‘İslam toplumu da kadınla ayağa kaldırılacak’

Demokratik İslam Kongresi Sura Üyesi ve Kadın Meclisi'nden Süheyla İnal, kadın bakış açısıyla oluşturulmayan toplumun yıkılmaya mahkum olduğunu belirtti, "İslam toplumu kadınla düşürüldü ve kadınla ayağa kaldırılacak" dedi.

Demokratik İslam Kongresi'nin Kürt kentlerindeki sıkıyönetimin kaldırılması için yaptığı direniş orucunda Müslüman kadınlar da yer aldı. DİK içerisindeki kadınlar, eylemde Müslüman erkekler ile birlikte saf tutmanın yanı sıra, kadın meclisi ile daha görünür hale geldiler.

50 kişilik şuranın 23'ü, 13 kişilik yönetimin de 5'i kadın.

Süheyla İnal, DİK'in yöneticilerinden. Geçtiğimiz dönem yerel ve genel seçimlerde HDP'den aday olan İnal, daha önce DTK çalışmalarında yer aldı. Batmanlı ailesinin mücadeleci kimliği nedeniyle önce Kürt kentlerinde sürgün yaşamış. Sürgün hayatı uzun yıllar da Rize'nin Çayeli ilçesinde devam etmiş.

“Uzun yıllardır mücadelenin içindeyim” diyen İnal, şimdi de DİK yönetiminde ve İslami camiada bir ilk olan DİK'in Kadın Meclisi'nde çalışıyor.

Süheyla İnal, kadın meclisinden İslam'da kadına kadar birçok soruya yanıt verdi.

Kadın Meclisi olarak henüz yolun başında olduklarını sıkça hatırlatan İnal, "Örgütsel tarzımızı, nasıl bir yol alacağımızı düşe kalka öğreniyoruz" dedi.

İslami toplum içinde kadının irade ve söz sahibi olma konusunda önüne çokça ket vurulduğuna dikkat çeken İnal, DİK Kadın Meclisi'nin amacının da bu engelleri İslam hukuku çerçevesinde kaldırmak olduğunu söyledi.

İnal'ın bahsettiği engeller, DİK içerisinde Kadın Meclisi'nin kurulması sırasında da yaşanmış. Örneğin, Kadın Meclisi'ni DİK'in tüzüğüyle güvence altına almaları hiç de kolay olmamış.

İnal, “Egemen zihniyet ile mücadele etmek zorunda kaldık” dedi ve ekledi: “Müslüman erkeklerde, kadın konusunda kendini İslam yerine koyma söz konusu. 'Kadına şu haklar verildi' diyerek, kadına, erkeğe karşı minnet duygusu aşılanmak isteniyor. Bu binlerce yıllık egemen erkek zihniyetinin bir sonucu. Peygamber efendimizle birlikte yeni bir toplum oluşturulmak istendi. Kur'an-ı Kerim'de ayet-i kerimede, 'Ben size dininizi tamamladım' diyor. Din tamamlandı fakat bu dinin toplumla bütünleştirilmesi tamamlanmadı. Peygamber efendimizin yaşamını yitirmesiyle birlikte sekteye uğradı.”

DİK içinde kadın iradesine karşı en çok itiraz nereden geliyor?

İnal'ın yanıtı başka alanlardaki kadınların da karşılaştığı direnç noktaları ile benzer. “Kadın adına dile getirilen her şey kendi karşıtıymış gibi anlayış geliştirilmek isteniyor” diyen İnal, bu anlayışı değiştirmek istediklerini anlattı.

MÜSLÜMAN KADINLARIN YOLU OLDUKÇA ENGEBELİ

DİK içinde kadınların yolu oldukça engebeli ve zorlu görünüyor. Her şeyden önce ilk olmanın zorluğu karşılarında. Çünkü doğrudan sırtlarını dayayacakları Müslümanlar arasında böyle bir kadın çalışması geleneği yok. Ancak İnal, genel olarak kadın özgürlük mücadelesinin deneyimlerinden öğrendiklerini de söyledi.

Bu kadar çaba, zahmet neden?

Süheyla İnal'ın yanıtı şöyle: "Kadına tarih boyunca erkek tarafından dayatılmış bir iradesizlik söz konusu. Bizim buna karşı bir tavrımız var. Yeni bir İslam toplumunun oluşturulması zihniyet devrimi ile gerçekleştirilebilecek."

