KJK Koordinasyonu, “Sömürgeci rejimin savcılığına ifade vermek için yola çıkan Barış anneleri Adalet Safalı, Perişan Akçelik ve oğlu Cihan Akçelik geçirdikleri kaza sonucu hayatını kaybettikleri acı haberini aldık. Ondan birkaç gün evvel de Elazığ’da cezaevinde tutulan oğlunun ziyaretine giden Garibe Aslan meydana gelen kazada yaşamını yitirmişti. Tutuklanma, soruşturma, sürgün, görüş yasağı gibi işkenceye varan tüm bu sömürgeci uygulamalar sürdürülen özel savaş politikalarının en yaygın yöntemleridir. Dolayısıyla insanlarımızın bu şekilde hayatlarını kaybetmeleri doğal değil sömürgeci faşist uygulamaların sonucudur.
Yaşanan bu saldırılarda hayatını kaybeden yurtseverlerimizi saygıyla anıyoruz, başta aileleri olmak üzere tüm mücadele arkadaşlarının ve halkımızın başı sağ olsun diyoruz. Bu alçakça saldırıları yapan güçleri nefretle kınıyoruz. Bu vesile dün Rojava’da Faşist Türk devletinin kadın basın emekçilerine SİHA’larla yönelttiği faşist saldırıyı da şiddetle kınıyoruz. Saldırı sonucu hayatını kaybeden yurtseverlerin şahsında tüm özgürlük şehitlerimizi saygı ile anıyor, saldırılarda yaralanan yurtseverlerimize acil şifalar diliyoruz” dedi.
BU UYGULAMALARIN ADI ZULÜMDÜR
“Ülkemiz Kürdistan’a dönük saldırıların aralıksız sürdüğü bu günlerde faşist AKP-MHP iktidarı hiç bir kaygı beslemeksizin saldırılarını sürdürmektedir” denilen KJK açıklamasında şunlar belirtildi:.
“Rojava’da, Şengal’de, Başur’da, Bakur’da aralıksız bir şekilde halkımıza, kadınlara pervasızca saldıran AKP-MHP faşist rejimi analarımızın en meşru hakları olan adalet ve barış talebini susturmak için vahşice saldırmaktadır.
Son derece içimizi acıtan bir babanın ve de annenin eline altı yıl önce katlettikleri evlatlarının kemiklerini altı yıl sonra bir paket içerisinde veren düşmanımızın bir süreçtir barış annelerine karşı yoğunlaştırdığı uygulamaların da aynı mantık ve amaçla yürütüldüğü aşikardır. İnsanlık ayıbı olan bu uygulamaların adı zülümdür. Çok iyi bilinmek durumunda bunlar bilerek yapılan zalimane uygulamalardır.
Tüm uluslararası güçlerin gözü önünde halkımızı katleden, evlatlarının kemiklerini paketlerde ailelerinin kucaklarına vermenin, adalet ve barışın umudu olan yetmiş yaşındaki analarımızı yerlerde süründüren, zindanlara atan, soruşturmalarla bezdirmek isteyen, susturmak için elinden geleni yapan barış, kardeşlik, adalet düşmanı faşist AKP- MHP rejiminin yaptıkları insan hakları ve insan onuruna yapılmış saldırılardır.
Bunlar en alçak ve vahşice saldırılardır. Yalnızca kınama ile geçiştirilecek saldırlar da değildirler. Halkımızı, kadınları, anaları sindirmek, korkutmak, mücadeleden uzaklaştırmak amacıyla yapılan psikolojik saldırılardır. Bugün Kurdistanlı barış annelerine, kadın gazeteci, siyasetçi, savaşçı her kesimden insanlarımıza yöneltilen saldırılar moralimizi irademizi kırmak amacıyla yapılan saldırılardır. Binlerce insanımız zindanda, hasta tutsaklar var, zindanlarda insanlar katlediliyor, infazlar bilinçli bir şekilde yakılıyor. Bu şekil de insanlara teslimiyet dayatılıyor.
Son kırk yılda bugün yapılanların bin mislini yaptılar. Bugün yapılanların da geçmişte yapılanlar gibi sonuç vermeyeceğini bilmek gerekir. Kurdistan’da da evi başında yıkılan, yakılan, göçertilen, evlatları asit kuyularına atılan, bodrumlarda diri diri yakılan, binlercesi fail meçhullerde yok edilen, zindanlara atılan, katledilen, sistematik soykırım politikalarına maruz bırakılan halkımıza saldırmanın bir tek izahı var o da bir milim dahi mücadelesinden taviz vermeyen bu çelikleşmiş özgürlük iradesini kırmaktır.
