6. Yekitiya Star Kongresi’nden notlar

Kongre, ruhu ve bileşimine uygun bir biçimde önemli kararlar alarak sonuçlanıyor. Suriye’nin yaşadığı krizden ancak Demokratik Federal Suriye ile çıkabileceği ve kadınların da buna öncülük yapması gerektiği tespitine ve kararına ulaşılıyor.

Kadının Rojava’daki çatı örgütü Yekitiya-Star 25-26 Şubat günleri arasında Rimelan’da çok zengin bir kadın bileşimiyle 6. Kongresini gerçekleştirdi.  Ortadoğu’nun özellikle de Suriye’nin yaşadığı derin kriz ve çatışma ortamında gerçekleştirilen Yekitiya-Star Kongresi çeşitli kimlik ve inançlardan kadınların katılımıyla adeta Ortadoğu ve Suriye krizinden çıkışta çözüm modelinin nasıl olması gerektiğine dair bir örnek oluşturuyordu.

DEVRİM MİRASIYLA GELİŞİP ÇÖZÜM YOLUNU GÖRÜNÜR KILDI

Suriye 5 yıldır kriz ve çatışmalı bir ortam hüküm sürüyor ve bu ortamın en büyük mağdurları kadınlar. 2010 yılında Tunus’ta işportacı Muhammed Buazizi’nin kendini yakmasıyla başlayıp, sırasıyla Mısır, Libya, Suriye ve Yemen’e de yayılan ve “Arap Baharı” olarak adlandırılan ayaklanmalar Suriye hariç diğer dört ülkede de rejim değişikliklerine neden olmuştu. Fakat Suriye’de ise 5 yıldır süren iç savaş ve çatışma durumu devam ediyor. Tunus, Mısır, Libya, Yemen gibi ülkelerde kadınların ayaklanmalara yoğun katılımına rağmen İslamcı ve darbeci yönetimler tarafından antidemokratik ve cinsiyetçi uygulamalarla Arap Baharı'ndan kadın kışına dönüştürüldü. Suriye’de ise bu 5 yıllık çatışma ortamında kadın kışı kendini bir kadın kırımı olarak gösterdi. Suriye’de her hangi bir iç savaş durumunun da ötesinde Türkiye patentli El-Nusra ve IŞİD vb. çeteleri eliyle halklara ve kadınlara ortaçağda yaşananları da geride bırakacak vahşet yaşatıldı. Bu vahşi uygulamaların sahiplerini ve tekçi BAAS sistemini ise tek gerileten yine kadın öncülüğünde gelişen Rojava Devrimi, savunma güçleri ve oluşturdukları demokratik özerk sistem oldu.  6. Yekitiya-Star Kongresi böylesi bir miras ve kültür üzerinden gerçekleştirilerek bileşimi, tartışma düzeyi ve kararlarıyla Suriye krizinden halklar ve kadınlar lehine çıkışın nasıl olması gerektiğinin bir göstergesi oldu. 

SIKI GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Elbette böylesi önemli çalışmalar kadınlar açısından ne kadar anlam ifade ediyorsa egemenler ve çeteler açısından da sonlarına giden yolda bir basamak olduğu bilindiğinden o kadar önemli. Bu nedenle kongre her ne kadar YPG güçlerinin denetiminde olan Rimelan’da gerçekleştiriliyor olsa da geniş güvenlik önlemlerinin alındığını görüyoruz. Zira Rojava’da yenilgiye uğrayan IŞİD güçleri bir ölüm örgütü olduğunu kanıtlarcasına bombalı saldırılar düzenliyor. IŞİD’in kadın düşmanı karakteri de düşünüldüğünde böylesi bir kongreye saldırı gerçekleştirmesi olasılığı karşısında YPG,YPJ ve asayiş güçleri alanı sıkı denetim altına alıyor. Güvenliği sağlamakla görevli güçlerin çoğunluğunun yine kadınlardan oluştuğu görülüyor. Bir yandan alanı denetim altında tutuyor diğer yandan da kongreye gelen kadınlara yol gösteriyorlar. 

