpusu getiren güvenlikten sorumlu hiçbir asker gelmez. Yarım saat süren bu işkenceden sonra memur koğuştan çıkınca komutan gelip mahpusu sakinleştirmeye çalışır. Bülent Zengi, bu uygulamadan dolayı can güvenliği kalmadığı için, dilekçe vererek, tedavi olmadan hapishaneye döner." Hasta tutuklular açısından bir başka sorunun da Adli Tıp Kurumu'nun verdiği kararlar olduğunu sözlerine ekleyen İncin, "Bu kurumun yanlılığı ve bilimsellikten uzak yorumları ile güvenirliği yok edilmiştir. Düşünün ki 71 mahpus 2021’de yaşamını yitirmiştir" diye belirtti. İncin, hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını istedi.

 

İSTANBUL  

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “F Oturumu” eyleminin 559’uncusunu dernek binasının önünde gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutsak Özge Özbek’in durumuna dikkat çekilerek serbest bırakılması istendi. Eyleme, hasta tutsakların yakınlarının yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Eylemde açıklamayı İHD İstanbul Şube üyesi Zehra Demir yaptı.   Demir, cezaevlerinde devam eden sağlık ve tedavi hakkına erişim engellerinin ve ağır tecrit koşullarının devam ettiğini belirtti. Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde infaz koruma memurları tarafından işkenceyle katledilen Garibe Gezer’e dikkat çeken Demir, bu ölümü bir tecrit politikasının yansıması olarak değerlendirdi. Demir, “Bütün bu sorunlar, özellikle hasta mahpuslar bakımından ölüme terk edilmek anlamına gelmektedir. Hapishanelerde, hastalanmak olağan iyileşmek istisna durumuna gelmiş olup, basit tedavilerle iyileşebilecek hastalıklar mahpusların yaşamına tehdit oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı. Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Özge Özbek’in sağlık durumuna dikkat çeken Demir, Özbek’in beyin tümörü ve epilepsi hastası olduğunu aktardı. Demir, Özbek’in sağlık sorunlarını şöyle aktardı:   "Ameliyatın beyninde bıraktığı hasar ve tümörün nüks etmesine bağlı olarak yüzde 70 işitme kaybı gerçekleşmiş olup,  kişisel bakımını arkadaşlarının yardımı ile yapabilmektedir. Özbek, 27 Ekim 2020 tarihinde İstanbul Acıbadem Hastanesinde yapılan açık beyin ameliyatı sonrasında, hakkındaki yakalama kararı gerekçe gösterilerek, hastaneden Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna götürülmüştür. Henüz iyileşmesi tamamlanmadan tutuklanan Özbek hakkında, avukatlarının girişimleri üzerine 3 ay infaz erteleme kararı verilmiş ve serbest bırakılmıştır. Tedavisi henüz devam etmesine rağmen infaz erteleme kararı uzatılmamış ve 3 ayın bitiminde tekrar tutuklanarak Kocaeli Gebze Kadın Kapalı Cezaevine götürülmüştür." Sağlık Bakanlığı Darıca Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Özbek'in Sağlık Kurulu raporunda Özbek için “Hapishane şartlarında kalması uygun değildir” yönünde rapor verildiğini hatırlatan Demir, bu raporun verilmesinden sonra İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) “Hapishanede kalabilir” raporu verdiğini ve bundan dolayı infaz ertelemesi kararının engellendiğini söyledi. Özbek’in eşinin 4 Nisan 2022 tarihinde İHD’ye başvurduğunu Demir, yapılan başvuruda Özbek’in yaşamının risk altında olduğu ve hapishane koşullarında gerekli tedavinin yapılamadığını vurgusunun yer aldığını aktardı. Beyninde gelişen tümörler nedeniyle yeniden ameliyat olması gerektiğini aktaran Demir, Özbek'in sağlık ve yaşam hakkının korunması ve tedavi olabilmesi için serbest bırakılması gerektiğini söyledi.