Bu yüzyıl kadınlarındır

Bir kadın yüzyılından geçiyoruz. Kadın özgürlüğünün, kadın direniş çizgisinin, kadın sisteminin, kadın toplumsallığının geliştiği bir yüzyıl gerçeği. Bu yüzyılın yol haritası, küreselleşen ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesidir.

Günde 16 saat çalışan, ancak çok düşük ücret alan Amerikalı dokuma işçisi kadınlar, 8 Mart 1857’de daha iyi yaşama koşulları, eşit işe eşit ücret ve 8 saatlik iş günü talepleriyle greve başladı. Grev, kanla bastırıldı; 129 emekçi kadın yakılarak katledildi. Devrimci kadın önderlerden Clara Zetkin’in 1910’da ikinci kadın enternasyonalindeki önerisiyle bu direnişle örülmüş gün, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak ilan edildi. Öncelikle böylesi anlamlı bir gün olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü karşılayan kadın hareketlerinin mücadelesini selamlıyorum. 129 kadının yaktıkları direniş meşaleleri, büyüyerek özgürlük bayrağını çok güçlü dalgalandırmaktadır. 8 Mart gününü, tüm Kurdistan, Ortadoğu ve dünya kadınlarına kutluyoruz.

‘JIN JIYAN AZADÎ’ PARADİGMASI KÜRESELLEŞTİ

Bir kadın yüzyılından geçiyoruz. Kadın özgürlüğünün, kadın direniş çizgisinin, kadın sisteminin, kadın toplumsallığının geliştiği bir yüzyıl gerçeği, bir hakikat olarak varlık bulmaktadır. Bu yüzyılın yol haritası, kadınların öncülüğünde küreselleşen ‘Jin jiyan azadî’ felsefesidir. Bu paradigma, küreselleşen bir dönemi, kadınların öncülüğünde yaşamaktadır. Yine ‘Jin jiyan azadî ile kadın devrimine yürüyoruz’ hamlesi de Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesidir. Bu anlamlar üzerinden yaklaştığımızda, 2024’ün 8 Mart’ının önemi ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle özgürlük yürüyüşümüzün daha da güçlenmesinden ileri gelmektedir. İran’da gelişen idamlar, Önder Apo üzerinde bir işkenceye dönüşen tecrit ve izolasyon politikası, yine Kurdistanın pek çok yerinde ve dünyanın çeşitli kıtalarında gelişen kadın kırımı ve toplum kırım temelindeki soykırıma daha güçlü dur dediğimiz bir 8 Mart’ı karşılıyoruz. Yürüyüşümüzle, mücadelemizle soykırımı, tecridi paramparça ederek durduracağız.

DAHA EMİN, KARARLI VE İDDİALI

Kadınlar olarak geçmiş özgürlük değerlerini bugünün özgürlük değerleri ile buluşturarak, geleceğe daha emin, daha kararlı, daha iddialı yürüdüğümüz yeni bir 8 Mart sürecinin içindeyiz. Gerçekliğinin bilince çıkarıldığı ve bu temelde yaklaşıldığı bir 8 Mart’ı daha örgütlüyoruz. 8 Mart gerçekliğinin, hakikatinin kadınlar için yakıcı ve öğretici bir yöne sahip olduğunu biliyoruz. Milyonlarca kadının bunun farkındalığını, önemli oranda bu bilinci yaşadığını biliyoruz. Bunun somut ispatı dünyada ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle yürüyen kadın iradesinin öncülüğündeki insanlıktır.

Birinci gerçeklik, toplumsal cinsiyetçiliğin başlamasıyla birlikte bu toplumsal gerçeklik içerisinde sıkıştırılmış, ölüm cenderesine mahkûm edilmiş kadın gerçekliği olmaktadır. Yine yaşamın her anında sömürüye tutulan kadınlık gerçeği var. Diğer bir gerçeklik ise yaşamın her alanında “xwebûn olma mücadelesidir, örgütlü kadın iradesidir” diyerek, büyük bir direniş gücünü, iradesini, geleneğini ortaya koyan direnişçi özgür kadın çizgisi gerçeğidir. Tüm bunlar da ‘jin jiyan azadî’ felsefesinin kudretidir.

