Uçar: Barışı kendi ellerimizle kuracağız

İstasyon Meydanı’nda konuşan Çiğdem Kılıçgün Uçar, iktidarın Kürt Halk Önderi şahsında bütün Kürt halkını tecrit altına almaya çalıştığını belirterek, “Başaramadınız, başaramayacaksınız. Birlik olacağız, barışı kendi ellerimizle kuracağız” dedi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP), “Toplumsal barış için eşit ve özgür yaşam” şiarıyla düzenlediği 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginde Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk’ün konuşması ardından Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar söz aldı.

Konuşmasını Kırmanckî yapan Çiğdem Kılıçgün Uçar, halkın 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutladı.

“Emeğiniz onurlu barışa vesile olsun” diyen Çiğdem Kılıçgün Uçar, Barış sadece ölümlerin sonlandırılması değil yaşamın onurlandırılmasıdır. Özgür bir geleceğin inşa edilmesidir. Barış aynı şekilde masalarda imzalanan anlaşma değildir. Bu ülkedeki bütün anadil, özgürlük, kimliklerin eşit ve özgür yaşamasıdır. Barış çok inançlıdır. Hiç kimse barışı tek kimliğe indirgemesin” dedi.

‘KÜRTLER 100 YILDIR DİRENİYOR’

Bu dünyanın iki büyük dünya savaşı gördüğünü ve bugün de bu savaşların sürdüğünü belirten Uçar, şöyle devam etti:  “Bu dünyanın savaşsız olacağını bize dayatanlarla karşı karşıyayız. Dünyanın kendisini de savaş sanayisi yürütüyor. Barış ve savaşı en iyi bilen coğrafya insanlarıyız. Devlet aklı ve bu aklın yürütücüsü olanların tek bir şeyi vardı; Kürtleri asimile etme. 100 yıldır Kürtleri yalnız bırakmaya çalıştılar. Kürt halkı buna karşı 100 yıllık direnişle yanıt verdi. Bu direniş barış irademizi güçlü, diri tutmaya devam ediyor.”

‘TRAFİK KAZASI DEĞİL CİNAYETTİR’

Bu günü Colemêrg’de trafik kazasında yaşamını yitiren Barış Annelerine atfettiklerini belirten Uçar, bunun trafik kazası değil cinayet olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti: “Her türlü zorbalığa karşı annelerimiz savaşa karşı barikat oldular. Bu iktidar ve onun devlet aklı uyduruk soruşturmalarla onları tutuklamaya çalıştılar. İfadeye giderken yaşamını yitirdiler. Bu bir trafik kazası değil cinayettir. İki gün öncede hasta tutuklu Şakir Turan’ı cezaevinde kaybettik. Cezaevlerinde de bu AKP savaşı yürütmeye devam ediyor. Devlet tutukluyu korumakla yükümlüdür. Yetmedi cenazesine de zulüm etmekte geri durmadı bu iktidar. AKP içeride de dışarıda da Kürt halkına karşı cinayet işlemeye devam ediyor. Zırhlı araçla bir çocuk yaralandı. AKP’nin cezasızlık politikaları yüzünden çok sayıda kişi yaşamını yitirdi. Bu ne AKP ile ne AKP hukuku ile durdurulabilir. Nerede görmek istemiyorsanız Kürt halkı, orada olmaya devam edecek. Barışın sesini yükseltmeye devam edecek.

BAŞARAMAYACAKLAR

Ekonomik kriz yüzünden komşular, ev sahipleri birbirlerini vuruyor. İnsanlar intihar etmek zorunda kalıyor. İktidar, savaşın gölgesinde barışın ütopya olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Bizim mücadelemiz onurlu bir barışı tesis edinceye kadar elbet devam edecek. Bu ülkede eşitliklerin önünde en büyük engel Kürt sorununun çözümsüz bırakılmasıdır. Çözüm projeniz yoksa eğer bilene soracaksınız. Sayın Abdullah Öcalan ‘Bana imkan yaratılırsa 1 haftada çözerim’ diyor. Kürt halkının verdiği barış karşısında devlet aklının yapabildiği tek şey tecrittir. Abdullah Öcalan şahsında bütün Kürt halkını tecrit altına almaya çalışıyorlar, başaramadılar, başaramayacaklar.

BARIŞI KENDİ ELLERİMİZLE KURACAĞIZ

İki roket atıp savaş başlatırız diyen Hakan Fidan, bugün kapı kapı dolaşıyor. Niye dolaşıyor; ‘Kürtler birbirini öldürsün’ diye. Başaramayacaklar. Bu iktidar toplumu zehirliyor. Ülkede ve dünyada bu kadar büyük bir barış yolu izleyen Kürt halkı birbiri ile savaşamaz. Birlik olacağız, barışı kendi ellerimizle kuracağız. Buradan Dışişleri Bakanı’na söyleyelim, sizin 2015 yılında beri yürüttüğünüz bütün politikalar Kürt halkının direncine takıldı, geri tepti. Bugün de öyle olacak, başaramadınız, başaramayacaksınız. Yine bu ülkenin toplumun yarısının hayır dediği Cumhurbaşkanı, iki gün önce ‘Düşüncelerimiz farklı olsa da aynı yöne bakmalıyız’ dedi. ‘Kimliği, aidiyeti, ideolojisi ne olursa olsun aynı payda da bir araya gelebiliriz’ diyor. Dersiniz ki bu kutuplaştırıcı dili, bu ayrımcılığı körükleyen biziz. Kendine çağrı yapıyor. Umarız kendi yaptığı çağrıyı duymuştur. Ona uygun pozisyon alır.

30 MİLYON AÇ, HABERDAR MISINIZ?

Kurdistan’da kayyumlarla belediyeleri elimizden almaya çalışıyor. Savaş sanayide Türkiye iyice yol aldı. Yol alan şirketlerin hepsi Cumhurbaşkanı ailesine ait şirketler. Roketlerin maliyetini övünerek söylüyorlar. 85 milyon insanın 30 milyonu açlık sınırının altında yaşıyor, onlardan haberdar mısınız?

Barış toplumun kazanması demektir. Hep birlikte onurlu ve büyük bir barışı var etmeye hazır mıyız? Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Yerel seçimlerde kayyım rejimine en güçlü cevabı vereceğinizi biliyorum. Burada tesis edilecek barış demokratik cumhuriyet ve ortak yaşam için atılan büyük bir adımdır. Şimdi barış zamanı, şimdi kazanma zamanı.”

Miting, sanatçı Xecê’nin söylediği şarkılarla çekilen halaylar ardından son buldu.

Miting sonrası Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri gençler ”Jin jiyan azadi” sloganlarıyla Ofis’e doğru yürüyüş yaptı. Gençler polislerce ablukaya alındı. Abluka, halkın tepkisinin ardından gençlerin bırakılmasıyla son buldu.