Kürt halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi için Leyla Güven öncülüğünde başlayan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemleri devam ediyor. Cezaevinde başlayan açlık grevinin ilk grubunda yer alan PAJK'lı tutsak Hacer Xelil, ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde, herkese açlık grevi direnişinin etrafında toplanma çağrısı yaptı. Tutsak Xelil yaptığı telefon konuşmasında şunları belirtti: "Leyla, Nasır, Avrupa'daki tüm arkadaşları ve dört parçada bulunan tüm direnişçileri 14 Temmuz ruhuyla selamlıyorum. Bizler bu direnişimizi büyük bir irade ile yürütüyoruz. Bizler ilk günkü gibi kararlıyız.

Tüm halkımıza, Avrupa'daki halkımıza, tüm özgürlük mücadelesi dostlarına sesleniyorum direnişin etrafında toplansınlar. Direniş bizi zafere ulaştıracak. Biz ilk gün de buna inandık şimdi de inanıyoruz. Bu direnişte biz dört şehit verdik, bunlardan biri Ayten arkadaşımızdı. Çıkmasına çok az bir süre kalmıştı. Burada kimin ne olacağı belli değil. Halkımız bilsin ki çocukları, halkı için kendini feda etmeye hazırdırlar.

Bizler inançlı ve kararlıyız. Bedeli ne olursa olsun bunu vereceğiz. Çünkü, tecrit önderliğimiz üzerinedir, bedenimiz ve irademiz üzerinedir. Herkesin içi rahat olsun biz başaracağız. Şehba'daki halkımız da topraklarına geri dönecektir. Onların Newrozlarını da kutluyoruz. Önümüzde 4 Nisan var, Hepimizin doğum günüdür. 4 Nisan da tüm halkımıza, yoldaşlarımıza, direnen herkese kutlu olsun."

EYLEMCİLERİN TALEPLERİNE BİRAN ÖNCE CEVAP VERİLMELİ

Çocuklarının direnişine her zaman destek olacaklarını söyleyen Xelil'in annesi Hatice Mihemet, dünyanın artık bu direnişe sesiz kalmaması gerektiğini belirtti. Hacer Xelil’in kız kardeşi Leyla Xelil de kardeşinin sağlık durumunun giderek kötüye gittiğini, ama direnişinde de sonuna kadar kararlı olduğunu vurguladı. CPT ve uluslararası insan hakları mahkemelerin yaşananlara sesiz kalmamaları gerektiğini söyleyen Leyla Xelil, bir an önce eylemcilerin taleplerine cevap verilmesi istedi.

Tutsak ablası ile her Perşembe günleri telefonla görüştüklerini ifade eden Leyla Xelil, "Ablam on kilo vermiş. Uyuyamıyor, vücudunun bazı yerlerinde morarmalar var. Ayakkabı giyemiyor. Boynunda ve kemiklerinde sızlanma var. Tek başına hareket edemiyor. Görüşe arkadaşlarının desteğiyle çıkabiliyor. Ayrıca, Türk devleti tarafından onlara psikolojik işkence uygulanıyor. Mahkemeye götürülürken önlerine sofra kurulduğunu, yemek yemeleri için baskı oluşturduklarını söylüyor" dedi.