Taşdemir: Susmak suçtur!

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride yapılan açlık grevlerine dikkat çekerek, “Kritik aşamaya gelen açlık grevleri karşısında susmanın kendisi suçtur” dedi.

 Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü ve Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, 31 Mart’ta gerçekleşen yerel seçimler ve kadın gündemine ilişkin Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi.

Taşdemir, öncelikle Doğu Kürdistan’ın Loristan bölgesinde meydana gelen sel felaketine dikkat çekerek, resmi rakamlara göre 70’e yakın insanın yaşamını yitirdiğini ve 800’e yakın insanın yaralandığını söyledi.

Başsağlığı dileğinde bulunan Taşdemir, “Bu insani felaket karşısında ne yazık ki İran hükümeti gerekli duyarlılığı göstermedi. Başta İran hükümeti ve tüm uluslararası yardım kuruluşları bölgeye acilen odaklanmalıdır” diye konuştu.

TÜRKİYE TARİHİNİN EN KRİTİK SEÇİM SÜRECİ

31 Mart seçimlerini değerlendiren Taşdemir, seçimlerin ülke tarihinin en kritik seçim süreci olduğunu vurguladı. AKP rejiminin seçim öncesi baskıları ve politikalarına dikkat çeken Taşdemir, “Partimizin ortaya koyduğu stratejiyle AKP’nin hukuk tanımazlığı bir kez daha deşifre oldu” dedi.

7 yıl boyunca kendi politikasının meşruluğunu sandığa dayandıran AKP’nin, sandık sonuçlarını kabul etmediğini sözlerine ekleyen Taşdemir, şöyle konuştu: “Sandık sonuçlarını yalnızca kendisi kazanınca meşru gören bir anlayışla karşı karşıyayız. Hile ile baskı ile bir kez daha halkın meşru iradesini gasp etme yolunu seçti. İstanbul’da bir türlü sonuçlandırılmayan mesele de Muş’ta halkın iradesinin gaspı da aslında budur. Partimiz bu politika karşısında 3 yıldır ciddi bir mücadele yürüttü. Seçim stratejimiz bu tutumu deşifre etmiştir.”

Seçim sonuçlarını Kadın Meclisi olarak ayrıntılı ele alacaklarını ifade eden Taşdemir, 12 Nisan’da gerçekleşecek Kadın Meclisi toplantısı sonrası sonuçları kamuoyuna paylaşacaklarını dile getirdi.

AKP İKTİDARININ EN IRKÇI, CİNSİYETÇİ SEÇİMİ

Taşdemir, “Aslında bu seçim, AKP iktidarının ülke tarihinin en ırkçı, cinsiyetçi ötekileştirici söylemlere hakaret ve tehditlere sarıldığı bir seçim oldu” diye konuştu.

Kadın mücadelesinin kriminalize edilmek istendiğini söyleyen Taşdemir, “Seçim çalışması yapan muhalif kadınlar, eşbaşkanlarımız, milletvekillerimiz doğrudan şiddete maruz kaldı” dedi.

Taşdemir, “Bu seçim sonuçlarında açığa çıkan durumu aynı zamanda kadınların AKP-MHP iktidarına karşı verdiği güçlü bir cevap olarak okuyoruz. Yine bu seçim sürecinde kadınlar cephesinden tek adam rejimine güçlü bir yanıt olarak görüyoruz” diye sözlerine ekledi.

“Kadınların verdiği mesaj bir umdun yükseltilmesi mesajıdır. Kadınlar ve partimiz çok önemli bir rol oynadı” diyen Taşdemir, Türkiye’nin demokratikleşmesinin bir hamlesi gerçekleştirildiğini belirtti.

HDP’nin 319 adayından 149’unun eşbaşkan olduğu bilgisini paylaşan Taşdemir, “Bu rakam tüm partilerin oranın toplamından katbekat fazla” diye kaydetti.

AÇLIK GREVLERİ

Açlık grevlerine de dikkat çeken Taşdemir, şunları ifade etti: “Aylara varan bu açlık grevi karşısında hükümetin takındığı tutum ibretlik. Görmeyen, duymayan, sessiz kalan bir siyaset izlenmektedir maalesef. Cezaevlerinde bu sessizliğe, bu zulme karşı 7 genç yaşamına son verdi. Maalesef bu ölümler karşısında bu sessiz kalma politikası sürüyor. Bu haklı talebi görmek yerine, gereğini yerine getirmek yerine AKP bir kez daha zulüm politikasına yürütmüştür. Bu ölümleri engellemek yerine ölen insanların cenazesini gece yarısı operasyonlarla kaçırmış, ailelerin yas tutmalarını engellemiştir. Yas tutmalarını suç haline getirmiştir.”

Taşdemir, bu politikaların Kürt sorunun demokratik çözümüne dair umutları kırmayı amaçladığına işaret ederek, “Haklı ve meşru olan bu talep karşısında artık sessiz kalmak mümkün değildir. Dolayısıyla buradan sonra kritik aşamaya gelen açlık grevleri karşısında susmanın kendisi suçtur” dedi.

Taşdemir şöyle noktaladı: “Derin acılara yol açacak bir süreci yaşıyoruz. O açıdan da bu hükümetin bir an önce tecridi kırması, açlık grevlerinde olan arkadaşlarımızın cezaevlerinden yükselttiği bu çığlığı duyması ve gereğini yerine getirmesi gerekmektedir. HDP Kadın Meclisi olarak bu haklı talebin karşılanması ve mutlak çözümün İmralı ile görüşmelerin başlaması ile olduğunu söylüyoruz.”