Avesta: Kuzey Kürdistan’da yaşanan direniş Ortadoğu’ya ruh veriyor

KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, Çira TV’ye bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi.

Çira TV'de yeni yayına giren Çira Welat programına katılan Koma Civakên Kurdistan (KCK) Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi. Avesta, direnişin, özgürlük ruhunun İmralı'da başladığını ve Kuzey Kürdistan'da gelişen direnişin ise oranın devamı olduğunu söyledi.

'BARIŞ PROJELERİ DEVREYE GİRMESİN DİYE İMRALI GÖRÜŞMELERİ KESİLDİ'

Değerlendirmelerine İmralı tecridi ile başlayan Avesta, Türkiye’de Erdoğan'ın saray faşizminin devrede olduğunu ve bu faşizmin ilkin İmralı'da başladığını söyledi. Avesta, İmralı'da süren tecridi ve görüşmelerin yapılmamasını şöyle değerlendirdi: "Başlatılan bir süreç söz konusuydu. Bu süreç halklarda, kamuoyunda bir umut yaratmıştı. Kürt halkını belli bir beklentiye sokmuştu. Bu çözüm ve barış beklentileri 28 Şubat 2015 Dolmabahçe Sarayında bir deklarasyon ile devam etti. On maddelik bu deklarasyon çözümün haritasını içeriyordu. AKP, sürecin mimarıymış gibi davranıyordu. Deklarasyon yayınlanmasına, açıklamalar yapılmasına, Önder APO 2015 Newroz'unda tekrardan bir bildirge göndermesine rağmen çözüme dair hiçbir şey yerine getirilmedi. Bu durumlardan kaynaklı Önder APO, tepki gösterdi. Durumun böyle yürümesini kabul etmedi. İmralı'ya sadece zaman kazanmak amacıyla, sohbet amacıyla gelinmemesi konusunu dile getirdi. Böyle olacaksa görüşmelerin olmaması gerektiğini söyledi. Türk Devleti, İmralı görüşmelerini devam ettirseydi, barış projelerini gerçekleştirmek zorunda olacaktı. Bunun için İmralı görüşmelerini engelledi."

'ÖZGÜRLÜK RUHU İMRALI'DA BAŞLADI'

AKP'nin çözüm sürecine dair herhangi bir umut vermediğini, çözüm üretecek her yolun tıkandığını, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın AKP'nin çözümsüzlüğü karşısında çözüm geliştirmek istediğini vurgulayan Avesta, bu çözüm isteme ısrarlarından sonra görüşmelerin kesildiğini belirtti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın şuan direnişte olduğunu, bu direnişin de İmralı Adasında başladığını dile getiren Avesta, "Direniş, kutsal tepki, değerli duruş, özgürlük ruhu İmralı'da başladı. Bölgedeki gelişmeler, Kürdistan'daki gelişmeler, aralıksız süren direnişler bunun devamıdır. Bunlar olduğu için İmralı Adasından haber alma söz konusu değil. Ondan dolayı ki heyetler gidemiyor, yanındaki tutuklular sürgün ediliyor" dedi.

'BU SAVAŞI DURDURACAK ÖNDER APO'DUR'

İmralı'da yaşananların tecridi aştığını, AKP'nin ve Türkiye Devletinin yaptıklarının tecrit kurallarıyla bir alakasının olmadığını ifade eden Avesta, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "İmralı durumu özel olarak ele alınıyor. Bu durum özel savaş kanunları ile ele alınıyor. Bu özel savaş kanununda faşizm, diktatörlük var. Önder APO şahsında Kürt halkının onurunu ayaklar altına almak istiyorlar. Kürt halkını terbiye etmek istiyorlar. Kürt halkını kendi hattına, tenezzül etmeye çekmeye çalışıyorlar. Önder APO, bu konuda kaç kere Türk Devletini ve AKP Hükümetini uyardı. Yaşanan bu gelişmelere çözüm getirecek tek kişi Önder APO'dur. Bu savaşı durduracak Önder APO'dur. Önder APO'suz farklı bir prosedür gelişemez. Türkiye, Uluslararası güçler bu sorunun çözümünü istiyorlarsa, Kuzey Kürdistan'da yaşanan bu şiddetin bitmesini istiyorlarsa öncelikle Önder APO ile görüşmelerin olması lazım. Ama bu görüşme nerede kaldık oradan devam edelim değil, o dönemde yerine getirilmeyenleri yapıp yola devam etmekle olması gerekiyor."

