AKP-MHP faşist iktidarının cezasızlık politikasından cesaret alan korucular her türlü suçu işliyor. Arazilerine el koymak için köylüleri göçe zorlayan, sivil halka karşı silah kullanan, tehdit, şantaj, haraç gibi suçlara bulaşan korucuların işlediği en büyük suçlardan biri de kadınlara, özellikle de küçük yaştaki kız çocuklarına yönelik cinsel saldırılar. Wan ve ilçelerinde son yıllarda korucu tecavüzlerinde yaşanan artış dikkat çekiyor. Sadece son 3 yıl içerisinde resmi kayıtlara geçen ve kamuoyunca bilinen 6 tecavüz gerçekleşti. Bunlar sadece kamuoyu tarafından bilinen saldırılar, ancak perde arkasında bu tür yüzlerce olay yaşanıyor ve hepsi de devletin siyasi ve askeri bürokrasisi tarafından örtbas ediliyor. Örtbas edilemeyenler ise mahkemelere taşınıyor ancak buradan da bir sonuç çıkmıyor. Wan’da son 3 yıl içinde gerçekleşen ve kamuoyu tarafından bilinen 6 tecavüz davasından sadece bir korucu ceza aldı. Diğer tüm korucular ise cezaevinde kısa bir süre kaldıktan sonra elini kolunu sallayarak tahliye edildi.
SALDIRILARIN ÜSTÜ ÖRTÜLÜYOR
Korucuların işledikleri suçları ve suçların cezasız kalmasını ANF’ye değerlendiren kadın hakları savunucusu Zozan Özgökçe, kadınlara yönelik tecavüzlerin korucular, paramiliter güçler ve devlet içerisindeki silahlı ya da silahsız bürokrasinin yıllardır kullandığı bir yöntem olduğunu söyledi. Şu anda yaşananların militarist politikaların bir sonucu olduğunu kaydeden Özgökçe, “1990’larda da böyleydi. Bazen şekil değiştirilse de aynı politika istikrarlı biçimde sürüyor. 90’lar ve 2000’li yılların başında cezaevlerinde kadınlara yönelik bedenlerinden/Kürt olduklarından dolayı utandırma, yozlaştırma amaçlı psikolojik, fiziksel, cinsel şiddet uygulandı.
Kurdistan’ın dört parçasında bu böyledir. Saddam Hüseyin’in "kadınların şerefini kirletme" ile görevli özel paramiliter güçleri vardı. Bu bir unvandı. Savaşlarda yıllardan beri kadınlar ganimet olarak görülüyor zaten. Şu anda yıllardır devam eden bir çatışma var. Bu çatışmanın bir tarafı da kadınlardır ve kadınlar da ağır yara alıyor” dedi.
2002'de gerçekleşen N.Ç vakasını hatırlatan Zozan Özgökçe, “Bu olayla birlikte korucular eliyle, güvenlik güçleri eliyle yapılan tacizler tecavüzler çok fazla gündeme geldi, raporlar yayınlandı. Bu her zaman olan bir durum ve üstü kapatılıyor. Adalet ve hukuk sistemi daha da kötüye gidiyor. N.Ç olayında failler vardı ama kimse tutuklanmadı. Aslında bu böyleydi. Son zamanlarda korucular tarafından gerçekleştirilen cinsel saldırılar var. Son zamanlar tabirini sık sık kullanıyoruz, bunu da gündemleştirmek için yapıyoruz belki de. Veya hep toplumsal travmamız yenileniyor ve 'son zamanlarda' diyoruz. Yoksa yıllardır kadınlar bunu yaşıyor. Korucular tutuklanmıyor, hukuki bir tedbir yok. Cinsel saldırıya uğrayan kız çocuklarında rıza aranıyor, bekaret aranıyor. Cinsel olarak kadına yapılan birçok cinsel saldırı çeşidi var ancak sadece bekaret üzerinden bakılıyor. Oysa mesela köylerde dedikodu yaygınlaştırılması da bir çeşit şiddet. Korucu veya oğlu evlenmek istiyor, kızın ailesi istemezse korucu tarafı politik, psikolojik baskı kuruyor aile üzerinde” şeklinde değerlendirdi. .