HERKES KENDİ RENGİYLE BÜTÜNÜN PARÇASI

Devrim sürecinde Rojava topraklarında gelişen 3. kongre olan Yekitiya-Star Kongresinde ilk olarak dikkati çeken renkli bileşimi oluyor. Kadınlar sabahın erken saatlerinden itibaren rengârenk yöresel giysileriyle kongrenin gerçekleşeceği Aram-Tigran salonuna geliyorlar. Güvenlik kontrolünden geçtikten sonra herkes salondaki yerini alıyor. Dışarıda olduğu gibi salonda da adeta bir renk cümbüşü var. Kobanê'den gelen kadınlar ulusal giysileri, kafalarındaki kofilerle ve Kobanê gibi dimdik duruşlarıyla; Êzîdî kadınlar ise en sevdikleri renk olan beyaz elbise ve tülbentleriyle dikkat çekici. Salonda birçok katliamdan geçmiş ve yok olma tehlikesiyle yüz yüze bırakılmış Ortadoğu’nun kadim halklarından Süryani, Asurî kadınların da kongreye katılmış olduklarını öğreniyorum. Ayrıca Arap, Ermeni ve Filistinli kadınlar da kongrede hazır bulunuyorlar. Kapitalist modernitenin parçalayıp yönetmek amacıyla birbirine karşı çatıştırdığı halklar kadınlar şahsında burada birlikte… 

Herkes var ama Kürt kadınlarını yine sınırlar ayırıyor

Ama yine öğreniyorum ki bu zenginliğine rağmen kongre yine de eksik… Çünkü egemen devletlerin ve KDP’nin politika ve saldırılarından dolayı Kuzey, Güney ve Doğu Kürdistanlı kadınlar ayrıca Rojava Kürdistan’ın Afrin kantonundan kadınlar kongreye katılamıyorlar. Oysa kongreye katılan kadınlar bu kongrede her 4 parçadaki kadınların örgütlenme ve özgürlük deneyimlerine ihtiyaç olduğunu yine kendi deneyimlerini onlarla paylaşmak istediklerini söylüyorlar ve öfkeliler. Kadınlar özelde Türk devletine ve KDP’ye çok öfkeliler. 4 yıldır Türk devletinin çetelerine karşı amansız bir mücadele yürüttüklerini belirtiyorlar. Kongrede gözleri kulakları Afrin, Şeddade ve Kuzey Kürdistan’dan gelecek haberlerde. Kuzey direnişinin kendi direnişleri olduğunu ifade ediyorlar. Zaten kongre salonu da bunu kanıtlarcasına Rojava Devrimi'nin kadın şehitleriyle birlikte Kuzey Kürdistan direnişini selamlayan ve sahiplenen pankartlar yine Paris Katliamı'nda yaşamını yitiren Sakine Cansızlar ve Silopi’de katledilen Sevê,Pakize, Fatmalar'ın fotoğraflarıyla donatılmış.

HEP DAHA FAZLASINI HEDEFLİYORLAR

Kongre açılışı yapıldıktan sonra kongre gündemi çerçevesinde tartışmalar başlıyor. Kadınlar siyasal gelişmeler kapsamında Suriye’nin durumunu, IŞİD çetelerinin gerçekleştirdiği katliamları, sistemlerini ve Suriye krizinden nasıl çıkacaklarını tartışıyorlar. Daha sonra da kendi çalışmalarını ve genel olarak Yekitiya-Star’ın 2 yıllık çalışmalarını değerlendiriyorlar. Tartışmaya katılım oranı yüksek. Tartışmalar da tıpkı görsellik gibi renkli. Herkes bütünü değerlendirirken kendi kimliği çerçevesinden de ihtiyaçları değerlendiriyor. Yine bu tartışma da en dikkat çekici noktalardan biri de kongre bileşiminin eleştiri ve özeleştiri düzeyi. Yapılan çalışmalar ifade ediliyor ama yeterli görülmüyor. Çalışmalar değerlendilirken herkes kendi boyutundan yaşanan eksiklikleri de dile getiriyor. Örneğin bir meclis çalışmasında yer alan bir kadın çalışmasını değerlendiriyor. Çalışmaların koordinasyon ve planlamasındaki eksiklikler de yine eleştiri konusu oluyor. Kongre bileşimi 2 yıllık süreç içerisinde açığa çıkardığı gücü ve örgütlülüğü küçümsemiyor ama genel görüş, yaşanan kriz ortamında halklar ve kadınlar lehine bir sonuç çıkarabilmek için daha bilinçli, planlı, titiz ve sonuç alıcı çalışma gerektiği yönünde. Zaten kongre tartışmaları ve kararlaşması da bu doğrultuda bir daha iyinin bir arayışı ve çabası olarak gelişiyor.

