KJK Jin Jiyan Azadî devrimi eylemlerine katılmaya çağırdı
KJK Demokratik İlişki ve İttifaklar Komitesi, Jîna Emînî’nin katledilmesinin birinci yıl dönümünde herkesi “Jin Jiyan Azadî” devrimi eylemlerine katılmaya çağırdı.
KJK Demokratik İlişki ve İttifaklar Komitesi, Jîna Emînî’nin katledilmesinin birinci yıl dönümünde herkesi “Jin Jiyan Azadî” devrimi eylemlerine katılmaya çağırdı.
Jîna Emînî’nin katledilmesinin yıl dönümü vesilesiyle bir açıklama yapan KJK, Jin Jiyan Azadî devrimi eylemlerine katılım çağrısında bulundu.
İran devletine, devrimin birinci yılında kadın mücadelesinin öncüsü kadınlara uyguladığı baskıya son vermesi istenen açıklamada, Zeyneb Celaliyan’a özgürlük talebi de yinelendi.
KJK’nin açıklaması şu şekilde:
“Dünyayı erkek zulmünden, cinsiyetçiliğinden, milliyetçiliğinden, faşizminden kurtarmanın mücadelesini veren, bu uğurda en değerli varlığı olan hayatlarını özgürlüğe bedel olarak veren 76 Jin Jiyan Azadî devriminin kadın şehitlerini, Jîna Emînî ve Şilêr Resûlî şahsında saygı ve minnetle anıyoruz.
Başta özgürlük iradesinden milim dahi geriye düşmeyen kadın zindan direnişçilerinin meşru mücadelesini, yine direnişin fitilini yakan her yaştan kadın kahramanların şahsında direnen Rojhilatê Kurdistanlı ve tüm İranlı kadınların mücadelesini selamlıyoruz. Selam olsun dünyanın her yerinde kadın mücadelesini büyütenlere! Yine selam olsun erkek zulmüne inat direnen tüm kadınlara!
JIN JIYAN AZADÎ, YAŞAM VE ÖZGÜRLÜK FORMÜLÜ HALİNE GELDİ
Seneler önce ilk defa Rêber Apo tarafından dillendirilen Jin Jiyan Azadî hakikati, geçen yıl bu günlerde İrani kadınların özgürlük çığlığı ve yaşamın sihirli anahtarına dönüşmüştür. Jin Jiyan Azadî aslında kadınların 21. yüzyılı, kadın devrimi yüzyılı kılma sözü ve sözleşmesidir. Dolayısıyla bu, özünde biz kadınların özgür yaşam paradigmasıdır. Bu paradigma toplumu, kadınları, kültürleri iktidarların tüm kölelik uygulamalarından arındıracak, yaşamı kadın öncülüğünde özgürlükle inşa edecek olan felsefenin adıdır. Bugün Jin Jiyan Azadî, kadınlar için yaşam ve özgürlük formülü olarak evrenselleşmiş bir karakter kazanmıştır. Geçen yıl tam da bugünlerde hayatın her alanında ve gününde, dünyanın birçok yerinde yapılan eylem ve etkinliklerde dünya kadınlarının büyük bir devrimsel çıkışı gerçekleştirdiğine tanıklık etti.
İran devletinin halkların ve kadınların yaşamları, bedenleri, düşünceleri, emekleri üzerinde kurduğu düşmanca politikalara karşı ayaklanan kadınların geliştirdiği radikal eylemliliklere tüm toplumsal kesimlerin de katılması, kadınların tüm toplumsal devrimlerin de öncü gücü ve kimliği olduğunu kanıtlamıştır. İktidarın zoruna, baskısına, sömürüsüne, zalim hukukuna, yasaklarına kafa tutan, susmayan, susturulmayan, itaat etmeyi yaşamı pahasına reddeden kadının örgütlü direnişi özgürlüğün de, demokrasinin de, tüm hak ve özgürlüklerin de garantisidir. Gelişen bu görkemli eylemliliklerin altında saklı olan öfke ve değişim istemi, bugün de şiddetli bir şekilde varlığını korumaktadır. Küresel direniş karakterini alan bu eylemliliklerin gerekçesi, dün olduğu gibi bugün de varlığını tüm ciddiyeti ile korumaktadır.
Kadınlar olarak taleplerimiz, haklı mücadelemiz zalim sistemin mağduru konumundaki diğer tüm toplumsal kesimlerin talepleriyle örtüşmektedir. İran’daki kadınların hak ve özgürlük talebiyle gelişen bu eylemlilikler, reform yanlısı güçlerin geçmişte sergiledikleri tüm diğer direniş biçimlerinden ayrışmaktadır. Çünkü kadınların bunca merkezde olduğu bir direnişte kadın yaşam özgürlük gerçeği, sistemden zarar gören tüm çevrelerin kolektif mücadelesine evrilmiştir. Şu gerçeği çok iyi biliyoruz ki, gerici sistemin aşılmadığı, değişmediği koşullarda herkes çok rahatlıkla Jîna Emînî olabilir. Nitekim kadınlar başörtülerini çıkarttılar, yaktılar, çiğnediler, saçlarını matem ve isyan havasında kestiler, sokakları hıncahınç doldurdular. Böylesine evrensel bir boyut kazanmış kadın eylemlerini yaşadık, yaşıyoruz. Kadınlar artık iktidar zoruyla baskılanmış hayatları yaşamak istemediklerini beyan ederek, bu cinsiyetçi düzenin şekillendirdiği yaşam biçimini reddetti.