KADIN YÜZYILINA KARŞI SAVAŞ

III. Dünya Savaşı’nın gölgesinde 8 Mart’ı karşılıyoruz. Bu savaş, karakter olarak kadın devrimi yüzyılı gerçeğine karşı örgütlendirilmiş bir savaştır. Ana soylu demokratik uygarlık çizgisinin, direnenlerin, devrimcilerin tüm başkaldırılarına, örgütlenmelerine karşı resmi uygarlıkların erkek egemenlikli, hegemon, işgalci çizgisi, savaşın siyasi, askeri, ekonomik, kültürel boyutlarını sürdürmektedir. Merkezi hegemon güçler, bu savaş gerçeği içerisinde en çok kadın varlığını hedeflemekte, bilinçli bir politikayla örgütlediği her savaşım sürecinde en çok kadınları hedeflemektedir. İsrail-HAMAS savaşında en çok kadınlar ve çocuklar katledildi. Bu hegemon erkekliğin ve iktidarın savaşıdır. 8 Mart vesilesiyle acılarını paylaştığımızı bir kere daha dile getiriyoruz. Yine Taliban’ın Afganistan’da uluslararası bir oyunla tekrardan iktidara gelmesinin ardından geçmişten beri süren kadın kırımı bir kere daha zirveye çıkarılmıştır. Taliban zulmü erkek egemenlikli aklın tüm silahlarını kadın varlığı karşısında kullanmaktadır. Afganistan kadınlarını, Taliban vahşetine karşı direnen kadınları, 8 Mart vesilesiyle selamlıyor; direnişlerinin, mücadelelerinin yanında olduğumuzu belirtiyoruz. Bu savaşları, ancak kadınların özgürlük iradeleri durdurabilir. Cinsiyetçilik, milliyetçilik, dincilik, bilimciliğin geliştirdiği bu yıkım savaşlarını kadınlar değiştirebilir. 21. yüzyılın kadın özgürlükçü ruhunu ve direngen örgütlü mücadelesini, karakterini erkek egemenlikli aklın müdahaleleri değiştiremeyecektir.

BÜYÜK BAŞARILAR, BÜYÜK DİRENİŞLERİN SONUCUDUR

8 Mart vesilesiyle Kadın Özgürlük Devrimi’ne büyük emek veren, kadın mücadelesinin emsalsiz emekçilerini ve tüm devrim şehitlerini, kadın yoldaşları büyük bir sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Başta Sakine Cansız, Axîn Muş, Delal Amed, Leyla Amed, Leyla Van, Hejar Zozan, Aryen Are, Bêrîvan Zîlan, Raperîn Amed, Gülçiya Gabar, Zîlan Konya, Evîn Guyî, Sorxwîn Maku, Zelal Hesekê yoldaşlar olmak üzere, tüm devrim şehitlerini saygı ve minnetle anıyorum. Tüm devrimler ve özgürlük değerleri, büyük direnişler sonucunda büyük başarılar elde etmiştir. Büyüyen özgürlük değerlerimiz, bizlere büyük direnmenin şifresini ve anahtarını sunmaktadır. Kürt kadınlar olarak 8 Mart’ı büyük bir heyecan, yüce ve güçlü özgürlük değerleriyle karşılıyoruz. Kadın şehitlerimiz şahsında zirvesel gelişim düzeyinin açığa çıktığını ifade edebilirim.

