Kadınlar barış halayına durdu

Barış İçin Kadın Girişimi’nin başlattığı "Ölümden Değil Yaşamdan Yanayız! Barış ve Hakikat Hakkımızı Savunuyoruz. Barış için 1000 kadın” imza kampanyası kapsamında kadınlalar Kadıköy İskelesinde sessiz oturma eylemi gerçekleştirdi.

Barış İçin Kadın Girişimi’nin başlattığı "Ölümden Değil Yaşamdan Yanayız! Barış ve Hakikat Hakkımızı Savunuyoruz. Barış için 1000 kadın” imza kampanyası kapsamında kadınlalar Kadıköy İskelesinde sessiz oturma eylemi gerçekleştirdi. HDK eski Eşsözcüsü Sebahat Tuncel’in hazır bulunduğu oturumda barışı simgeleyen beyaz tülbentler takan kadınlar, barış için halaya durdu. Polisin barış halayına dahi tahammül edemediği eylemde Kadınlar, “Biz kadınlar, Pakize, Sêvê ve Fatma gibi siyaset yapan kadınların infaz edildiği bu ortamda inanına barış demeye, barışın ve hakikatin peşinde olmaya devam edeceğiz” mesajını verdi.

"Ölümden Değil Yaşamdan Yanayız! Barış ve Hakikat Hakkımızı Savunuyoruz. Barış için 1000 kadın” imza kampanyası kapsamında yüzlerce kadınlar Kadıköy İskele Meydanı'nda sessiz oturma eylemi yaptı. Polisin ablukası altında gerçekleşen sessiz oturumda , “Ölümden değil barıştan yanayız. Barış ve hakikat hakkımızı savunuyoruz” pankartını açan kadınlar, barışı simgeleyen beyaz tülbentler taktı, “Barışa 1000 Kadın” yazılı siyah dövizler taşıdı. Kadınlar adına açıklamayı Sinem Şahin okudu.

‘SAVAŞ HER YERİMİZİ SARDI’

“Savaş her yerimizi sardı, tanığız” diyerek sözlerine başlayan Şahin, “Sokağa çıkma yasakları, zorunlu göç, barıştan söz ettiği, çocuklar ölmesin dediği için terörist ilan edilenler, tehdit edilenler, artan şiddet, artan nefret… Barış içinde yaşamıyoruz, güvende ve özgürce nefes alamıyoruz” diye konuştu. Temmuz’dan bu yana sadece ve sadece ölü bedenlere yapılanların bile bu savaşın vahşetini ve acımasızlığını göstermeye yetiğini vurgulayan Şahin, infaz edildikten sonra çırılçıplak soyulan Ekin Wan, bedeni sürüklenen Hacı Lokman, haftalarca cenazesi sokak ortasında bırakılan Taybet İnan, korkmasın diye annesi tarafından buzdolabına konan Cemile çocuğun dramlarına tanık olduklarını söyledi.

‘GÜVENLİK KARAKOLA DEĞİL, BERABER İNŞADAN GEÇER’

Aylar önce zılgıtlarla gittikleri Cizre’nin bugün ateş altında olduğunu kaydeden Şahin şunları ifade etti: “Bizi evlerine ağırlayan kadınların çoğu, ateş altında kalan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Bu da yetmiyormuş gibi 3 gün önce Cumhurbaşkanlığı’nın onayı ile Cizre’de 7 karakolun yapılması kararlaştırıldı.

120.000’lik nüfustan 110.000’ini göç etmek zorunda bırakıldıktan sonra… İnsanların yaşam alanlarını böylesi ele geçirmenin ‘güvenlik’le alakası olamaz, biliyoruz. Güvenlikten karakol değil, birlikte yaşam inşa etmeyi anlayan bizler, buna rızamız yok.”

‘AMBULANS İSTENİYOR, SADECE AMBULANS’

Cizre’de son 1,5 ayda 69 kişinin hayatını kaybettiğine dikkat çeken Şahin, “Ölüm var Cizre’de. 23 Ocak’ta bir eve havan topu isabet etti. Bir kısmı ağır, çoğu yaralı 28 kişinin evin bodrumunda olduğu bilgisi geliyor. Bu bilgi ambulans istemi devlet yetkililerine bildiriliyor. Ambulans isteniyor. Sadece ambulans. Adres bildiriliyor. Ambulans yerine ev ateş altına tutulmaya devam ediliyor, kuşatılıyor. Evin 2. ve 3. katları bu bombardımandan dolayı çöküyor. Yaralıların kanları yastıklarının içinden çıkartılan pamuklarla durdurulmaya çalışılıyor. Su yok, ekmek yok. Günler geçiyor. Sırayla ölüm haberleri geliyor. Her gün bir kişi yaşamını yitiriyor. 7 kişi ambulans gitmediği için göz göre göre öldürülüyor. Milletvekilleri açlık grevi yapıyor. Dünya duyuyor. Kamera kayıtlarına rağmen farklı bilgiler yayılmaya devam ediyor” dedi.

HALAYA DAHİ TAHAMMÜL YOK

Kadınlar olarak ölümden değil yaşamdan yana olduklarını vurgulayan Şahin, silahların değil tarafların konuştuğu, tarafların birbirine güvenebildiği ve kadınların da parçası olduğu bir müzakere sürecinin başlamasını istedi. “Bu ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu, görevi barış koşullarını hazırlamaktır, hakikati ve barışı elimizden almak değil” diyen Şahin, Pakize, Sêvê ve Fatma gibi siyaset yapan kadınların hedef gözeterek öldürüldüğü bir ortamda kadınlar olarak inadına barış, demeye, barışın ve hakikatin peşinde olmaya devam edeceklerini vurguladı.

Açıklamanın ardından kadınlar teker teker söz alıp barış mesajlarını okudu. Hep bir ağızdan 16 maddelik barış bildirisini okuyan kadınlar, daha sonra barış halayına durdu. Kadınların Kürtçe müzikler eşliğinde halay çekmesine tahammül edemeyen polisler kadınlara dağılmaları yönünde anonslar yaptı. Halayı sonlandıran kadınların alanda birbiriyle de konuşmalarına izin vermeyen polis, alanı terk etmeleri için baskı yaptı.