Dağ direnişçilerinden kadın tutsaklara mektup

8 Mart vesilesiyle kadın tutsaklara mektup yazan kadın dağ direnişçileri, "Bugün faşist AKP-MHP iktidarının tecridi yaşam haline getirmesini kabul etmeyerek, hayatı yeniden örüyorsunuz" dedi.

Türk devletinin saldırılarına karşı Medya Savunma Alanları'nda direnen kadın savaşçılar 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü vesilesiyle zindandaki kadın tutsaklara bir mektup yazdı. Bir halkın sömürüye, baskıya yok edilmeye karşı direnişine kadınlar öncülük ediyorsa zaferin mutlak olduğu vurgulanan mektupta şu ifadeler yer aldı:

Sevgili zindan direnişçileri, değerli eylemciler, direngen kadınlar;

Öncelikle sizleri Mart ayının canlılığı ve baharın heyecanıyla, dağların serin esintisiyle sevgiyle selamlıyor, 8 Mart’ınızı kutluyoruz. Bahar doğanın yeniden canlanışıdır. Bahar nasıl doğayı canlandırıyorsa sizler de açlık grevi direnişinizle faşizmle karartılmaya çalışılan yaşamı yeniden canlandırıyorsunuz.

Tarihten bugüne kadınlar hep yaşamın kendisi, öreni, karanlığa karşı aydınlığı olmuştur. Erkek egemen zihniyetin tüm baskı ve katliamlarına karşı direnişi, mücadeleyi devam ettirmiştir. Bugün faşist AKP-MHP iktidarının tecridi yaşam haline getirmesini kabul etmeyerek, hayatı yeniden örüyorsunuz. Direniş kadınların en temel özelliğidir.

SEMA YÜCE'NİN ARDILLARISINIZ

Acılara karşı büyük direniş gösteren anaların kızları, ülkesinin özgürlüğü için mücadele eden Saraların, Semaların yoldaşları, karanlığa karşı güneşe koşan Leyla Güven’in yol arkadaşları olmanın gururuyla anda zaferi yaratan direngen kadınlar, özgürlük ve eşitliğin mücadelesini veren kadınlar; mekanların, ülkelerin, kıtaların farkına bakmaksızın direnişle ruh bütünlüğü yaşarız.

Her adımda, her bakışta, her nefeste bir olur, hedefe kilitleniriz. Ama inanıyor ve biliyoruz ki bu direnişimiz zaferle taçlanacak ve özlemini duyduğumuz buluşma olacaktır. Yolları birlikte arşınlayacak, temiz havayı solumanın, yeşili, toprağı yani ülkemizin güzelliğini birlikte yaşamayı hayal ettiğimiz gibi gerçekleştireceğiz. Bizler de hep hayallerimizin peşinden gidenleriz nihayetinde. Her adımda büyüyen, zorlukları olan ama güzelleşen hayallerimiz.

Bugün 1857’de yanarak kendini feda eden 129 kadını 2019 da halen hissediyor ve onların direnişiyle 8 Mart’ı kutluyoruz. Her birimiz 129 kadını hissediyor, yaşıyoruz. Her birimiz Clara Zetkinlerin, Zilanların, Saraların, Beritanların yoldaşları ve takipçileriyiz. Her birimiz, Kibriye, Menal, Hacer, Sabiha, Reyhan, Şadiye, Ayten, Evin, Azime, Ronahi, Esma oluyoruz. Her birimiz özgürlük direnişi ile kendi küllerimizden yaşamı yaratıyoruz. Tıpkı Sema Yüce yoldaşın kendi küllerinden kendini yaratması gibi. Sistemin dayattığı köleliği, geriliği, karanlığı ateşle aydınlatması, yakması, yok etmesi gibi. Önderliğe, Güneşe yönünü vererek özgürlüğe koşması gibi. Sema Yüce’nin yoldaşları, ardıllarısınız.

YÜRÜYÜŞLERİMİZ HEP TARİH YAZMIŞTIR

Yollarımız aynı ve aynı yolda yürüyoruz. Patikalarımız arada bir değişse de ulaşmaya çalıştığımız zirve aynı. Şimdide sizler en zor patikayı seçtiniz ve yorulmaksızın yürüyorsunuz. Yol yürüyüşleri her zaman bizleri arındırmıştır, her zaman güçlendirmiştir. Bazen şiir tadında bazen roman tadında da olsa yürüyüşlerimiz hep tarih yazmıştır.

Tarih yazan direngen kadınlar;

Faşizme karşı zaferi kazananlar, erkek egemenliğini kabul etmeyen kadınlar nesiller boyu yaşar ve izleri her bir kadında ilham ve güç olarak kendini var eder. Direnen kadınlar, evdeki, sokaktaki, fabrikadaki, tarladaki, zindan ve dağdaki tüm kadınlar özgürlük ve eşitlik patikasında buluşur, tüm okyanuslara şelale olup akar.

Direnerek özgürleşen ve özgürleşerek güzelleşen kadınlar, yaşamı uğrunda ölecek kadar seven kadınlar, hep birlikte faşizmi yenilgiye uğratarak, dünyaya kadınların direnişiyle aydınlık ve güneşli günlerin geleceğini müjdeleyen anlardayız. Bir halkın sömürüye, baskıya yok edilmeye karşı direnişine kadınlar öncülük ediyorsa zafer mutlaktır.

ZAFERE, ÖZGÜRLÜĞE DİRENEN KADINLARDAN FAŞİZM KORKMALIDIR

Her an direniş içinde olan kadınlardan korkan faşizm bin bir baskı ve katliamla, kadına her türlü köleliği reva görerek, toplumda köle kadın modelini uygulamaya çalışarak, tutuklayarak, aç-açıkta-işsiz bırakarak, kendi faşizan sistemini oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak biliyor ki bunu başaramayacak. Zindanlarda başarmasına engel olan yüzlerce kadın, bedenlerini açlığa yatırarak direnmekte, sokakta polisin askerin coplarına, silahına rağmen bağıran, yürüyen kadınlar direnmekte, dağda direnmekte ve tüm bu kadınların tek kilitlendiği zaferdir.

Zafere, özgürlüğe kilitlenen kadınlardan faşizm korkmalıdır. Erkek egemen zihniyet korkmalıdır. Köleliği benimseyenler korkmalıdır. Çünkü biz bedenlerimizi açlığa yatırarak, bomba yaparak, ateş topu olarak, uçurumlarda paramparça ederek özgürlük için direnen kadınlarız.

Özgürlük ve zafer dışında hiçbir seçeneği kabul etmeyen direngen kadınlar sizleri özgürlüğe olan bağlılığımız ve zafere olan inancımızla selamlıyor, 8 Mart’ınızı kutluyor, mutlaka başaracağımızı belirtiyoruz.

Dağ Direnişçileri.”