2014’te yapılan soykırım saldırılarına ilişkin yazılı açıklama yapan SMJE, hayatını kaybedenleri andı.
Yedi yıl önce vahşi bir şekilde binlerce kişini katledildiğini ve 7 bini aşkın kadın ve çocuğun kaçırıldığını belirten SMJE, “Çok sayıda kadın ve kız çocuğu sistematik bir şekilde tecavüze maruz kaldı, özel olarak kurulan pazarlarda köle olarak satıldı. Halen bunlardan 2 bin 800’ü kayıptır” dedi.
Êzidîlerin ağır bedellerle DAİŞ vahşetinden kurtulduklarını belirten SMJE, daha sonra defalarca Türk devletinin hedefi olduklarını hatırlattı.
SMJE, “Êzidîlerin varlığı ve özgürlüğü Erdoğan’ın gözleri ve emperyalist umutlarına bir hançerdir” derken, 9 Ekim 2020’de Bağdat ve Hewlêr arasında Şengal’e ilişkin yapılan anlaşmada da tehditlerin kendisini gösterdiğini ifade etti.
Amacın Êzidîlerin özerk yönetimi ve öz savunma güçlerini ortadan kaldırmak olduğu tepkisinde bulunan SMJE, “Êzidîler bir kez daha kolonyalist çabalara karşı kendi kaderini tayin hakkına sahip çıkmalı. Zaten Êzidî halkı buna karşı aktif bir şekilde direniyor” vurgusunda bulundu.
“Bizi yok etmelerine izin vermeyeceğiz” diyen SMJE, “Êzidîler olarak kendi kaderini tayin hakkımızın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz. Demokratik özerklik ve öz savunma güçlerinden oluşan yapılarımızın inşası, Êzidî toplumu ile kültürü ve varlığının devamlılığının teminatıdır. Biz ancak birbirimizi koruyarak ve örgütlü bir güç olarak kendimizi koruyabiliriz” diye ekledi.
SMJE, Êzidî halkının kendi kaderini tayin hakkının tanınmasını istedi.