Referansları, Kur'an-ı Kerim ve İslam Peygamberi Muhammed'in pratiği.

İnal, bu konuda şu örneği veriyor: "Örneğin Hz. Hatice örneği vardır. Hz. Hatice dönemin tanınan, zengin tüccar kadınlarından. Onunla ticari ilişki kurduğunda, kadın diye bakmıyor. Kadını eksik olarak görmüyor. Cahiliye döneminde. O'nunla yaşamını bütünleştiriyor. Onun gölgesinde kaldım, demiyor. Onunla ortak bir yaşam oluşturuyor. İlk inanan da Hz. Hatice'dir. O'nun kadın olması bile misyonunun bir kadınla başladığını akıllara getiriyor."

İnal'a göre, toplum "kadınla düşürüldü" ve "kadınla ayağa kaldırılacak."

Kadın bakış açısıyla oluşturulmayan toplumun yıkılmaya mahkum olduğu görüşünde olan İnal, "Peygamber efendimizin yaşamını yitirmesinden sonra sekteye uğratılan temel nokta burasıdır. Müennes bir bakış açısı ile oluşturulmamış bir toplum" dedi.

İnal, kadının hayattan dışlanmasına yönelik olarak gösterilen hadislerin İslam'a sonradan eklendiği görüşünde: "Bize dayatılan bazıları uydurularak sonradan dine eklenmiş ve din olarak karşımıza çıkartılmış anlayışlara karşı hem kendimizi hem de toplumu aydınlatarak, zihniyet devrimi oluşturmak istiyoruz. İslam'da kadının yönetim konusu en fazla önümüze çıkartılan konudur. Bunlar da uydurma hadislere dayandırılıyor. Kur'an'da böyle bir emir yok. Tam tersine bir durum var üstelik. Örneğin Sebe Melikesi Belkıs'ın yöneticiliği ve yönetimde usul olarak Şura'yı yani danışmayı seçmesi ovuluyor. Yine birçok ayette 'Mümin kadınlar ile mümin erkekler birbirlerinin velileridir' diyor. Birbirini tamamlayandır. Kadının fiziksel durumu, toplumsal sorunlara bakış acısı ve bir çok alanda kendisine engel olarak çıkartılmaya çalışılıyor. Ama bu İslami bakış açısı değil. Erkek egemen bakış açısı."

'HER AYETİN BİR İNİŞ SEBEBİ VAR'

İnal'ın kadına yönelik şiddetin gerekçesi olarak da sunulan ve kadınların çokça tartıştığı Nisa Süresi'ne ilişkin yorumu da şu: "Her ayetin bir iniş sebebi vardır. Kur'an-ı Kerim, 23 yıl içinde inmiş bir kitaptır. Toplumun günlük sorunları ile karşı karşıya geldiğinde birçok soruna cevap olabilecek ancak ilerde de temel referans olabilecek ayetler vardır. Nisa Süresi'ne gelince. Bir erkekten şiddet gören bir kadın, Peygamber efendimize giderek şikayette bulunmuştur. Ayet bunun üzerine gelmiştir. Kadına şiddetin olduğu bir toplum ve kadının şikayet için gittiği bir olayda Allah'ın hükmü nasıl 'Kadını dövebilirsiniz' diye geçebilir. O ayette, 'Darabe' kelimesi vardır. Arapça'da bir kelime bazen çokça manaya gelebiliyor. İsteyen o kelimeyi istediği anlama büründürebiliyor. O kelimenin en uzak anlamı dövmektir. Hatta uzak bile demeyeyim, Kuran'da en son dahi çıkarılmayacak anlam budur. Böyleyken, kadına yönelik şiddetin referansı gibi sunuluyor. Bu Kur'an'a aykırıdır. O ayette, kadın ile erkek arasındaki sorununun müzakere ile çözülmesi esastır ve bunun nasıl yapılacağını anlatır. Maalesef egemen erkek akıl, bu ayeti kadına yönelik şiddetin referansı olarak göstermektedir. Bunlar İslam'ı kadınla vurma anlamına geliyor. İşte bu nedenle DİK'in kadın çalışmaları çok önemli."