Gazi Üniversitesi’nden dağa giden yaşam

Gazi Üniversitesi’ni yarıda bırakmak zorunda kalan Emine Demir, özgür basın faaliyetlerinden dolayı 137 yıl hapis cezası alınca yüzünü Kurdistan dağlarına verir.

ROSÎDA MÊRDÎN

Emine Demir… Artık herkes onu Rosîda Mêrdîn olarak tanıyor. Mêrdîn’in Qoser ilçesinde dünyaya gelir. Öğrenimine Qoser ilçesinde başlar. Anadolu Lisesi’nde eğitimini tamamlar. Burada arkadaş çevresi tarafından çokça sevilen biri haline gelir. Emine Demir ile Serxwebûn Qoser aynı sınıfta lise eğitimini görürler.  Serxwebûn Qoser, 2006’da HPG saflarına katılır ve üç yıl sonra bir çatışmada şehit düşer. Bu haberi alan Emine Demir, uzun bir süre sınıf arkadaşının yasını tutar.  
Üniversite sınavını kazanarak, 2006’da Ankara’ya yerleşir. Siyasetin, savaşın ortasında doğmuş ve büyümüş bir çocuk olarak kazandığı Ankara Gazi Üniversitesi İktisat Bölümü’nde de siyasi faaliyetlere ilk yıldan itibaren katılır. Irkçıların kontrolü altındaki Gazi Üniversitesi yurtlarında barınamayınca arkadaşlarıyla birlikte öğrenci evinde kalır. Genç kadın çalışmalarına büyük ilgi duyar. Kendisiyle aynı düşü paylaşan güzel yürekli genç kadınlarla öğrenci evlerinde bir araya gelerek toplumsal cinsiyet eşitliği, Kürt kadınının özgürlüğü ve güçlenmesi üzerine tartışmalara katılır. Seneler sonra aynı kaderi paylaşacağı ve onların ardından yıldızlar kervanına katılacağı Döndü Gök ve Çağla Yeleser de bu genç kadınlardandır. İlk savaşlarını feodaliteye karşı özgür kadın düşü için örgütlenerek verirler.  

POLİS BASKINI VE TUTUKLAMALAR

Ankara’da bir gün polisler tarafından evi baskına uğrar. O günden sonra Emine Demir için değişim başlar ve öğrenci hareketinde aktif olarak yer almaya başlar. Arkadaşları tutuklandıktan sonra sorumluluğunun daha da arttığının farkına varır ve Ankara’da Kürt öğrencilerin içinde yer aldığı Yurtsever Öğrenci Gençlik Hareketi bünyesinde siyasi faaliyetlerine  başlar. Çok sürmeden 2008’de tutuklanır ve ilk kez cezaeviyle tanışır. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde siyasi tutsaklara yönelik tecritin yoğun olduğu üç kişilik koğuşta kalır. Koğuş arkadaşlarından biri olan Çağla Yeleser ile birlikte anılarını paylaştıkları, hayaller kurdukları, okuyup kendilerini geliştirdikleri ve tecride direndikleri bir dönem geçirirler. Neşesi ve sohbetiyle hem koğuşundaki hem de çevre koğuşlardaki sesini duyurabildiği yoldaşlarına moral olur. Kısa bir süre sonra tahliye olur ve kaldığı yerden çalışmalarına devam eder. 

AZADIYA WELAT ÇALIŞMALARI

Üniversitesini yarıda bırakmak zorunda kalan Emine Demir, bu kez özgür basın çalışanı olmaya karar verir. Zindandan çıktıktan sonra daha büyük bir aşk, istek ve kararlılıkla özgür basın çalışanı olmak için Amed’in yolunu tutar. Genç yaşında Azadiya Welat gazetesinin yazı işleri müdürü olur. Azadiya Welat gazetesindeki özgür basın faaliyetlerinden dolayı 137 yıl hapis cezası alır. 

2010’DA DAĞLARA ULAŞIR

Özgür basın faaliyetlerini yürütmek için hiçbir imkan ve zeminin kalmadığını anlayan Emine Demir, mücadelesini özgürce ve daha güçlü yürütmek için 2010’da yüzünü Kurdistan dağlarına verir. Kurdistan dağlarında Rosîda ismini alan Emine Demir, Gurbetelli Ersöz ve Halil Dağ’ın çizgisinde yürümeye başlar. Emine Demir, Kurdistan’ın özgür dağlarında 14 yıl sonra üniversitedeki arkadaşları da olan Döndü Gök, Çağla Yeleser, Necati Güneş, Erhan Ölçen ve isimlerini anamadığımız birçok yoldaşı gibi şehitler kervanına katılır.