TÜM KADINLARA BÜYÜK BİR UMUT

YJA Star gerillasının geliştirdiği özgürlük çizgisi, sadece Kurdistan’da değil, bölgede ve dünyada tüm kadınlara büyük bir umut, heyecan, iddia ve devrim kararlılığı ortaya koymaktadır. Böylelikle büyük bir öz savunma gücü olarak tüm dünya ve Ortadoğu kadınlarına cesaret, öz savunma bilincini güçlendirerek, kendi olmanın umudu haline gelmiştir. Özgürlük çizgisi olmayı başarmıştır. YJA Star, tüm kadınların özgürleşme ordusu olduğunu dosta-düşmana ispatlamış ve kahraman şehitlerin mirasları yolunda kararlıca yürümektedir. Bugün direnişe öncülük eden tüm kadınların savunma kimliği olmuştur. Özgürlük ordusudur. ‘Jin jiyan azadî’ felsefesinde derinleşen YJA Star, kadının savunma gücü, tüm ezilen kadınların ve erkek egemenliğinin şiddetine, faşizmine, iktidarcılığına meydan okuyan özgür, cesaretli, iradeli tüm özgür ruhlu kadınların ve yeni bir sistemin doğuşuna öncülük edenlerin ve başkaldıranların stargahıdır. Ancak böyle yüce devrim şehitlerinin ardılları olabiliriz. YJA Star gerillası olmak bir farktır. Tüm militarist sistemleri parçalayarak, kadın özgürleşmesi için büyük bir direnişe öncülük etmektir.

KESİN BAŞARI YOLUNDA ÖRGÜTLENME

Bu çizgiye ve mirasa dayalı gelişen kadın özgürlük mücadelemiz, Ortadoğu ve Kurdistan’da şehitler şahsında büyük bir gelişim düzeyini açığa çıkarmayı başarmıştır. Bugün 8 Mart hakikatini bilincine çıkarma ve buna cevap olma temelinde mücadele yükseltilmektedir. Her yerde kadın özgürlük çalışmalarımız, kesin başarı yolunda örgütlendirilmektedir. Bu hakikate bağlılık temelinde yol alarak, zaferin kadınların özgürlük yolunda ilerlemekten geçtiğinin bilinci ve sorumluluğuyla mücadelemizi güçlendirmekteyiz. Bu da öz bilinç, öz irade, öz örgütlülük ve öz savunmayı toplumumuzun ihtiyaç duyduğu boyutlarda, kendini koruma temelinde her yerde örgütlemekten geçmektedir. Yeni bir yaşamın doğuşuna öncülük edilmektedir.

KADIN KATLİAMLARI, KIRIM DÜZEYİNDEDİR

Kadın katliamlarını kırım düzeyinde değerlendirmeyi gerekli kılan çok ciddi boyut ve yön yaşanmaktadır. Kadın katliamları, dünyanın, insanlığın en temel ve derin problemidir. Erkek faşizmi, şiddeti dünyanın farklı coğrafyalarında ve kıtalarında yaşanmaktadır. Kadınların boğazının kesilmediği, katledilmediği, tecavüz edilmediği bir kıta var mıdır? Türkiye, Irak, Suriye ve pek çok Arap devletleri ve yine İran İslam Cumhuriyeti olarak kendisini tanıtan bir rejimin geliştirdiği idamlar. Bunun karşısında sadece kadınlar değil, insanlık ayağa kalkmalıdır. Bu erkek akıl vahşetini durdurmanın gücünü, bu 8 Mart vesilesiyle her yerde tepkimizi koyarak örgütleyelim ve bu vahşete geçit vermeyelim. Kadınlar, halklar, gençler, ‘Jin jiyan azadî’ye sahip çıkmalıdır. Bir 8 Martı daha karşılarken, idamlar durmalıdır, bu anlamda zindanların sesi olabilmeliyiz. İran cezaevlerinde tutulan Zeynep Celaliyan ve Ciwana Sine özgürlüklerine kavuşmalıdır. Önder Apo’ya ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük temel mücadele gerekçemizdir, diyoruz. O sebeple 5 bin yıldır gelişen tecavüzcü zihniyete karşı kadınlar olarak ortak ve radikal bir örgütlenmeyi geliştirmenin kadın yüzyılındayız.

