Başlığ, gözaltında yaşadığı cinsel işkenceyi anlattı

Silopi’de devletin kenti terk etmeyenleri evlerinden zorla alıkoyarak götürdüğü toplama kamplarından geçirilen Ayfer Başlığ, gözaltında yaşadığı cinsel işkenceyi ve sözlü tacizleri cezaevinden gönderdiği mektupla anlattı.

Silopi’de 14 Aralık’ta devlet güçlerinin ilçe merkezinde devreye koyduğu sıkıyönetim uygulamalarıyla birlikte 30 kişi katledilirken devlet, katledemediklerini ise Hitler’in toplama kamplarına çevrilen spor salonlarına götürerek burada uygulamalarına devam etti. Spor salonlarından gözaltına alınanlar ise işkenceye uğradı. Gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Ayfer Başlığ, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi’ne gönderdiği mektupta, gözaltı süresince yaşadığı cinsel işkence ve tacizi anlattı. İHD avukatları da Başlığ’ın gönderdiği mektup doğrultusunda suç duyurusunda bulundu. Başlığ’ın İHD’ye gönderdiği mektupta şunlar yer alıyor: “Ben Ayfer Başlığ, Silopi Belediyesi Meclis Üyesiyim. Tutuklandığım gün ailemle birlikte mahallemizdeki insanlarla hendek dışındaki yıldız halı sahasına götürüldük. Erkeklerin kimliğini kontrol ettikten sonra otobüslere bindirip Yenişehir Mahallesi’ndeki kapalı spor salonuna götürüldük. Polis GBT’lerimize baktı. Kardeşim ve benimle birlikte birçok kişi gözaltına alındı.”

Gözaltına alınmalarının ardından bindirildikleri aracın içerisinde sözlü tacize uğradıklarını anlatan Başlığ, “İlk önce çıplak arama yaptılar ve sıraya dizdiler. Saat 14.30 civarıydı, hepimizin suratını duvara döndürmüş yüksek sesle küfrediyorlardı ve kafamızı yukarı kaldırmamıza izin vermiyorlardı. Birkaç polis, yanımdaki üç gence dayak atmaya başladı. Kafalarını duvara vurdular, kanlar içinde yere düşüp bayıldılar, üzerlerine su döktüler. Saat 20.00’ye kadar bu şekilde bekletildik. Daha sonra çok soğuk bir nezarete alındım. Battaniye istedik, ıslak battaniye verdiler, gece boyunca ağlama ve bağrış sesleri geliyordu. Sanırım o gençlere işkence ediyorlardı” diye aktardı.

Hastaneye götürülmeden önce ölüm tehdidi aldıklarını söyleyen Başlığ, “Bize ‘Başınızı kaldırırsanız alnınızın çatısından vururuz’ tehdidinde bulundular. Aynı gece geç saatlerde beni çağırdılar, sorgu başladı. Kardeşim ve diğer gençleri gördüm. Hepsinin yüzünde işkence izleri vardı. Mehmet Deniz isimli genci bizden ayrı tuttular. 3 polis öldürdüğünü söylüyorlardı sık sık işkence edip küfür ediyorlardı. 4’üncü gün sabah Şırnak’a getirildik” dedi.

Başlığ, yanında bir kadınla birlikte mahkemeye çıkarıldığını ve orada bulunan askerlerin kendilerine sözlü tacizde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Oraya gelen bir asker bize laf atıp terörist olduğumuzu bizi öldüreceğini söyledi. Ben de çok kızdım ve ‘Sizsiniz terörist’ dedim. Göğsünde bulunan bıçağı göstererek ‘Bunu bir teröristten aldım, hepinizi bu satırla keseceğim’ dedi. Ben de ona ‘Sen IŞİD’li misin?’ dedim aramızdaki kavga büyüdü. Ha bire ölümle tehdit ediyordu, nezaretin önü askerlerle dolmaya başladı.” Öldürülmek istendiler Yanlarına gelen her askerin kendilerine sözlü tacizde bulunduğunu anlatan Başlığ, “Her gelen asker bize ağza alınmayacak küfürler ediyordu. O sırada bir asker çıkıp susmamı söyleyip küfretti. Ben susmadım ‘Bizi rahat bırakın’ dedim. Silahını çıkarıp ‘Sus seni vururum’ diye tehdit etti. Yanındaki askerler onun elini tuttu o an elindeki silah patladı. Arkadaşları onu uzaklaştırdı. Duvara baktığımda bir delik vardı. Ardından bir süre geçti şahit olan askerlerden biri geldi fotoğrafımızı çekmek istedi, biz izin vermedik” diye belirtti.

Başlığ, olay anında askerlerin görüntü ve ses kaydı aldığını söyleyerek, “Askerin yüzü açıktı. Bir süre sonra duvardaki deliği kapattılar, beni oradan alıp otobüse bindirdiler. Biz 8 kişiydik, devlet hastanesine götürülüp sağlık raporlarımızı aldık. Hastaneden sonra tekrar Şırnak İl Emniyet Müdürlüğü’ne getirildim. Yolda götürülürken yine küfür ettiler. Bir saat sonra cezaevine götürüldüm” dedi.