KJK’den 3 ile 15 Ağustos arasında mücadeleyi yükseltme çağrısı

KJK, tüm kadınları DAİŞ'in Şengal’e saldırdığı 3 Ağustos ile Taliban’ın Afganistan'da yönetime el koyduğu 15 Ağustos tarihleri arasında “Hegemon Erkek Saldırılarına Karşı Afgan ve Şengal Kadınlarının Yanındayız” sloganıyla mücadeleyi yükseltmeye çağırdı.

KJK Koordinasyonu, “Ortadoğu’nun en kadim halkı ve Kürtlüğün kökü olan Êzidîlere karşı gerçekleştirilen Şengal katliamının 9. yılında, katliamda şehit düşen halkımızı ve yine Şengalin özgürleşmesi için amansız mücadele veren Mam Zeki, Nujiyan, Zerdeşt, Berivan yoldaşlar şahsında tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Anılarına bağlılığın en büyük ifadesi olarak demokratik Şengal’in inşası için çalışacağımızın ve yine DAİŞ’e esir düşen binlerce kadının intikamını almaya devam edeceğimizin sözünü yeniliyoruz” dedi.

“İnsanlığın en büyük düşmanı olan DAİŞ gericiliği insanlık değerlerini hedef almış, maneviyata dair ne varsa yok etmeye çalışmıştır” denilen açıklamada, “Şengal halkımız kültür mozaiği olan Kürdistan’da bu maneviyatın ve insanlık değerlerinin en güçlü temsilini yapmış, öz değerlerini koruyan bir halk olarak DAİŞ çetelerinin saldırılarının hedefi olmuştur. Bu gerici saldırılardan en büyük zararı görenler ise yine kadınlar olmuştur. Önder APO’nun ifadesiyle kapitalist sistem “Önce kadınları vurun” diyordu. Bu kadın karşıtı ideolojiye inat Önder APO ise “Önce kadınları kurtar” ilkesiyle hareket etti. Hegemon erkek zihniyetini deşifre eden ve karşı duran bu yaklaşım, Önder APO üzerindeki tecridin daha da derinleşmesine neden olmuş, ancak hakikati bağıran bu ses tüm dünyaya yayılmayı başarmıştır” diye belirtildi.

ŞENGAL HALKININ KENDİNİ KORUMASININ YOLU DEMOKRATİK VE ÖZERK ŞENGAL’DEN GEÇİYOR

KJK Koordinasyonu açıklamasında şu hususlara da dikkat çekildi:

“Hegemon erkekliğin en vahşi temsilcisi olan DAİŞ çeteleri de savaş ganimeti olarak gördükleri binlerce Êzidî kadına tecavüz etmiş, barbarlığın en büyük ifadesi olarak kafesler içinde pazarlarda satmıştır. Binlerce Êzidî kadının akıbeti ise hala bilinmemektedir. Bu saldırılar göstermiştir ki başta Êzidî kadınlar olmak üzere Şengal halkının kendini korumasının tek yolu demokratik ve özerk Şengal’den geçiyor. Saldırılarla yok edilmesi hedeflenen Êzidî halkımız ve özelde de Êzidî kadınları ağır bedeller ödedikleri bu katliama ve DAİŞ gericiliğine örgütlenerek cevap vermiştir. Tarihte 73 ferman ve katliamla karşı karşıya kalan Êzidî halkımız Önder APO’nun paradigmasıyla örgütlenerek fermanları bir kader olmaktan çıkarmışlardır. Bu temelde örgütlenen Êzidî kadınlar sadece Êzidî kadınlarına öncülük yapmakla kalmamakta, direnişleri ve gelişen iradeleriyle başta Iraklı Arap kadınlar olmak üzere tüm Ortadoğu kadınlarına öncülük etmektedirler.

Afgan kadınları da Ağustos 2021 tarihinden bu yana Taliban iktidarı ile aynı gerici zihniyet altında yaşamaya zorlanmakta, eğitim, sağlık, çalışma hakkından tutalım bir bütünen yaşam hakları ellerinden alınmakta ve adeta nefesleri kesilmek istenmektedir. Bu gruplar tesadüfen ortaya çıkan gruplar olmayıp dünyanın neredeyse her yerinde kadın ve halk düşmanı bir ideoloji olarak hegemon güçler tarafından desteklenmektedir. Faşist AKP rejiminin Şengal’e saldırılarının devam etmesi, DAİŞ çetelerine her anlamda destek vermesi, Taliban’ın İstanbul’da toplantılar yapması ve AKP tarafından tanınması da aralarındaki organik bağı ortaya koymaktadır. Ortadoğu’da DAİŞ ve AKP, Nijerya ve Mali gibi Afrika ülkelerinde Boko Haram, Afganistan’da Taliban adında geliştirilen çete örgütler gösteriyor ki bu hegemon erkek saldırılarına karşı tek yönlü bir mücadele yetmiyor. Kadınlara ve halklara karşı geliştirilen bu soykırım zihniyetini hedef almak ve DAİŞ zihniyetini ortadan kaldırmak gerekiyor. Bu da ancak örgütlü, ideolojik ve öz savunmalı bir güç haline gelmekle mümkün olabilir.  

Bu temelde dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir kadının bir daha böylesi bir katliama maruz kalmaması için tüm kadınları direnişe ve demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmanın inşasına, kadın öz savunmasını güçlendirmeye çağırıyoruz. DAİŞ, Taliban ya da Boko Haram, isimleri her ne olursa olsun, dünyanın neresinde olursa olsun biz kadınları kurtuluşa götürecek ve özgürlüğün kapısını açacak olan yol, kadın düşmanı olan bu çetelere karşı ideolojik, örgütsel ve öz savunma mücadelesinden geçiyor.

MÜCADELEYİ YÜKSELTMEYE ÇAĞIRIYORUZ

Bu doğrultuda tüm kadınları; DAİŞ çetelerinin Şengal’e saldırdığı 3 Ağustos’tan başlayıp Taliban’ın Afganistan’da yönetime el koymasının 2. yıl dönümü olan 15 Ağustos tarihleri arasını “Hegemon Erkek Saldırılarına Karşı Afgan ve Şengal Kadınlarının Yanındayız” sloganı etrafında hegemon erkek zihniyet ve saldırılarına karşı mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Başta Êzidî ve Afgan kadınları olmak üzere bu zulüm altında yaşayan tüm kadınlarla dayanışmalı, kadınların birlikteliği ile örgütlülüğümüzü, öz savunmamızı ve eylemselliğimizi büyütmeliyiz.”