ÖZGÜRLÜK ZAMANINDAYIZ

İşte bu yüzyıl kadınlarındır. Dolayısıyla, her yerde kadınların geliştirdiği örgütlenmeler dünya kadınlarına da büyük bir özgürlük kaynağı ve umut olmuştur. “Egemen erkek sisteminin kendisini vardırdığı son nokta erkek-devlet-DAİŞ faşizmidir. Kadın hareketlerinin öncülüğünde gelişen mücadeleler, bu faşizan saldırılar karşısında güçlü, iradeli çözüm geliştirerek umut olmaları, kadın örgütlülüğünü büyütmüştür. Dolayısıyla bugün ‘Jin jiyan azadî’ ile kadın devrimine kararlıca, cesurca ve iddialı bir tempoyla yürüyoruz. Özgürlük zamanındayız. Kadının direnişçi geleneğini, mirasını sahiplenerek 8 Mart hakikatine bağlı kalarak bugünlere gelinmiştir. Yine direniş mirasını kendi şahsında ortaya koyarak görkemli özgürlük eylemleri ile taçlandıracaklardır.

KÜRT KADINLARI DAHA KUDRETLİ KARŞILIYOR

Kendini oluşturma ve savunma ilkesi ekseninde güçlü bir öz savunma ve bilinci ortaya koyan Kürt kadınları, bu yılki 8 Mart’ı, her 8 Mart’tan daha güçlü büyüterek, güçlenen kadın özgürlük mücadelesiyle daha kudretli karşılamaktadır. Bu temelde kadın toplumsallığını geliştireceğiz. 8 Mart’ı, kadın açısından güçlü özgürlük değerlerimizin yükseldiği ve geliştiği bir zaman dilimi içinde karşılıyoruz. Kadın devrim iradesinin öncülüğüyle karşılıyoruz. Kadının çözüm iradesiyle karşılıyoruz. Kadın özgürlüğünün, kadın direniş çizgisinin, kadın sisteminin, kadın toplumsallığının geliştiği bir zamanda karşılıyoruz. Bu yıl ki 8 Mart’ın böyle bir önemi bulunmaktadır.

YÜZYILA ÖNCÜLÜK EDEN DE KÜRT KADINLARDIR

Bu yüzyıla öncülük eden de Kürt kadınlardır. Onun öncülüğündeki özgürlük mücadelesidir. Bu mücadele, bu güç, bu irade, kadın adına, halklar ve toplum adına ortaya konulan demokratik modernite paradigmasıdır. Bu da çözüm iradesidir. Ortadoğu’da Kürt kadını özgür yaşam ve demokratik sistem yapılanmasına öncülük ederken, dünya kadını açısından alternatif olacak bir yapılanma gücü ve iradesi çok büyük gelişerek toplumsallaşmaktadır. Kadınlar bu çözüm gücü ve iradesi etrafında toplanmıştır. Gelişen bu dayanışmanın ruhuyla daha da güçlendirilmesiyle ve kararlılığıyla 8 Mart eylem ve etkinliklerini büyük geliştirebilmeliyiz. Kadın devrim yürüyüşümüzü somutlaştırabilmeliyiz. Kurdistan’ın her yerinde, kadınların ortak direniş cephesini büyüterek, kadınların görkemli özgürlük buluşmalarını, kadın devrimine dönüştürmenin- gerçekleştirmenin koşulları ve olanaklarının çağındayız. Kadın yüzyılını mahşere çevirmek isteyen erkek şiddet ve faşizmine karşı kadın devrim mücadelesini yükseltmeliyiz.

DEMOKRATİK KONFEDERALİZM VE JINEOLOJİ

Bir kez daha hegemon egemen sisteme dayalı yapılanmalar karşısında, kadın gücünü, direniş mirasını, direniş çizgisini, demokratik kadın konfederalizminin örgütlenmesi ve jineoloji bakış açısıyla karşılayalım. Kürdistanlı kadınlar olarak 8 Mart ile kalıcı projeler ve kadın konfederalizm çalışmalarını güçlendireceğimiz bir dönemdeyiz.

