Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin sona ermesi için açlık grevi direnişleri devam ederken, 30 Nisan'da 15 tutsak da ölüm orucuna başladı. Ölüm orucuna başlayanlardan biri de Gebze M Tipi Cezaevi'nde olan Ardil Çeşme. Ardil Çeşme'nin eylemine ilişkin konuşan abla Asya Seyhan, kız kardeşinin tüm kritik ve önemli süreçlerde yer aldığını ifade etti.
Ardil Çeşme'nin ilk 1996 yılında açlık grevine girdiğini, 2012 yılında da 68 gün açlık grevinde kaldığını belirten abla Seyhan, "1996 yılında açlık grevine girdiğinde aile olarak arkasında durduk, annem o zaman Ankara'ya gitmişti. 1 ay orada kaldılar ve açlık grevine girdiler. Nerede direniş varsa biz oradaydık. Ardil ve arkadaşlarının atılımı doğru bir atılımdır ve zafere yakındır. Aile olarak yine Ardil'in arkasındayız ve direnişini yükselteceğiz" dedi.
EYLEMCİLERE KARŞI BORCUMUZ VAR
Tarihi bir direnişin sergilendiğini ve tüm yükün direnişçilerin omuzunda olduğunu vurgulayan Seyhan devamla şunları belirtti: "Ölüm orucu dönüşü olmayan bir eylemdir. Her aile gibi endişeliyiz. Tutsakların talebi bizim de talebimizdir ve milyonların bu talebi görülmelidir. Ölüm orucu eylemine karşı söylenecek söz yok. Sonuna kadar onlarlayız. Ardil kız kardeşim olsa da her şeyden önce örgütlü bir savaşçıdır. Bu direnişe hepimiz saygı duyuyoruz, bütün direnişçileri selamlıyoruz. Özgürlük tutsaklarına karşı borçluyuz, çünkü çığlıklarına cevap olamıyoruz, eylemlerini kamuoyunun gündemine getiremiyoruz."
1982 yılında nasıl Hayri, Kemal, Mazlum ve yoldaşları zulme karşı direnerek zafer kazandılarsa, bugün de direnenlerin kazanacağını kaydetti. Özgürlük tutsaklarına ses olma çağrısında bulunan Seyhan, "Bu sessizlik bizi korkutuyor. Ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Artık hepimizin ayaklanması lazım. Bedel ödenmeden başarı mümkün değil. Tüm annelere, babalara ve Kürt halkına çağrıda bulunuyorum, herkesin ayaklanması lazım. Kimin elinden ne geliyorsa yapmalıdır. Partilere, sivil toplum örgütlerine ve Avrupa devletlerine de sesleniyorum, insanlar yaşamlarını yitirmeden onların sesine ses olalım ki talepleri yerine getirilsin ve eylemleri sona ersin" diye konuştu.
SESSİZLİKTEN DOLAYI ÇOK ÜZGÜNLER
Kız kardeşi Ardil Çeşme'nin ölüm orucuna girme kararını verdikten sonra cezaevine görüşe gittiğini belirten abla Seyhan, "Ziyarette kız kardeşimi gördüğümde çok kilo kaybetmişti. Yanında Efrînli Hacer Yusuf isimli bir tutsak vardı. Onun durumu da çok kötüydü. Sağlık durumları kötü ama inanç ve kararlılıkları en üst seviyede. Bir tek ailelere ve halka dönük eleştirileri var. Yaşanan sessizlikten dolayı çok üzgünler" diye konuştu.
Ardil Çeşme'nin hastalığından kaynaklı evde tedavi gören 79 yaşındaki annesi Naife Çeşme, kızı ve tüm direnişçilerin eylemini selamladı. Direnişçilerin kutsal bir eylemde olduğunu söyleyen anne Çeşme, herkesi bu direniş etrafında kenetlenmeye çağırdı.