KJK Koordinasyonu Paris Katliamı’nın yıl dönümü vesilesiyle yaptığı açıklamada şunları belirtti:
“Ocak ayı, devrimci sosyalist kadınların mücadelelerinden korkan faşist, erkek egemen sistemin katliamlarına çokça şahit olduğumuz bir aydır.
9 Ocak 2013 yılında Paris'te faşist Türk devletinin tetikçileri tarafından katledilen, partimiz PKK`nin kurucu üyesi ve kadın özgürlük hareketimizin öncüsü heval Sara ile Rojbin ve Ronahi arkadaşlar başta olmak üzere, yine Paris`te katledilen Evîn Goyî arkadaş, Berlin’de katledilen devrimci sosyalist Rosa Luxemburg, Silopi’de katledilen Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar şahsında tüm ocak ayı şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Uğruna mücadele ettikleri özgür yaşam hayallerini gerçekleştirme sözümüzü yeniliyoruz.
Kürt özgürlük hareketi, mücadeleye başladığı ilk günden bugüne kadar, her anına büyük bedeller sığdırarak, direnerek gelmiş, en değerli evlatlarını bu uğurda şehit vermiştir. Onlar, sadece Kürt kadının ya da Kürt halkının en değerli evlatları değil, tüm dünya kadınları ve insanlık değerleri için mücadele eden, insanlığın en değerli evlatları ve devrimci öncü kadınlar olarak tarihte yerlerini almışlardır.
DİRENEN TÜM KADINLARDA HEVAL SARA’NIN KAVGASINI GÖRÜYORUZ
Böyle mücadelesiyle tarihe mal olan yoldaşlardan biri de Kürt özgürlük hareketinin ve kadın hareketinin öncülerinden olan Heval Saradır. Heval Sara, bugün tüm dünya kadınlarına ilham olan kadın özgürlük mücadelemizin temellerini atmış, büyüyüp gelişmesi için tüm yaşamını adamış, kadının partileşmesinden, ordulaşmasına ve konfederal sisteminin inşasına kadar her tarihi adımda büyük emek vermiştir. Dünyanın her yerinde, özgür ve anlamlı yaşamak isteyen kadınların haykırdıkları Jin Jiyan Azadî sihirli formülüne giden yolun taşlarını emeği, iradesi, inancı ve kavgasıyla döşemiştir Heval Sara. Bu nedenle, Rojava’da devrimi kadın devrimine evirterek yaşamı kadın rengiyle inşa eden, Şengal’de katledilmeye, pazarlarda satılmaya ve fermanlara cesaretle karşı duran, Rojhilat’ta sözde ahlak yasalarına karşı Jin Jiyan Azadî diye haykıran, Bakur’da ve Rojhilat’ta zindanlarda işkencelere karşı direnen tüm kadınlarda Heval Sara’nın kavgasını görüyoruz.
Önder APO, ²Kadın özgürlük hareketini yaşıyoruz. Sakine örnektir. Sakine’nin hayatı örnektir. Kadının özgürleşmesi Sakine’nin mücadelesidir² diyerek özgürleşmek isteyen tüm kadınlara Heval Sara’nın hep kavgada olan yaşamını yol olarak göstermiştir. Kadın için bunun dışında bir yaşam, yani kavgasız ve mücadelesiz bir yaşam her gün ve her an katledilmekten, yitip gitmekten başka bir anlam ifade edemez.
Rojbin ve Ronahi arkadaşlar da Avrupa’nın kadını hiçleştiren, sahte özgürlüklerle kandırıp yutan tuzaklı yollarına girmemiş, kadının toprağına, ülkesine bağlılığının, yurtseverliğinin en güzel örneklerinden olmuşlardır. Rojbin arkadaş, diplomasi çalışmalarıyla yaşamını Kürt halkının sesi olmaya, Kürt halkının ve kadınlarının sesini dünyaya duyurmaya adamış, Ronahi arkadaş ise genç ömrüne büyük ve önemli çalışmalar sığdırarak, başta genç kadınlar olmak üzere tüm kadınlara ilham olmuştur.
Önder APO, 9 Ocak 2013 yılında gerçekleşen bu kirli katliam için, "Sakine’nin katledilmesi, yaşanan ikinci bir 1938’dir" benzetmesinde bulundu ve "Sakine’nin hesabını soracağım, açığa çıkartacağım" diye de bu katliamın aydınlatılmasına verdiği önemi ifade etti. Heval Sara mücadelesiyle bir birey olmaktan çıkmış, tarihi bir kişilik ve kimliğe bürünmüştür. Bu nedenle Heval Sara’nın şahsında hedeflenen Kürt özgürlük hareketi ve Kürt kadınlarıydı. Bu faşist ve soykırımcı saldırıları boşa çıkarmanın en anlamlı yolu elbette Heval Sara’nın başlattığı bu kavgayı daha da büyütmekten geçer. Kadının konfederal sistemini inşa ederek, örgütlenerek ve mücadele ederek bu devrimci kadınların mücadelelerini büyütebilir, mücadelelerine layık olabilir ve katillerden hesap sorabiliriz.
Bizler de Paris katliamının 12. yılında başta kadınlar olmak üzere tüm halkımızı ve demokratik kamuoyunu, Sara, Ronahi, Rojbin, Evîn Goyî, Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar olmak üzere tüm bu katliamların faili olan faşist-soykırımcı Türk devletinin yargılanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.
Avrupa`da yaşayan tüm halkımızı ve dostlarımızı 11 Ocak günü Paris'te faillerin yargılanması için "katiller belli, Fransa neden sessiz?" şiarıyla gerçekleştirilecek olan büyük yürüyüşe katılmaya, Fransa devletini sorumluluklarını yerine getirmesini sağlayarak, birinci ve ikinci Paris katliamlarının hesabını sormaya çağırıyoruz."