RÊBER APO’YA BORÇLUYUZ

Rêber Apo’nun esareti, 26. mücadele yılına girmiş bulunmaktadır. Bu 25 yılın tarihin en çarpıcı esaretine tanıklık ettiğini belirtebiliriz. Rêber Apo, bu 25 yılı tarihteki tüm esaretlerden intikam alırcasına geçirmiştir. Tüm esaretleri anlamlandırmış; bu esaretleri yaratan her türlü siyasi, toplumsal, kültürel etkenleri ortadan kaldıracak bir mücadele çizgisini ve geleceğini insanlığın önüne koymuştur. Yaşamın her saniyesini anlamlandırmıştır. İnsanlığın en değerli duruşunu ortaya koymuştur. Bunun onuruna sahip olan bir Önderlik gerçeğimiz olduğunu derinden anlayarak kavrayabilmeliyiz. Önder Apo’nun bu asil karakteriyle hem halkımızı hem de bizleri, kadınları en büyük onur sahibi yaptığını belirtmek istiyorum. Rêber Apo’ya tüm insanlık da halkımız da, kadınlar olarak da borçluyuz. İnsanlığa, halkımıza ve biz kadınlara tüm bunları veren Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğünü sağlama çalışmalarına güçlü katılım, en öncelikli ve stratejik sorumluluğumuzdur. Hepimiz kendi özgürlüğümüz için daha fazla çalışmalıyız. Önder Apo’nun fiziki özgürlük kampanyasının en fazla gündemleştiği, küresel kapsam kazandığı bir 8 Mart’a dönüştürelim. Elbette soykırıma karşı YJA Star gerillasının en güçlü direnişinin geliştiği bir dönemden geçiyoruz. Kadınlar ve halkların özgürleşmedeki ısrarıyla karşılıyoruz. Nasıl ki Uluslararası Komplo’ya alışmadıysak Önderliğimiz üzerindeki mutlak tecride de asla alışmayacağız. Kesinlikle tecridi paramparça edeceğiz. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüyle Uluslararası Komplo’yu tümüyle boşa çıkarmak boynumuzun borcudur. 8 Mart’la birlikte kadınların gerçek yoldaşıyla doğru bir yürüyüşü geliştireceğiz. Önder Apo, özgürlüğün kaynağıdır. Varlık gerekçemizdir, öz varlığımızdır. Bize özgürlüğün anlamını öğreten irademize sahip çıkmanın ölçüsü, artık fiziki özgürlüğü için her düzeyde mücadeleyi yükseltmek ve sağlamaktır.

DEVRİM COŞKUSUYLA MEYDANLARA ÇIKALIM

Dolayısıyla 8 Mart’ta kadın devrim coşkusu, kararlılığı ve iddiasıyla meydanlara çıkalım. ‘Jin jiyan azadî’nin tüm insanlığa sunulan bir özgürlük projesi olduğundan hareketle mücadele ediyoruz. Bir kez daha egemen erkek sistemine kadın görkemli direniş ve özgürlük gücünü, iradesini ortaya koyacağız. Özgürlük yürüyüşleriyle 31 Mart yerel seçimlerinde kendi iradesine sahip çıkmaya, danslar, şarkılar, eylem ve etkinliklerle alanları dolduralım. Kadının yaşam gücü olduğu, yaşamın kendisi olduğu, özgür kadınla özgür toplumun nasıl geliştiğinin gücünü bir kez daha geliştirelim. 2024’ün 8 Mart’ında bir kez daha kadın devrimine yürüyüşümüzün görkemini ortaya koyalım. Özgür kadınla buluşmanın ve öz savunma direnişiyle egemen erkekle hesaplaşmanın güçlü tutumunu geliştirelim. Bu anlamda dünyanın her yerindeki tüm kadınlar; kendi renkleri, kimlikleri, kültürleriyle 8 Mart eylem ve etkinliklerine güçlü katılmaya, direnişi yükselterek büyütmeye, mücadeleye, şarkı söylemeye, halay tutmaya, zılgıtlarıyla başka bir dünyanın mümkün olduğunu, danslarıyla hayatın başka renklerde var olduğunu, tüm hünerleriyle, tüm renkleriyle sokaklara, meydanlara ‘Jin jiyan azadî’ ile varız demeye! Kadın devrimine yürüyelim.

* KJK Yürütme Konseyi Üyesi Zerin Ruken, ANF için yazdı.