'DİRENİŞ YENİ BİR EVREYE GİRMİŞTİR'

Kuzey Kürdistan'da yaşanan gelişmelere ilişkin de görüşlerini belirten Avesta, orada onurlu bir direnişin söz konusu olduğunu söyledi. Kuzey Kürdistan'da yaşananların bölgede yaşanan gelişmelerden ayrı ele alınamadığını dile getirten Avesta, "Kuzey Kürdistan'da yaşananları 5 yıldır Ortadoğu'da yaşanan savaştan ayrı ele alamayız. Bölge yeniden dizayn ediliyor. Bölge yeniden ele alınıyor. Bütün güçler bölgeye hakim olmak istiyor. Kendilerini Ortadoğu'nun yeni model gücü olarak tanımlayan, göstermek isteyenden biri de Türkiye Devletidir. Türkiye'nin asıl sorunu Kürt sorunudur. Bu yüzyılın sorunudur. Şuana kadar 29 isyan denildi. Eğer 28 isyana karşı bir şeyler yapılmamışsa 29. isyana karşı da bir şey yapamazlar, ezemezler. Bu şekilde devam ettirilirse 40 yıl daha sürse ezemezler, yok edemezler, bu direnişi kıramazlar, mücadeleye engel olamazlar. Kuzey Kürdistan'da direniş yeni oluşmuyor. On yıllardır başlayan bir direniş söz konusu. 32 yıldır silahlı mücadele söz konusu. Önder APO'nun fikir ve düşünceleri, PKK'nin kurulması 45 yılı geride bırakıyor. Hiçbir şey yokmuş, sadece 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana operasyonlara karşı tepki gösteriliyor söylemleri doğru değildir. Bu direniş yıllardır sürüyor. Bu onurlu bir savaştır ve kendilerini koruyorlar. Halkımız da, kamuoyu da Türkiye Devleti de şunu bilsin, direniş yeni bir evreye girmiştir. Aylardır şehirlerde bu savaş sürüyor ve başarıya ulaşana kadar da devam edecektir" şeklinde konuştu.

'SUR RUHU ÖZGÜR KÜRT RUHUDUR'

Devletin sıkışma dönemini yaşadığını ve büyük bir çıkmazda olduğuna vurgu yapan Avesta, AKP'nin kendi faşizminde boğulduğunu, bu çıkmazdan çıkmanın tek yolunun Kürt sorununa dönmek, Kürt sorununu çözmek olduğunu belirtti. 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana Kuzey Kürdistan'da gösterilen direnişin büyük bir irade ortaya çıkarttığını ifade eden Avesta, sözlerine şu cümleleri ekledi: "Kuzey Kürdistan'da gösterilen direniş Özgür Kürt duruşudur. Özgür Kürt duruşu hiçbir şeyi tanımıyor. 21. yüzyılda tahtını bölgede hakim kılmak isteyenler işte bu faşizmdir. Gözü karalığı yaşıyor. Yaralı insanları yakıyor, insanları panzerlerin arkasından sürüklüyor, özgürlük isteyen militanları çıplak ediyor. Herkesin gözü önünde ahlaksız, imansız, insanlık dışı uygulamalar yapıyor. Ama bu durumlar Kürtlerde büyük bir irade ortaya çıkardı. Ortaya çıkan APOC ruhtur. APOCU’ların vuruş tarzıdır ve bu tarz yeni Kürtleri yaratıyor. Artık bölgede yeni Kürtler yaratılıyor. Yeni bir duruş ortaya çıkartılıyor. Kuzey Kürdistan'da yaşanan direniş Ortadoğu'ya ruh veriyor. Cizre direnişi bölgeye ruh verdi. Sur direnişi, Sur ruhu Özgür Kürt ruhudur, Özgür kadın ruhudur, özgür genç ruhudur, özgür akademisyen, gazeteci ruhudur. Öğrenci, esnaf, köylü ruhudur. Bütün toplumun ruhudur. Başaran Cizre'dir, Sur'dur, Hezex'tir, Kerboran'dır, Nusaybin'dir, Gever'dir. Kazanan 21. yüzyılın özgür ruhudur."