KÜRT KADINI POLİTİKLEŞMEDE ÖNCÜ

Tartışmalarda ortama yansıyan canlılık aralara da yansıyor. Kadınlar üçerli beşerli gruplar halinde aralarda da tartışmaları sürdürüyorlar. Bir kısmı ise ellerinde telefon ve fotoğraf makineleriyle anı kalıcılaştırmaya çalışıyor ve gruplar halinde fotoğraflar çekiyorlar. Aralarda farklı halklardan birçok kadınla tartışma olanağı buluyorum. Kimisi misafir kimisi ise delege olarak kongreye katılmış. Ama herkes kendi kimliği ve rengiyle bu bileşimin bir parçası olmaktan memnun. Zaten Rojava’da oluşturulan demokratik özerk sistemin bileşenleri onlar. Süryani, Asuri, Arap kadınlar da demokratik özerk sistemde kendi kimlikleriyle yer alıyorlar. Tartışmalardan onların kendi örgütlülüğünü oluşturmasında Yekitiya-Star’ın büyük rol sahibi olduğunu öğreniyorum. Yekitiya-Star üyeleri başlangıçta farklı kesimden halkların, kadınların eğitimi üstlenmiş ve komünlerini ve meclislerini oluşturmasına yardımcı olmuşlar. Tartışmalarda en dikkat çekici noktalardan birisi, Kürt kadınının ulaştığı politikleşme düzeyi. Kongre bileşimi içerisinde en politik öncülüğü Kürt kadını yapıyor. Fakat sistemlerdeki gibi politikleşme düzeyi onu kendini farklı kesimler üzerinde bir iktidar gücü halinde örgütlemesine değil, var olan bilincini halkların ve kadınların hizmetine koymaya götürüyor. Bu gücünü de paradigmasından alıyor. Tartıştığımız Kürt kadınları ve Yekitiya-Star öncülerine bunu ifade ettiğimde, diğer halklardan kadınların da demokratik özerk sistem ve eğitimlerle birlikte bir gelişme düzeyini yakaladıklarını, daha da gelişeceklerini söylüyorlar.

Kongre, ruhu ve bileşimine uygun bir biçimde önemli kararlar alarak sonuçlanıyor. Suriye’nin yaşadığı krizden ancak Demokratik Federal Suriye ile çıkabileceği ve kadınların da buna öncülük yapması gerektiği tespitine ve kararına ulaşılıyor. En başta artık bir sistem olarak örgütlenme ihtiyacı duyduklarından kendilerini bir Kongre olarak örgütleme kararını aldılar. Tartışmalardan açığa çıkan sonuçlarla eksik kalınan birçok noktayı güçlendirmek ve geleceğe daha güçlü yürümek için eğitim, siyaset, örgütlenme, öz savunma, diplomasi, ekonomi, kültür vb. gibi birçok alanda önemli kararlar alındı.

GRE SPİ SALDIRILARI KONGRE TESPİTLERİNİ DOĞRULADI

Gerçekleştirilen kongre tüm kadınların ortak oyuyla Kuzey Kürdistan direnişçilerine ve kadın şehitlere atfedilerek zılgıtlar ve sloganlarla sonuçlandırıldı. Kongre sonrası herkes çalışmalarına devam etmek için kendi alanına geçti. 

Kongrenin dağıldığı gece Türk destekli çetelerin Grê Spi’ye saldırıları gelişti. Kongrede tanıştığım ve tartışma olanağı bulduğum Lusya Martosyan’da Grê Spi delegesiydi. Lusya Grê Spi’nin YPG, YPJ güçleri tarafından kurtarıldıktan sonra çok kültürlü yapısına uygun bir biçimde demokratik özerk bir sistemle yönetilmeye başlandığını ve meclislerin kurulduğunu anlatmıştı. Kongrede Türkiye’nin Suriye’de geliştirilmeye çalışılan ateşkesi ihlal edeceği ve Rojava ve Suriye’deki halklar lehine gelişmelere tahammülü olmadığı değerlendirilmişti. Grê Sipi saldırıları bir kez daha kongrenin tespitlerinin ne kadar yerinde olduğunu gösterdi. Şimdi ise gözümüz kulağımız Grê Spi’de…