'Çocuklarım için direniyorum'
Oğlu 1 Mart'tan bu yana açlık grevinde olan Hayriye Demir, ömrünü zindan kapılarında geçirdiğini belirterek, "Zindanlardan tabut çıkmasını istemiyoruz bu yüzden tecrit biran önce sona ermeli" dedi.
Oğlu 1 Mart'tan bu yana açlık grevinde olan Hayriye Demir, ömrünü zindan kapılarında geçirdiğini belirterek, "Zindanlardan tabut çıkmasını istemiyoruz bu yüzden tecrit biran önce sona ermeli" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi amacıyla Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi direnişleri ayları geride bıraktı. Açlık grevi eylemi 1 Mart'ta tüm cezaevlerine yayılırken, 15 tutsak ise 30 Nisan'da ölüm orucu eylemine başladı.
3 çocuğu tutsak olan Hayriye Demir, süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemindeki çocuklarının durumuna ilişkin konuştu. Ömrünün zindan kapılarında geçtiğini ifade eden Demir, "Babamı ve eşimi işkencede kaybettim. Çocuklarım için de endişeliyim. Kızım 15 yıl ceza aldı 10 yıldır da tutuklu. Bir oğlum 36 yıl ceza aldı 26 yıldır tutuklu, diğer oğlum ise 6 buçuk yıl aldı ve 2 yıl sonra bırakılacak. Şuan her şeyden önce çocuklarım için direniyorum.
Oğlum Dinar Demir, Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde ve 67 gündür tecridin sona ermesi için açlık grevinde. Birkaç gün önce görüşe gittiğimde tutsakların çok zayıfladığını ve ayakta durmakta zorlandıklarını gördüm. 1. gruptaki direnişçilerin durumu daha ağır. Oğlumu ve arkadaşlarını öyle görünce ciğerim yanıyor" diye konuştu.
BERXWEDAN JIYANE
Ziyarete gittiğinde kendisi yerine oğlunun moral verdiğine dikkat çeken anne Demir, devamla şunları belirtti: "Tutsaklar dışarıdaki sessizliğe karşı tepkililer. Tutsakların sesi olmalıyız biz. Biz de çocuklarımız için asla durmayacağız. Ne Türk, ne de Kürt annesi ağlamamalıdır. Biz barış istiyoruz. Çocuklarımıza bir şey olduğu zaman yaşamamızın bir anlamı kalmıyor."
Devlet yetkililerine tecride biran önce son verme çağrısında bulunan anne Demir, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Artık cezaevlerinden tabut çıkmasını istemiyoruz. Annelerin ciğeri yanmasın. Adalet Bakanlığı'na ve Avrupa devletlerine çağrıda bulunuyoruz, çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Herkes kendini bizim yerimize koysun. Sonuç ne olursa olsun, çocuklarımız kazanacak. Leyla Güven yaşasın. Her zaman dediğimiz gibi Berxwedan jiyane."