KADINLAR SİSTEMİN YARATTIĞI SONUÇLARI HAYATLARIYLA ÖDÜYORLAR
“İnsanlarımız çaresizleştiriliyor. Koruculuk sisteminden ötürü halk köylerinden büyükşehirlere göç ediyor. Devam eden bir psikolojik-asimetrik savaş var. Maalesef Kürt kadınları daha mağdur, daha kırılgan ve daha kötü sonuçlarla karşılaşıyor. Sistemin yarattığı sonuçları hayatlarıyla ödüyorlar. Herkesin duyarlı olması lazım. Bu bir savaş politikası. Birbirimize sahip çıkmalıyız. Hukuksal olarak takipçisi olup, kamuoyu olarak baskı oluşturabiliriz" diyen Zozan Özgökçe, Kürt akademisyenlerin, STK’lerin, gazetecilerin, insan hakları aktivistlerinin ciddi çalışmalar yapması gerektiğini söyledi. Özgökçe devamla, "Kürt halkı bu konuda bilinçlendirilmelidir, kız çocuklarının bedensel haklarını öğrenmesi gerekiyor. Ailelerin çocuklarını koruması gerekiyor. Korucular şöyle yöntemler de izliyorlar; kuma getirmek istiyorlar, çocuklarını evlendirmek istiyor ama bu olmayınca iş cinsel saldırıya kadar gidiyor. Yoksulluk da buna eklenince toplum çaresizleştirilmiş durumda" diye konuştu.
SON YILLARDA KORUCU TECAVÜZLERİ
Wan’da son yıllarda korucuların karıştığı cinsel istismar davaları şunlar:
* Wan’ın Payîzava (Gürpınar) ilçesine bağlı Repetik Mahallesi’nde korucu Faik Dural, 23 Aralık 2021’de Hoşap Yatılı Bölge Okulu'nda okuyan 16 yaşındaki çocuğa tecavüz etti. Çocuğun ailesinin şikayeti üzerine korucu Faik Dural, “çocuğa yönelik cinsel istismar” suçundan tutuklandı. Dural’ın tutuklanmasının ardından yakınlarının çocuğa ve ailesine baskı kurarak şikayetlerinden vazgeçmelerini istediği ve ailenin şikayetinden vazgeçtiği öğrenildi. Basına yansıyan haberle ilgili Gürpınar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tekzip çekerek, haberde adı geçen öğrencinin Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde bulunan herhangi bir okulun öğrencisi olmadığını ileri sürdü. Tecavüzcü Faik Dural, kısa bir süre cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi.
* 2022 yılında Payîzava ilçesine bağlı Arixan köyünde korucu Ziya Karakoç, köyde yaklaşık 10 kadına cinsel saldırıda bulundu. Ancak bu saldırılar devreye giren askeri ve siyasi bürokrasi tarafından örtbas edildi. Karakoç, çıkarıldığı ilk duruşmada adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
* 2021 yılında Wan’ın Şax (Çatak) ilçesinde 2021 yılında, 12 yaşındaki kız çocuğu korucu Rıskı Okam’ın tecavüzüne uğradı. Çocuğun yaşadıklarını rehber öğretmenine anlatmasıyla olay ortaya çıkarken, fail yapılan şikayet üzerine gözaltına alınarak tutuklandı. Daha sonra korucu Okam’ın yakınları, çocuğun ailesine baskı uygulayarak, köyden göçertti. Okam, çıkarıldığı mahkemede 50 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Okam’ın dosyası temyize gönderildi. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı bozmasından endişe ediliyor.
* 3 Şubat 2022 günü Wan'ın Şax ilçesinde iki kızına tecavüz girişiminde bulunan ve şikayetçi olmaması için eşini silahla tehdit eden korucu Osman Ö., kısa sürede serbest bırakıldı.
* 18 Ağustos 2023 günü Wan'ın Payîzava ilçesine bağlı bir köyde korucu olan B.A. isimli erkeğin bir kadına tecavüz ettiği; kadının şikayeti üzerine ortaya çıkan olayda korucu fail B.A.'nın gözaltına alınarak Köprüağzı Jandarma Karakolu’na götürüldüğü öğrenildi.