Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Neredeyse her güne bir kadın cinayeti ya da cinsel istismar haberi ile uyandığımız bu ülkede kadınların ve çocukların can güvenliği kalmamıştır. AKP-MHP erkek ittifakının kadın ve çocuk düşmanı politikaları sonucu şiddet, taciz, tecavüz ve istismar vakaları artarak devam etmektedir. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi, kadın ve çocuğa yönelik suçlarda cezai yaptırımın uygulanması için somut delil aranması bu düşmanlığın açık göstergesidir" denildi.

'KADINLAR PEŞİNİ BIRAKMAYACAK'

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
"İşte bu düşman politikalarının bir sonucu da Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yaşandı. Yüksekova’da bazı çocuk ve gençlerin kolluk güçleri tarafından cinsel istismara maruz bırakıldığı ve başka erkeklerle de cinsel birlikteliğe zorlandığı haberleri basına yansıdı. Çocukların ve gençlerin bu suça dair beyanları bulunmasına rağmen suçluların açığa çıkarılması ve yargılanması için harekete geçmeyenler, sessiz kalanlar, üstünü örtmeye çalışanlar şunu çok iyi bilsin ki; biz kadınlar bu olayın peşini bırakmayacağız.
Çocuğun üstün yararının gözetilerek çocukların ve kadınların beyanlarının esas alınması ve suçluların yargılanması için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Bu haberleri daha önce de defalarca duyduk, gördük. Cinsel birlikteliğe zorlama suçunun Kürt illerinde devlet eliyle yürütülen özel savaş politikasının bir parçası olduğunu çok iyi biliyoruz. Batman’da tecavüz ettiği İpek Er’i intihara sürükleyen uzman çavuş Musa Orhan’ın serbest bırakılmasından biliyoruz, Dersim’de Gülistan Doku’nun kaybedilmesinden biliyoruz.
Cezasızlık politikalarıyla adeta ödüllendirilen kolluk güçleri bu cesareti iktidar ve onun erkek yargısından alıyor. Ancak iktidar şunu çok iyi bilmelidir ki bu özel savaş politikaları yıllarca denendi ve tutmadı, tutmayacak!
HDP Kadın Meclisi olarak, bulunduğumuz her yerde iktidarın bu kirli politikalarını teşhir edeceğiz. Gençlerin, kadınların kolluk güçleri tarafından cinsel istismara maruz bırakılması ve cinsel birlikteliğe zorlanması suçuna asla göz yummayacağız, sessiz kalmayacağız!"