Toğrul: Biriken öfke bir anda patlayabilir!

HDP Milletvekili Mahmut Toğrul, AKP-MHP'nin işgalci, faşist politikalarına karşı biriken bir öfke olduğunu vurgulayarak, "Bir anda patlaması kimseyi şaşırtmasın" dedi. 

HDP Dîlok Milletvekili Mahmut Toğrul, Efrîn saldırılarının bir bütün Kürtlere yönelik olduğunu belirterek, “Bu savaş ortamının tek çözümü Sayın Öcalan’dır. Onun üzerindeki tecrit Ortadoğu barışına tecrittir” ifadelerinde bulundu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Antep Milletvekili, Prof. Dr. Mahmut Toğrul ile Efrîn'e dönük işgalci saldırılar üzerine konuştuk...

'HALK, TÜRKİYE’NİN BAHANELERİNİN FARKINDA'

Efrîn’e saldırıların yönetildiği Hatay ve Kilis’e komşu kent olan Antep'in HDP Milletvekili Toğrul, bölge halkının bu işgale ilişkin tavrını da anlattı.

Toğrul, "Efrîn, Suriye’de çatışma yaşanan yerellerden kaçıp sığınılan yegâne güvenli yerleşim alanıdır" diyerek, şunları dile getirdi:

"İnsanların ölmemek için IŞİD ve türevi cihadist örgütlerden kaçarak huzurlu ve barış ortamı olarak sığındıkları bir kent. Dolayısıyla bölge halkı Efrîn’e yönelik tehdit algısına kapılmış değiller. Türkiye’nin saldırı için bahane yarattığının bilincindeler. O yüzden bu işgali ÖSO ve diğer cihadist gruplara alan açabilmek için başlattıkları bir harekât olarak görüyorlar. Ayrıca Antep ve Efrîn’dekiler birbirleriyle akrabadırlar. Bir sınır koyarak ilişkilerini koparmış olamazlar. Bundan kaynaklı da kendilerine yapılan bir saldırı gibi algılıyorlar. Ve bu işgalin ileride kendilerine farklı bir şekilde döneceğini düşünüyorlar. Şöyle ki; Erdoğan bir yandan da kamuoyuna ‘Biz Efrîn’e, Türkiye’deki 3,5 milyon mülteci sorununu çözmek için giriyoruz’ propagandası yapıyor. Ve bu gerekçenin hiçbir geçerliliğinin olmadığını Antepli, Hataylı ve Kilisliler çok iyi biliyorlar. Çünkü göç eden kimse yok. Velev ki sen buradaki mülteciyi Efrîn’e göndersen de, onlar için fark eden bir şey olmayacak. Yabancı bir yere gitmiş gibi olacaklar.”

Toğrul, “Mesele YPG ya da PKK ile bitmiyor. Kürtler bir bütün olarak hedefe alınmış durumdalar. Efrîn’de olup bitenleri günübirlik takip ediyoruz. Orada katledilenlerin Kürt olması yeterli oluyor” diye ekledi.

'BİRİKEN BİR ÖFKE VAR'

Efrîn’e saldırıların devam etmesi durumunda çok ciddi sonuçların ortaya çıkacağının kaygısını taşıdığını söyleyen Toğrul, şöyle konuştu:

“Böyle giderse Türkiye, Suriyeleşecektir. Etnik, dinsel ve mezhepsel çatışmaların zemini yaratılıyor. 1978 Maraş'ı her an tekrarlanabilir. O zaman da bu savaşın faturasını sadece Kürtler değil, tüm halklar ve toplumsal tabakalar ödemek zorunda kalacaktır. Bugün belki AKP-MHP faşizmi herkesi hapishanelere atarak, insanları sindirerek sorunları çözdüğünü düşünebilir ama yarının ne olacağı hiç belli değil. Biriken bir öfke var ve bir an da patlaması hiç kimseyi şaşırtmasın. Tayyip Erdoğan ‘Yüzde doksan benim savaş ve işgal politikama destek veriyor’ demesin çünkü derhal bütün bunlar tersine dönebilir. Örneğin, Romanya diktatörü Çavuşesku linç edildiği akşamın gündüzünde bir milyon kişiye sesleniyordu. Tabii biz kimsenin lince maruz kalmasını istemiyoruz. Aklıselimin devreye girmesi lazım” dedi.

'CHP TUTARSIZ DAVRANIYOR'

Ana muhalefet partisi CHP’nin de Efrîn işgaline ilişkin tutumuna değinen Toğrul, “Bir taraftan 1920’lerin ulus devlet anlayışını bağrında taşıyan CHP bir taraftan da gerçekten demokratik ölçülere sahip olan seçmen tabanı iki paradigma şeklinde çatışıyor” değerlendirmesinde bulunarak, şunları ekledi: “CHP’yi yöneten derin akıl tabanla ters duruyor. Bu derin ile yönetilen CHP, Tayyip Erdoğan buna yaptığı zulmü hâlâ devlet politikası olarak görüyor. Ya da burada şikâyet ediyor, Avrupa’ya gidince de ‘devletimiz söz konusu’ diyor. Bir yandan Türkiye’nin yaşadığı tüm sıkıntıları hükûmetin Suriye dış politikasına bağlıyor, diğer yandan Suriye’ye sınır ötesi askeri saldırı tezkeresini onaylıyor. Bu tutarsız ve kafalarının net olmaması, ulus devlet anlayışının parti yönetimine hakim olması ve parti tabanının bundan daha ılımlı ve ayrık düşünmesiyle ilgili. Demokratik kitle partilerinde farklı düşünceler olur ama temel olarak oy verenlerini ve yönetenlerini bir arada tutacak olan bir paradigma olur. CHP’de bu yok.”

'ÖCALAN ORTADOĞU HALKLARINI ETKİLİYOR'

Kürtlere dönük topyekûn savaş planının tecritle ilişkisini de kuran Toğrul, konuşmasına şöyle devam etti: “Sayın Öcalan’ın sadece Kürtlerin değil, tüm Ortadoğu halkları üzerinde tesiri olduğunu biliyoruz. Onun üzerinde sürdürülen bu tecrit politikası da, mevcut kaotik ortama barışçıl yöntemlerle müdahale etmesini engelleme amacını taşıyor. Aslında bu tecrit politikası, savaş istemenin bir başka adıdır. Hepimiz biliyoruz ki 'çözüm süreci'nde Sayın Öcalan’ın çok büyük bir emeği ve çabası oldu. Tecrit, Sayın Öcalan’ın hedefinin bir halklar kardeşleşmesi, Erdoğan zihniyetinin ise bunun tam tersi çalıştığının somut göstergesidir.”

Türkiye’nin savaş politikalarına ve OHAL’e karşı herkesin güçlerini birleştirmesi gerektiğinin altını çizen Toğrul, konuşmasının sonunda şu çağrıda bulundu: “Demokrasi ve insan hakları ekseninde topyekûn savaşa karşı topyekûn bir barış bloku örmeleri lazım. Bunun adının ne olacağının bir önemi yok. En azından seslerini ve hareketlerini birleştirmeleri gerekiyor. Türkiye halkaları Efrîn işgalini kendi akrabalarına bir saldırı olarak görmeli. Dolayısıyla halkların kardeşleşmesi lazım. Tek çözümün bu olduğunu düşünüyorum ve ümit ediyorum.”