3 çocuğu açlık grevinde: Çocuklarıma direnmeyi öğrettim

Tecridin sona ermesi için cezaevinde bulunan 3 çocuğunun süresiz-dönüşümsüz açlık grevinde olduğunu söyleyen Meryem Erbey, "Bu kadar güzel direnen çocuklarımla da gurur duyuyorum" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan 'a yönelik devam eden ağır tecrit koşullarına karşı başlayan açlık grevleri yayılmaya devam ediyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi eylemlerine tutsak ailelerinden de destekler geliyor. Çocuklarının başlatmış olduğu eylemin yerinde olduğunu ifade eden aileler, sorumluların bir an önce bir adım atması gerektiğini söyledi.

3 çocuğu da farklı cezaevlerinde açlık grevi eyleminde olan tutsak yakını Meryem Erbey (65), çocuklarından Mehmet Erbey’in 26 Aralık'tan bu yana Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi'nde, kızı Maşallah Erbey’in 5 Ocak'tan beri Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'nde ve son olarak da 22 yaşındaki oğlu Serhat Erbey ise, Denizli cezaevinde açlık grevini sürdürdüğünü söyledi.

KÖYLERİ YAKILINCA MERSİN'E GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDILAR

1986 yılında köylerinin yakılması sonucu Mersin’e yerleşen Erbey Ailesi için daha da zor bir süreç kapıdaydı. Dönemin baskıları ile ailenin 3 büyük çocuğunun art arda dağa çıkması üzerine aile devlet tarafından tam anlamıyla hedef haline geldi. Geriye kalan 4 çocuktan en büyüğü olan Maşallah (40), gençlik ve kadın çalışmalarında aktif bir şekilde yer alıyordu.

10 yıl hapis cezası olan ve 5 Ocak’tan bu yana açlık grevinde olan Maşallah, Kayseri’deki cezaevinde direnişini sürdürüyor. Kızının kendilerine yapılan bu haksızlıkları kabul edemediğini ve öfkeli bir gençlik dönemi geçirdiğini anlatan anne Erbey, "Kızım her şeye rağmen bir gün bu zulmün sona ereceğini ve özlemini çektiğimiz topraklarımıza geri döneceğimizi söylerdi. Hala en sevdiği yöresel kıyafetlerini giyerek yeniden Kürdistan yaylalarında gezeceğimizi hayal eder" dedi.

‘ARTIK HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ DEĞİL’

Maşallah’ın bir küçüğü olan Mehmet (33) de ailesinde oturmuş olan yurtseverlik bilinci ile ablası gibi gençlik çalışmalarında aktif bir şekilde rol aldı. Bundan dolayı tutuklanarak 23 yıl ceza alan Mehmet, 26 Aralık’tan bu yana açlık grevi eylemine dahil oldu. Durumu git gide kritikleşen Erbey, en büyük kırılması abisinin şehadet haberini alması ile yaşanmış. Anne Erbey, "Mehmet benim yemeklerimi bir başka severdi. Genel anlamda da yemek yemeyi seven biri için bu eylem başka bir zor belki de. Ama artık hiçbir şey eskisi gibi değil zaten" diye konuştu.

Sürekli devlet tacizi altında olan ailesindeki baskıların oğlu Velat üzerine de yoğunlaştığını ifade eden Anne Erbey, "Sıra ona gelmişti belli ki. Ya baskılar yüzünden dağa çıkacaktı oğlum, ya da hapishaneye koyacaklar sonra müebbet ile beni ondan tümden ayıracaklardı. Biz de çözümü yurtdışına çıkmasında bulduk" dedi. Evin en küçük ferdi Serhat ise diğerlerinin kaderinden payını aldı. Yaptığı sosyal hesap paylaşımları ve katılmış olduğu eylemler yüzünden 5 yıl ceza alan Serhat ise Denizli’de açlık grevini sürdürüyor.

EVLATLARIMA DİRENMEYİ, BOYUN EĞMEMEYİ ÖĞRETTİM

Tüm bu yaşadıklarına isyan eden anne Erbey, "7 çocuğumdan 3'ü dağa çıktı, birinin şehadet haberi geldi. 3’ü ise cezaevine girdi. Elimde kalan bir oğlum da baskılardan dolayı İsviçre’ye kaçmak zorunda kaldı. Devlet peşimizi bırakmadı. Bize rahat da vermedi. Hafta da en az bir kere kapıma gelerek bizleri taciz ederler. Sürekli dağdaki çocuklarımı soruyorlar bana, ben de onlara, ‘siz biliyorsanız beni ona götürün’ diyorum. Evde ben ve eşim kaldık. İki ihtiyardan başka kimse kalmadı. Bize başka yol bırakmadı bu devlet" şeklinde konuştu.

"Ben bugün bu halime şükrediyorum. Her durumda bu kadar güzel direnen çocuklarımla da gurur duyuyorum" diyen Erbey, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Biz Kürtler bu halde olduğu sürece çocuklarım da kendi alanlarında direnişini sürdürecek ben de anneleri olarak sonuna kadar onları destekleyeceğim.

Oğlum Mehmet açlık grevinde olduğu için tekmelenerek darp da edilmişti. Damarlarında zedelenme oluştuğundan yürüyemedi birkaç gün. Bu halkın önderi üzerinde bu tecrit devam ettikçe, bu halka bu kadar baskı sürdükçe benim de evlatlarımdan tek istediğim, direnişlerini büyütmeleridir. Direnmeyi, boyun eğmemeyi öğrettim ben onlara."