Van ve Mardin'den 'açlık grevleri' uyarısı

Van ve Mardin'de tecride karşı süren açlık grevleriyle ilgili uyarılar yapıldı, "Sessizlik ölüm getirir" mesajı verildi.

Tecride karşı sürdürülen açlık grevlerine ve yaşanan ölümlere dikkat çeken Van Demokrasi Platformu ve Mardin'deki birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü, başta hükümet olmak üzere tüm yetkililerin yaşanan ve yaşanacak ölümlerden sorumlu olduğuna dikkat çekti. 

Van Demokrasi Platformu, Kürt Halk Önder, Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride son verilmesi için sürdürülen açlık grevleri ve yaşanan ölümlere dair açıklama yaptı. Açıklamayı KESK Van Şubeler Platformu adına Yapı Yol Sen Van Şube Başkanı İbrahim Çelik Yaptı.

Çelik, “Sayın Leyla Güven, Sayın Abdullah Öcalan’ın yasalarla güvence altına alınmış haklarının kullandırılması gibi, hukuka uygun talebi halen kabul edilmediği için bu gün itibarıyla açlık grevinin 152’nci günündedir. 1 Mart 2019 tarihi itibarıyla yaklaşık 5-6 bin siyasi mahpusun da aynı taleplerle açlık grevine başladığı kamuoyuna yansımıştır” dedi.

'BİRÇOĞU KRİTİK AŞAMADA!'

Açlık grevinde olan tutsaklardan birçoğunun sağlık durumunun kritik aşamaya geldiğine dikkat çeken Çelik, şöyle konuştu:

“Şu ana kadar cezaevlerinde 8 mahpus yaşamına son vererek taleplerinin karşılanmasını istemişlerdir. Bizler bu ölümlerden duyduğumuz kaygıyı paylaşırken, başlı başına bir işkence olan tecrit uygulamasının tüm hapishanelerden tamamıyla kaldırılması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Açlık grevlerine duyarsız kalan başta hükümet olmak üzere tüm yetkililer sorumlu olacaktır."

'ÖLÜMLERİ ENGELLEMEK İÇİN SES YÜKSELTİLMELİ'

Ölümlerin yaşanmaması için toplumun ve kamuoyunun sesini yükseltmesi gerektiğine vurgu yapan Çelik, şunları ifade etti:

“İktidar susuyorsa bile insanların susmaması gerekiyor. Çünkü sessizlik ölüm getirir. Biz sessiz kalırsak maalesef ölümler artacak. Tüm kamuoyunu duyarlılığa davet ediyoruz. İnsan hakları savunucuları olarak elimizdeki veriler maalesef ciddi endişelere yol açabilecek raporlardır. Bir an önce tüm kamuoyu ve devletin bu konuda duyarlılık göstermesi gerekiyor. Siyasi iktidarı başta Sayın Leyla Güven olmak üzere cezaevlerindeki süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin sağlıklarının tehlikeye girmemesi ve yaşamlarının yitirilmemesi için yasalarda belirtilen hakların İmralı cezaevinde de uygulamaya ve sorumluluğunun bilinci içinde sorunun çözümü adına bir an önce adım atmaya davet ediyoruz."

MARDİN

Mardin’de bulunan sivil toplum örgütleri ve hukukçular, tecride karşı Türkiye cezaevlerinde devam eden ve Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 9 tutsağın 93’üncü gününe giren açlık grevi eylemleri ile ilgili açıklama yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD), Sosyal ve Sağlık Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Mardin Tabip Odası (MTO), Mardin Barosu Cezaevi ve İnsan Hakları Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mardin şubeleri ile Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mardin Şubeler Platformu’nun ortak açıklaması İHD şube binasında gerçekleştirildi. Kurum temsilcilerinin katıldığı açıklamayı MTO Yönetim Kurulu Üyesi Tuncay Gökçen okudu. 

Gökçen, “Ölümler başlamadan önce Adalet Bakanlığı’ndan açlık grevi eylemcilerinin taleplerini değerlendirmesi ve hukuken gereğini yerine getirmesini yaşam savunucuları olarak talep ediyoruz” dedi. 

TESPİTLER

Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 26 Mart 2019 tarihinde avukatlar aracılığı ile grevdeki tutsaklar ile yüz yüze yapılan görüşmelerde yapılan tespitleri aktaran Gökçen, şunları söyledi:

“* Açlık grevine 5 Ocak 2019 tarihinde başlayan 8 erkek ve 1 kadın toplam 9 tutuklu mahpusun süresiz dönüşümsüz açlık grevine devam ettikleri ve 1 Mart 2019 tarihinden itibaren 9 kişiye ilaveten 133 mahpus daha süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlamıştır. 

* Süresiz dönüşümsüz açlık grevine başlayan mahpusların ihtiyaçlarını gidermek maksadıyla her koğuşta bir refakatçi bulunmaktadır. Günde bir defa olmak üzere sağlık kontrolleri yapılmakta, tıbbi değerlendirme cezaevi kurumunun belirlediği 1 doktor ve 1 sağlık memuru olmak üzere cezaevi personelleri denetiminde yapılmaktadır. Mahpuslar tarafından tıbbi müdahale ve ayrıntılı fiziki muayene reddedilmektedir. Yalnızca kilo ölçümü, tansiyon ile nabız ölçümü yapılmaktadır. 

* Temiz içme suyunun, mahpusların ücret karşılığında temin edebildikleri ve sosyal haklardan mahrum kaldıkları öğrenilmiştir. 

* Açlık grevine başlayan ilk grup için açlık grevi süresi 93’üncü gününde olup, kanlı ishal, kasılmalar, bulantı, boğaz ağrısı-kuruluk, uykusuzluk gibi uzamış açlığın uzun vadeli etkileri gözlenmeye başlamıştır. Bağışıklık sisteminin zayıfladığı bilgisini hatırlatıyoruz. Açlık grevlerinde ölümlerin enfeksiyonlara yatkınlıkla ilişkisi bilinmektedir. Maske ve hijyen için dezenfektan kullanımı bu süreçte önem arz etmektedir. Buradan yetkililere sesleniyoruz, maske kullanımı ve özellikle el dezenfektanı temini sağlanmalıdır.”