Kadınları ezenlerin ortak olduğu bir dünyada kadın mücadelesinin de ortak olacağını Jin Jiyan Azadî eylemliliği kanıtlamıştır. Jîna Emînî’yi cani erkek aklı katletti. Ama bu katliamlar durmadı. Dünya devletlerinin kadın düşmanı katliamcı politikaları, son yıllarda vahşet düzeyinde seyretmektedir. Her yana yayılmış kadın kırım politikaları nedeniyle her yıl binlerce kadın öldürülmektedir. İran, Türkiye, Afganistan gibi ülkelerde tutsak kılınmış kadınlara insanlık dışı muameleler uygulanmaktadır. Bugün sayıları on binlere varan kadın, düşünce suçlusu olarak Türkiye'de zindanlardadır. Hapishanelerde haksızca tutulan bu kadınlar en ağır, insanlık dışı koşullarda yaşam mücadelesi vermektedir. Sömürgeci devletlerin Rojava, Şengal, Bakurê Kurdistan’a karşı geliştirilen işgal saldırılarında özellikle kadınları hedeflediklerine tanıklık ettik. Dolayısıyla başta Türk devleti, İran devleti, Talibanlar ve dünya devletlerinin çoğu ve hegemon erkeklik, kadınlara karşı büyük terör politikası ile suç işlemeye devam etmektedir. Nitekim Jînaları katleden zihniyet, kaynağını bu hegemon erkeklik anlayışından almaktadır. Bu yönüyle kadın özgürlüğü ve eşitliğinin mücadele konusu yapıldığı kadınların başkaldırısı sonuçsuz değildir.
KADIN KATLİAMI DURMADAN ÖZGÜRLÜK OLMAZ
Kadınlar olarak bu çirkin zorba erkeklikten hesap sormayı, kadınların, halkların, kültürlerin, doğanın başına bela olmuş bu zalim aklı kökten aşacak sürekli bir mücadele hattını yaratmak, zorunlu bir nitelik kazanmıştır. Dinci, cinsiyetçi, erkek iktidarına karşı kadınları buluşturan Jin Jiyan Azadî sloganı, kadınların her yerde yaşadıklarının ne kadar ortak olduğunun kanıtı olmuştur. Dolayısıyla gelinen aşamada cinsiyetçi tüm katliam ve hak gasplarına karşı kadınlar olarak kendi taleplerimizi bu kadın düşmanı sisteme karşı daha güçlü ve süreklilik kazanmış bir mücadele duruşu ile geliştirmeliyiz. Çünkü kadınlara dönük gelişen her bir şiddet olayı, kadınlar olarak yüreklerimizde her gün bir parça eksiltmektedir. Her gün dünyanın bir yerinde bir şekilde vuku bulan Jîna Emînî tarzı katletme olaylarına karşı ortak yönümüzü daha fazla görerek, el ele, omuz omuza vererek, özgürlüğümüze yönelen bu barbar erkek sistemine karşı, büyük mücadele edeceğimizi dünden daha güçlü haykırmalıyız.
Kadına yöneltilmiş bu her türden baskı, şiddet ve cinayetler, katliamlar durdurulmadan yaşam özgürleşmez, sistemler de demokratikleşmez.
Bu vesile ile kadınlara yaşamı zindan eden, özgür yaşama haklarını gasp eden, iktidar zoruyla kadınları zindanlara atan, idamlarla teslim almak isteyen, dinci, cinsiyetçi politikalarla kadınlara biçim vermek isteyen başta kadın düşmanı İran rejimine ve diğer tüm iktidar güçlerine şunu diyoruz. Kadın mücadelesi meşrudur, haklıdır! 16 Eylül 2022 eylemliliklerinde görüldüğü gibi kadın mücadelesi hiçbir engeli, yasağı dinlemez. İran devletine, devrimin bu birinci yılında kadın mücadelesinin öncüsü kadınlara uyguladığı baskılara son vermesini salık veriyoruz. Yaşamı tüm kadınlar, halklar, inançlar ve kültürler için daha yaşanılır, adil kılmak isteyen kadınlara verilen cezaların bir an önce ortadan kaldırılması ve kadın düşmanı bu sistemin uygulamalarına son vermesini istiyoruz. Bu vesile Zeyneb Celaliyan yoldaşımız şahsında tüm siyasi tutsaklara özgürlük talebimizi yeniliyoruz. Halkları, kadınları baskıyla, yasakla, zorla, anti demokratik uygulamalarla yönetmenin zamanı geçmiştir. Dinci muhafazakar politikalar ile bir yere varılamaz. İran devletinin yaşadığı derin krizlerden çıkışı ve değişimi için, gelişen bu halk serhildanlarını bir fırsat olarak görmesi gerekmektedir. Dolayısı ile İran devleti için değişim zamanı gelmiştir. Köhnemiş anti demokratik rejimde ısrar İran gibi güçlü zengin kültürel dinamiklere sahip olan ülke ve halkları için geriye düşüş, yıkım ve krizlerin büyümesi olacaktır.
Bu temel de bir kez daha Jin Jiyan Azadî diyen kadın direnişlerinin görkemli mücadelesini selamlıyor, Jin Jiyan Azadî direniş eylemlerinde hayatını kaybeden insanlarımızı saygı ile anıyoruz. Jin Jiyan Azadî devriminin yıl dönümünde yapılacak eylemlere başta kadınlar olmak üzere tüm demokratik, özgürlükçü kesimleri aktif katılmaya çağırıyoruz. Yine kadın devriminin bir andan ibaret olmadığını ve mücadelenin, dayanışmanın süreklilik kazanması gerektiğini belirtiyor; bu anlamda özgürlükten yana tüm kadın hareketlerini ve şahsiyetlerini eylemlere ses olmaya, güç sunmaya, katkı sunmaya, dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz. Kadın düşmanı politikalara inat tüm zamanları ve mekanları Jin Jiyan Azadî güzelliğinde yaşama ve yaşatma sözümüzü yeniliyoruz."