ABD ile Rusya arasında varılan anlaşma sonucunda Suriye'de ilan edilen ateşkese ilişkin de konuşan Avesta, bu ateşkesin olmaması için çaba gösteren ve ilk tepkiyi ortaya çıkaranın Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın olduğunu hatırlattı.  

'HALK 'GERİLLA İNTİKAM' DİYOR'

Böylesi önemli bir süreçte gerillanın rolüne de değinen Avesta, "Özgürlük gerillaları geçmiş dönemde rolünü ne kadar oynadı hepimiz gördük. Eğer bugün bütün Kürdistan'da savaş köylerde, şehirlerde sürüyorsa bu özgürlük gerillaların ortaya çıkarttığı kültürdür. Özgürlük gerillaları 2016 yılında da üzerine düşen görevi yitiren getirerek halkını koruyacaktır. Gerilla neden mücadele ettiğini biliyor. Bunun bilincinde. Gerilla önümüzdeki süreçte her yönden yeni yöntemlerle devreye girecektir. Ve bu şekilde de süreci yönetecektir. Halkın gözü tabii ki de gerillada. Cizre'de yaşanan vahşet karşısında halk 'gerilla intikam' diyor. Halk gerillayı davet ediyor. Ve gerilla da üzerine düşen görevi yerine getirerek halkını koruyacaktır" dedi.

'YBŞ VE YJŞ'NİN HAMLEDE YERİNİ ALMASI AHLAKİ BİR GÖREVDİR'

Gündemde olan Musul-Telafer operasyonuna ilişkin değerlendirme yapan Avesta, bu operasyonda coğrafik olarak Şengal'in önemli bir paya sahip olduğunu, Şengal'de olan güçlerin bu operasyonda büyük bir rol oynayabileceğini söyledi. Şengal'deki güçlerin daha önce de Şengal ve çevresini özgürleştirme hamlelerinde yer aldıklarını, gerçekleşecek Musul-Telafer operasyonunun Ezidi toplumu için önemli olduğunu dile getiren Avesta, şunları söyledi: "Musul-Telafer hattında Ezidi toplumunun köyleri var. Bu hamlede o köylerin özgürleştirilmesi, çetelerden temizlenmesi lazım. Bunun için YJŞ'nin (Yekîneyên Jinên Şengal-Şengal Kadın Birlikleri) rolü önemli, YJŞ öncü güç olacaktır. Yine özgürlük gerillaları olmadan DAİŞ'e karşı savaşmak da çok zordur. Hem Kerkük hem Maxmur hem de Şengal'de bu imkanlar var ve bu operasyona katılabilirler. Özgürlük gerillaları şuana kadar nereye gitmişlerse büyük bir başarı elde etmişlerdir. 3 Ağustos 2014 tarihinden bu yana dünya alem gerillanın Şengal'deki konumunu, başarısı biliyor. Herkes takdir ediyor. YBŞ ve YJŞ'nin hamlelere girmesi askeri ve siyasi görev dışında ahlaki bir görevdir. Çünkü Ezidi toplumunun kızları, çocukları, kadınları, gelinleri bu yerlerde köleleştirildi, cariyeleştirildi, satıldı, başları kesildi. İnsanlık dışı uygulamalar Şedade, Musul, Telafer, Rakka da yapıldı. Onun için YBŞ ve YJŞ'nin bu hamlede yerlerini almaları önemlidir."

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününe ilişkin düşüncelerini dile getiren Avesta, Kadın hareketi için her günün 8 Mart olduğunu, her günün 8 Mart gibi direniş, mücadele, hakların elde etme günü olarak tanımladıklarını söyledi.