ANALARIN KUTSAL BARIŞ MÜCADELESİNE SALDIRSAN DA TESLİM ALAMAZSIN
Barış annelerimiz, Barış ve adalet kimliğinden taviz vermeyen insanlarımızdır. Kürtler onurlu barış mücadelesi yürütüyor. Bu onurlu mücadelenin en onurlu temsilcileri barış analarımızdır. Onların talebi hakikattir barıştır, adalettir. Bu en masum, en insani olan taleptir. Bu gün en büyük utanç ve suç barış isteyenleri cezalandırmaktır. KJK olarak barış isteyen yaşlı hasta analarımıza yöneltilen her tür saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Faşist AKP- MHP rejimi bunu bilmek zorunda anaların kutsal barış mücadelesine saldırsan da bu kadınları teslim alamazsın. İnsan toplumuna ait değerlerin zirvesi olan analık olgusuna yaklaşım insan olmanın temel ölçütüdür. Gözü dönmüş AKP-MHP faşist rejimi bugün analarımızın şahsında insanlık vicdanı ve onuruna saldırmaktadır. Faşizm diz çökmeyen, susmayan, susturulamayanlardan intikam alıyor. Yaşanan çirkefçe ve vahşice saldırıların tümü faşizmin öfkesidir. Yapılan bu saldırılar halkımızın iradesini kıramaz. Saldırılarla halkımıza bir mesaj verilmek istendi. Yaptıkları psikolojik savaştır, bu vahşi, insanlık dışı saldırılar öfkemizi büyütmekten öte bir işe yaramayacaktır. Kürt özgürlük savaşçılarının tarih yazan direnişleri ile darbe alan faşist rejimin her tarafta ve her yaştan insanımıza yönettikleri vahşi saldırılar faşist rejimin çaresiz çırpınışlarıdır. Direniş bu topraklarda mutlaka faşizm ve erkek egemenliğine son verecektir.
SESSİZLİK FAŞİST AKP-MHP’NİN SALDIRILARINA DAVETİYE ÇIKARMAKTADIR
Yapılan bu saldırılar dünyanın tanıklığında gelişmektedir. Hiçbir uluslararası kanunu, sözleşmeyi, normu gözetmeyen faşist Türkiye devletinin bu pervasızlığı bu güçlerin sessizliğinden ötürü olmaktadır. Uluslararası kurumların, güçlerin bu saldırılar karşısındaki sessizlikleri bu faşist AKP- MHP iktidarının saldırılarına davetiye çıkartmaktadır. Dolayısıyla insanlık vicdanını yaralayan bu saldırıların önüne geçilmesi için ilgili tüm uluslararası güçleri tutum almaya çağırıyoruz. Bugün yapılanlara sessiz kalanların payına yarın utanç düşecektir. Her tarafta saldırılar var. Kürtlere her tarafta saldırılar yöneltiliyor. İnsanlarımız katlediliyorlar. Kurdistan doğası talandan geçiriliyor. Adeta DAİŞ’in yarım bıraktığını bugün TC faşist rejimi tüm Kurdistan parçalarında tamamlamak istiyor.
Bu gün halkın vicdanı denilen kesimlerin sessizlikleri iktidarı ayakta tutan güç oluyor. faşist uygulamalara ses çıkartmamak, hesap sormamak faşizmin bunca pervasız saldırmasına neden olmaktadır. Unutulmamalıdır ki destekleyerek, izleyerek, sessizlik zırhına bürünenler bu iktidarı besliyor. Mevcut iktidar savaş suçu işleniyor. Yapılanların hesap günü gelecektir.
MÜCADELEYİ YÜKSELTME ÇAĞRISI
Bir kez daha egemen erkek iktidarının kadınlara dayalı yürüttüğü şiddet baskı sömürü politikaları nedeni ile hayatını kaybeden tüm kadınları saygı ile anıyoruz.
Özelde de tüm zorluklar karşısında boyun eğmeyen, diz çökmeyen onurunu teslim etmeyen, bin bir güçlük içerisinde direnen, halkımızın onur abidesi olan yiğit barış annelerimizin haklı mücadelelerini selamlıyoruz. Her türlü zulme rağmen barış ve adalet demekten caymayan analarımıza sözümüzdür onurlu mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Bu baskıcı zalim politikalara karşı mücadelemizi en güçlü şekilde vereceğimizi belirtiyoruz. Bu inanç ve kararlılıkla tüm kadın güçlerini, yapılarını, yurt dışı ve yurt içinde yaşayan tüm halkımızı her alanda bu faşizan gidişata dur demek için aktif radikal mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Adil özgür bir yaşamı hak eden analarımıza borcumuz olan özgür geleceği sunma sözümü yenileyerek acılarını telefi edeceğimizin belirtiyoruz.”