Noran Cortiñas: Leyla’nın bağlılığı etkiledi
Plaza de Mayo Anneleri’nden Nora Morales Cortiñas, 56 yaşındaki Leyla Güven’in mücadele bağlılığından oldukça etkilendiğini ve Kürt halkını bütün gücüyle sevmeye başladığını söyledi.
Plaza de Mayo Anneleri’nden Nora Morales Cortiñas, 56 yaşındaki Leyla Güven’in mücadele bağlılığından oldukça etkilendiğini ve Kürt halkını bütün gücüyle sevmeye başladığını söyledi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a duyulan takdir ve saygının, bunun bir halkın gerçek mücadelesi ve direnişi olduğunu hissettirdiğini kaydeden Plaza de Mayo Anneleri’nden Nora Morales Cortiñas, “Leyla’nın kararlılığı ve eylemine aynı bağlılıkla katılan binlerce yoldaşın varlığı bir halk için son derece önemli ve güzel bir durum” dedi.
İstanbul’daki Cumartesi Anneleri gibi Plaza de Mayo Anneleri de her hafta Mayo Meydanı’nda toplanarak kaybolan çocukları ve kayıp 30 bin insan için adalet istiyor. Arjantinli annelerin eylemleri, 42 yılı geride bıraktı. Zamanla Arjantin’den ve bütün dünyadan mücadelelerin de eklendiği bu eylemde, Kürt halkının mücadelesi, Legerin Çiya’nın (Alina Sánchez) anısı, açlık grevleri, Cizre bodrumları ve Abdullah Öcalan’a özgürlük talebi de her perşembe günü Plaza de Mayo’da dile getirilenler arasında.
Plaza de Mayo Anneleri’nden Nora Morales Cortiñas, açlık grevi direnişinde olan Leyla Güven’i Mart ayında ziyaret etti. Bu, Cortiñas’ın Kuzey Kürdistan’a yaptığı ilk ziyaret değildi. Kendisi 2012 ve 2013 yıllarında Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri’ni de ziyaret etmişti. Bu gezileri sırasında “Pañuelos para la Historia” (Tarihteki Tülbent) adlı belgeselin çekimini yaptı.
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde yürütülen 200 günlük açlık grevinden sonra Plaza de Mayo Anneleri’nin gerçekleştirdiği ilk eylemde konuşan Nora Cortiñas, Kürt halkının direnişi ile ilgili şunları söyledi: “Bildiğiniz üzere Öcalan 20 yıldır İmralı Adası’nda tutuklu ve Leyla Güven altı ay önce Öcalan üzerindeki tecride karşı süresiz açlık grevi başlattı. Binlerce siyasi tutsağın dahil olduğu eylem, Leyla’nın kendi deyimiyle ‘ölmek için değil, halkının onurlu yaşaması için’di. 200 gün süren bir açlık grevi ve inanılmaz bir iradenin sergilendiği bu eylem sonrasında Öcalan’la görüşmeye izin verilmesi bütün dünyada bu davayı görünür kıldı. Tüm bunlardan dolayı Erdoğan tecridin bittiğini duyurmak zorunda kaldı.”
Son gelişmeleri bu sözlerle aktaran Nora Morales Cortiñas, eylem sonrasında ANF’nin sorularını yanıtladı.
Leyla Güven’i ziyaret ettiğinizde neler hissettiniz, Güven’in mücadelesi sizde nasıl bir izlenim bıraktı?
Leyla Güven’i görmeye gittiğim ilk günden itibaren tamamen duygu ve hayranlık hissiyatı içerisinde oldum, kendisi ve bütün Kürt halkına yönelik. Barış Anneleri ve Cumartesi Anneleri’ne uzun süredir aşinayım. Onlara dair “Tarihteki Tülbent” adlı bir belgesel de çektim, farklı birçok hissiyatlar içerisinde. Leyla’yı gördüğüm ve ona sarıldığım gün özeldi, çünkü bu başka bir dünyaydı. Bizim dünyamız değildi, bilmediğim ama son derece güzel olan bir dünyaydı. Ayrıca, siyasi lider Abdullah Öcalan’a duyulan takdir ve saygı, bana bunun bir halkın gerçek mücadelesi ve direnişi olduğunu hissettirdi. Bu insanların sevgisini takdir ettim, çünkü Leyla’nın kararlılığı ve eylemine aynı bağlılıkla katılan binlerce yoldaşın varlığı bir halk için son derece önemli ve güzel bir durum. Kürt halkına bu zulüm reva görülmemeli. Erdoğan bu yüzden nerede olursa olsun onların peşinde.
Kamuoyuna tecridin bittiğini duyurmasını sağlayan açlık grevi zaferi ve 8 yıl sonra yapılan iki görüşmeden sonra Türk hükümetinin söylediklerini tam anlamıyla yerine getireceğini düşünüyor musunuz?
Bence bunun bir bedeli olacak. Erdoğan’ın Kürtler, Suriye halkı ve diğer halklara yönelik yürüttüğü savaş ve katliam, dikkate alındığında Kürt arkadaşların bunla ilgili şüpheleri var ama inancımızı korumalıyız, çünkü her durumda şu açık ki; Kürt halkı mücadelesini devam ettirecek ve bayrağını asla indirmeyecektir. Ben bunun tarihi direnişi ispatlayan çok önemli bir şey olduğunu düşünüyorum. Bu, hükümetin Kürtleri huzur ve rahat içinde bırakacağı anlamına gelmiyor ama Kürtlerin bugüne kadar elde ettikleri kazanımlar, kesinlikle bu yolda ilerlediklerini gösteriyor.
Kuzey Kürdistan’a yaptığınız gezi ve ziyaretlerinize dair izlenimleriniz nelerdir?
Alejandro Haddad ile birlikte belgeseli çekmeye gittiğimde benim için çok önemli ve farklı bir durum söz konusuydu, çünkü bölgeyi ve gelenekleri bilmiyordum ama şunu gördüm ki; annelerin acısı benim acımla aynıydı ve bizi böyle bir acıda ayrıştıracak bir dil yoktu. Mücadele arzusu aynıydı, Türkiye’deki faşizme karşı çıkma kararlılıklarıyla.
Mart’ta Leyla’yı görmeye gittiğimde, büyük bir iradeyle dönüşümsüz açlık grevini sürdüren 56 yaşındaki bu kadının mücadeleye olan bağlılığı benim için başka bir etki yarattı. Kürt halkını bütün gücümle daha çok sevmeye başladım.
Leyla Güven’e ne mesaj göndermek istersiniz?
Öncelikle ona kucak dolusu sevgilerimi gönderiyorum. Halkı için onurlu bir yaşam amacıyla yürüttüğü açlık grevini nasıl başarıyla yürüttüyse şimdi de aynı şekilde iyileşmesini istiyorum. Kendisine ve diğer bütün açlık grevi eylemcilerine başarılar ve bütün bir halk için onurlu bir yaşam diliyorum.