Almanya’nın Köln kentinde bugün başlayan JXK Konferansı’nda ilk günkü oturumlar tamamlandı. Bugünkü oturumlarda Women’s Strike, Arran, Gemeinsam Kämpfen ve JXK gibi birçok kadın hareketinden temsilciler, Kürt kadının devriminden yola çıkarak, kadının devrimdeki rolünü ele aldı.
‘KÜRTLERDEN ÖĞRENMEMİZ GEREKEN ÇOK ŞEY VAR’
Konferansta bir konuşma yapan İngiltere’nin başkenti Londra’da faaliyet yürüten Women’s Strike hareketi aktivisti Julia Hashimoto “Dünya devrimlerine baktığımızda Kürtler bu konuda en iyi şekilde örgütlenme ve başarıyı elde edebildiler. Bizim Kürtlerden öğrenmemiz gereken çok şey var. Kapitalizm kadını özgürleştirme adı altına kadına bireysel ve sahte bir yaşam sunuyor. Ancak Rojava’daki kadın savaşçılar asıl özgürlüğün ne demek olduğunu gösterdiler” diye konuştu.
‘SİZİN DEVRİMİNİZ, BİZİM DEVRİMİMİZ’
Katalonya’dan konferansa katılan Arran hareketi aktivisti ise şunları dile getirdi: “Bizler devrim yapmaya çalışırken eril sistemin etkisinde kaldık. Bu bizlerde gerilemeye neden oldu. Kürt devrimi ve Kürt kadını bizler için çok iyi bir model oluşturdu. Bizler neden kadın olarak bu kadar geride kaldık? Özellikle Rojava Devrimi’ndeki öncü rolleriyle bize çok iyi örnek oldu. Sizin devriminiz bizim devrimimiz ve sizden hala öğreneceğimiz çok şey var. Ben Katalan devrimi sürecinde yer almama rağmen geçmişte devrimci kadın mücadelesi olduğunu bilmiyordum. Liberalizm bize kendimizi sanki ilk kez mücadele edenler gibi gösteriyor. Bizim geçmişle bağımız kopmuş. Ancak Kürt kadının hareketinin tarihle bağını kurarak mücadelesine devam etti.”
‘KADINLAR ÖRGÜTLENDİKÇE GÜÇLENİYOR’
Almanya’da faaliyet yürüten kadın hareketi Gemeinsam Kämpfen aktivisi de “Biz Kürtlerle 90’lı yıllarda bir araya geldik ve beraber eğitim gördük, aynı çalışmayı hedefledik ve bugün hedeflerimiz hala aynıdır. Bir kampanya başlattık. Kadın, feminist, özgün çalışma istedik. Devrimin içinde, erkek yoldaşlarımıza karşı da bir savaş vermemiz gerektiğini gördük. Almanya’nın solcu hareketinde çelişkiler var, bunların üzerine gitmemiz lazım. Biz bunları gördüğümüzde, bunun içinde özgün örgütlenmemiz gerektiğini anladık. Bizim hareketimiz bir tek genç kadın hareketi değil. PKK 90’lı yıllarda Almanya’da yasaklandığında bizler bu karara tepki olarak Kürdistan’a gittik. Hedeflerimiz var. Biz kimiz, bunu öğrenmek istiyoruz. Bunun için Jineoloji ile ilgili Kürt Kadın Hareketi’yle birlikte çalıştık, Chiapas’a, Katalonya’ya gittik, Rojava Devrimi’ni yerinde gördük. Şu anda örgütlenmeye çalışıyoruz, eleştiri ve özeleştiri mekanizmasıyla, kendimizi geliştirmek istiyoruz. Kürt Kadın Hareketi’yle birlikte cinsiyetçilik üzerine atölyeler hazırlıyoruz ve oradaki kadın gücü çok güzel yansıyor. Aramızdaki çelişkiler ve anlaşmazlıklar, biz kadınlar arasında değil; aslında erkek egemen zihniyetin aramıza girdiği bizdeki etkilerinden kaynaklıdır. Çalışmalarımızla bunu anladık. Almanya’da şu an bazı değişmeler yaşanıyor ve biz bunu bir temel olarak ele alarak başlayabiliriz” şeklinde konuştu.
‘LİBERALİZME KARŞI MÜCADELE ETMELİYİZ’
JXK adına konuşan Lavin Özdemir ise şunları söyledi: “Bir kadın, Kürt kadın, genç Kürt kadın olarak kendi ülkemde, dilimizle büyümedim. Kimliğimiz için savaşmak çok önemli, çünkü bunun için çok savaş verdik, fakat bununla beraber kadın kurtuluşu veya devrimi bizim için çok farklı bir boyutta önemli, çünkü sistem hepimizi hedef almış durumdadır. Özgür bir yaşamı, kimliği, faşist ve cinsiyetçi bir sistemde devleti ele geçirerek kuramayız. Bizim için bir hastalık olan liberalizm, bütün gücümüzü alıyor. Liberalizme karşı savaşmak, bizi özgürleştirecek yollardan biridir. Liberalizm neden bir hastalıktır? Birkaç yıldır feminizm bir dalga gibi büyüyor, fakat nasıl bir feminizm? Feminizm adı altında elit, üstün bir sınıf yaratılmak isteniyor. Kadını liberalize ederek gerçek düşmanıyla uzlaşmaya götürüyor. Devletler, bazı şeyleri normalleştirerek, yanlış bir özgürlüğü kadınlara, özellikle de genç kadınlara sunarak uzlaşmaya götürüyor. Bazı şeyleri biraz tecrübeyle anlamaya çalışıyoruz ve tecrübeler biz kadınlara sisteme ve liberalizme karşı olmamız gerektiğini gösteriyor. Biz ilkin kadınının özüne ulaşmak zorundayız, yine sevmeyi öğrenmemiz lazım. Kadınlar özgün çalışmalar yürütmelidir, ancak bu şekilde sistemdeki algılar yıkılabilir. Eğer sevmek istiyorsak, önce savaşmayı öğrenmemiz lazım.”