Kadına cinayetleriyle mücadele çalıştayında çözüm yöntemleri tartışıldı
PYD Kadın Meclisi’nin düzenlediği kadın cinayetleriyle mücadele çalıştayında cinayet ve şiddetin önüne geçilmesinin yöntemleri üzerine tartışıldı.
PYD Kadın Meclisi’nin düzenlediği kadın cinayetleriyle mücadele çalıştayında cinayet ve şiddetin önüne geçilmesinin yöntemleri üzerine tartışıldı.
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Kadın Meclisi’nin Qamişlo’da organize ettiği Kadın Cinayetleriyle Mücadele Çalıştayı sona erdi. Birinci bölümün tamamlanmasının ardından Avukatlar Atiya Yusif ve Luqman İbrahim tarafından ‘Kadına yönelik suçlarda hukuki çözümler’ konulu bir seminer düzenlendi.
Kadına yönelik suçlara değinen Avukat Atiye Yusif, “Aile içi şiddet kadınların maruz kaldığı en büyük şiddet türüdür. Bunun iktidarlar tarafından yasaklanması gerekir. Erkekler çoğu zaman kadına yönelik her türlü eylemde bulunabileceğini düşünüyor. Aile içi şiddeti körükleyen durum çoğunlukla şiddeti meşrulaştıran çevresel faktörlerdir. Arkadaş çevresi ve toplumsal çevre şiddeti meşru gören yaklaşım içinde olunca erkek ailede şiddet uygulamaya meylediyor” dedi.
Avukat Luqman İbrahim de namus adı altında işlenen cinayetlerin Suriye Anayasası’nın 37’inci kanununun 548’inci maddesinde düzenlendiğini bu maddenin de Fransa’dan alındığını ve 1960 yılında Fransa’da bu kanunun yürürlükten kaldırıldığını söyledi. İbrahim, Fransa’da yürürlükten kaldırılan kanunun yakın zamana kadar Suriye’de uygulanmaya devam ettiğini belirtti.
İbrahim, yasaya göre kadın katillerine iki yıl hapis cezası verildiğini belirtti.
2020’de yapılan değişiklikle ‘şeref’ adı altında işlenen suçlara verilen hafif cezaların değiştirildiğini dile getiren İbrahim, özellikle intikam, zorla evlendirme ve namus adı altında işlenen çeşitli cinayetlere verilen cezalar arttırıldı.
Seminerin ardından katılımcılar görüşlerini anlattı.
Çalıştay alınan şu kararlarla sona erdi:
-Din adı altında işlenen suçlara karşı din kurumları, kadın hareketleri, sivil toplum kuruluşları ve basın kurumları arasında birlik oluşturulmalıdır.
-Basın kurumları toplumu bilinçlendirme konusunda önemli rol oynamalıdır.
-Bilinçlendirici seminerlere erkeklerin katılmasının teşvik edilmesi gerekir.
-Bütün dinler kadın katliamlarına karşıdır. Bu nedenle kadının din adı altında katledilmesi kabul edilemez.
-Topluma zarar veren adetlerin ortadan kaldırılması için din kurumları, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler birlikte mücadele etmelidir.
-‘Namus’ adı altında suç işleyenler en ağır biçimde cezalandırılmalıdır.
-Özerk Yönetim’in kadınları ilgilendiren kanunları işletilmelidir.
-Aile içi demokrasi kültürünün yerleştirilmesi sağlanmalıdır.
-İslam’ın kadın katliamlarına bakışına ilişkin bildiriler dağıtılmalıdır.