İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, "F Oturumu” eyleminin 517'ncisini dernek binasında gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutsaklar 77 yaşındaki Kerim Boran, 72 yaşındaki Ferzende Elbi ve 72 yaşındaki Ehettin Kaynar’ın durumuna dikkat çekildi.
Açıklamayı okuyan İHD İstanbul Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Mehmet Acettin, hasta tutukluların durumunun gittikçe ağırlaştığına ve bundan kaynaklı ölümlerin arttığına dikkat çekti.
Kandıra Cezaevinde bulunan ve ATK’nin “cezaevinde kalabilir” raporu nedeniyle tahliye edilmeyen hasta tutsak Aysel Tuğluk’un durumuna dikkat çeken Acettin, “Aysel Tuğluk örneğinde de görüldüğü üzere, Adli Tıp Kurumu bilimsellikten uzak raporlarla hasta mahpusların tedavi edilebilmesi için serbest bırakılmaları önünde önemli bir engel durumundadır. Mahpusların sağlık ve yaşam hakkını koruması gereken yetkililer ise tüm sorunları görmezden gelerek mahpus ölümlerinin artmasına neden olmaktadırlar” diye işaret etti.
77 yaşındaki Kerim Boran’ın kalp yetmezliği, diyabet, yüksek tansiyon, KOAH, astım, prostat, Parkinson gibi birden fazla hastalığının olduğunu belirten Acettin, “2018 yılında geçirdiği beyin ameliyatı sonrasında vücudunda titremeler ve işitme kaybı oluşmuştur. Tek başına yaşamını idame ettirememektedir. 2017 yılında tutuklanan ve hastalık nedeniyle 2 Mart 2018’te tahliye edilen Kerim Boran, henüz tedavisi devam ederken 15 Nisan 2018 tarihinde yeniden tutuklandı. Hastalığı daha da ilerlemesine ve yaşına rağmen infaz erteleme talepleri kabul edilmiyor” dedi.
Daha sonra 71 yaşındaki Ehettin Kaynar’ın durumunu aktaran Acettin, “Damar tıkanıklığı, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, diyabet ve diyabete bağlı vücut yaraları, prostat, kemik erimesi, romatizma, cilt hastalıkları, el ve ayaklarında uyuşma, el titremesi,  guatr hastalığı, böbrek hastalığı yanında sağ omuz köprücük kemiği kırığı nedeniyle tek başına yaşamını idame ettirememektedir” diye belirtti.  
72 yaşındaki Ferzen Elbi’nin de iki böbreğinde kist, bağırsak fıtığı, varis ve kalp hastalığının olduğunu belirten Acettin, “Aynı zamanda işitme ve görme engelli olup, düzenli ve yeterli tıbbi bakım ve tedavi altında yaşamını sürdürmesi gerekmekte, hapishane koşullarında yeterli bakım sağlanamamaktadır” diye aktardı.  
Kerim Boran, Ehettin Kaynar ve Ferzende Elbi tutuklandıktan kısa bir süre sonra hastalık nedeniyle serbest bırakıldıklarını aktaran Acettin, cezalarının kesinleşmesinden sonra tedavilerinin engellendiğini belirtti.  

ANKARA
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 389’uncu haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. “Tedavi haktır engellenemez. Hasta mahpuslar serbest bırakılsın” pankartının açıldığı açıklamada, Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ağır hasta Emin Güler’in durumuna dikkat çekildi.
İHD Ankara Hapishane Komisyonu üyesi Avukat Ömer Faruk Yazmacı tarafından yapılan açıklamada, 30 yaşındaki Güler’in 6 yıldır durumunun ağır olmasına rağmen cezaevinde tutulduğuna dikkat çekildi. Güler’in omurgasının zedelenmesi sonucu Hemipleji-felç olduğunu söyleyen Yazmacı, “Bu hastalık, beyin damarlarının tıkanması sonucu ortaya çıkan ve vücudun sağ ya da sol bölgesini etkileyen sinir sistemi hastalığıdır. Geçirdiği felç sonucunda yüzde 94 engelli durumuna gelmiş ve engelli durumu için heyet raporu bulunmaktadır. Cezaevinin fiziki yapısının iki katlı olması nedeniyle; yatakhaneden mutfağa, mutfaktan yatakhaneye inip-çıkmakta güçlük çekmektedir. Kendi ihtiyaçlarını ancak arkadaşlarının desteğiyle karşılayabilmektedir. Sağ ayak ve sağ kolu felç olduğundan dolayı mekanik bir ekipman olan el ve ayak splinti kullanmaktadır” diye belirtti.
Güler’in sağlık durumunun açık ve net olmasına rağmen fizik tedavi imkanları sağlanmamasına dikkat çeken Yazmacı, “Gereken fizik tedavi malzemeleri verilmemiştir. Yaşamını; tedavi edilmeden, iyileşme koşulları da sağlanmadan bu şekilde devam ettirmek zorunda kalmaktadır” dedi.
Güler’in aynı zamanda Hepatit-C hastası olduğunu ve bu hastalığın uzun dönemde karaciğer hastalığı, karaciğer yetmezliği, kanseri ve hatta ölüme neden olabileceğini vurgulayan Yazmacı, “Güler’in yaşamını tek başına devam ettirmesini engelleyen yüzde 94 engelli olmasına neden olan felçli olma durumu ve diğer hastalıklarıyla birlikte hapishanede kalamayacağı açıktır. Özel bakım ve fizik tedavi olanaklarına hapishanede erişemiyor. Bir an önce tahliyesinin sağlanarak dışarıda sağlıklı koşullarda tedavi edilmesinin önü açılmalıdır” diye konuştu.