Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Son dönemde dört parça Kurdistan'a yönelik işgal  saldırılarını arttırarak savaş kurallarını tüm dünyanın gözü önünde ayaklara altına alan faşist TC devleti, bugün birçok sivilin yaşadığı alanları bombalayarak  Kürt halkı üzerinden soykırım politikalarını bir kez daha devreye koymuştur. Ankara'da gerçekleşen tarihi ve fedai eylemin faturasının kendisine kesilmesinden korkmuş  ve bu anlamda yine savaş politikalarıyla gündemi meşgul ederek kendi kayıplarını örtbas etmeye çalışmaktadır" denildi.

Açıklamada şunlar da kaydedildi:

"Bugünün Dışişleri Bakanı olarak görünse de aslında Savaş Başkanı olan Hakan Fidan ve yanındaki emperyalist güçler defalarca Başur'a yönelik emellerini hayata geçireceğini açık ifadelerle basın önünde de deklere etmiştir. Kürt halkına ve Özgürlük Gerillalarına yönelik imha politikaları her dönemde sonuçsuz kaldığı gibi bu süreçte de misliyle karşılığını alacaktır. Rojava halkı ve diğer halkların yalnız olmadığı, Rojava devriminin dünyanın dört bir tarafında halklara umut olduğu ve herkes tarafından sahiplendiği tüm iktidarlar tarafından bilinmektedir.

 Nasıl ki 9 Ekim Uluslararası Komplonun 25. yıl dönümüne girerken Kürt Halk Önderi  Abdullah Öcalan'a yönelik tecrit politikaları Önderlik tarafından mücadele ile boşa çıkarılmışsa bugün de Kurdistan halkı bu savaş ve işgale karşı bulunduğu her yerde mücadeleyi büyüterek DAİŞ'in işbirlikçilerini bir kez daha tarihin çöplüğüne gömecektir. NATO ve Avrupa ülkelerine de bir kez daha TC'ye verdiği desteği keserek faşist Erdoğan'ın işlediği savaş suçlarından dolayı yargılanması için talebimizi tekrarlıyoruz.

 Rojava Devrimi nasıl kadın hareketinin devrimi ise Rojava' ya dönük geliştirilen bu savaş  ve kırım politikalarına da en çok kadınlar cevap olmalıdır.  Kürt halkının kazanımları, bu uğurda halkının özgürlüğü için savaşan Özgürlük Gerillaları ve Önderlik paradigması ile yaratılan Rojava Devrimi bizim için yaşamın ifadesidir. Bu nedenle bize verilen mirasa sahip çıkmalı, 7 Ekim'de Uluslararası Komploya karşı Avrupa'nın her yerinde alanlarda ve meydanlarda Önderliğin özgürlüğünü haykırmalıyız."