TJK-E, İmralı işkencesine karşı CPT'ye mektup gönderme kampanyası başlattı
TJK-E, İmralı tecridine karşı CPT'ye mektup gönderme kampanyası başlattı. TJK-E, "Önderliksiz bir yaşamı kabul etmeyeceğiz" dedi.
TJK-E, İmralı tecridine karşı CPT'ye mektup gönderme kampanyası başlattı. TJK-E, "Önderliksiz bir yaşamı kabul etmeyeceğiz" dedi.
Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Kürt Halk Önderi Sn. Abdullah Öcalan 25 yıldır İmralı F Tipi Kapalı Cezaevinde tecrit altında tutularak izole edilmeye çalışılmaktadır. 3 yılı aşkın süredir dünyada emsali görülmemiş bir uygulamayla ailesi ve avukatları da dahil olmak üzere kimseyle görüştürülmemistir" denildi.
'CPT'NİN SORUMSUZLUĞU NEDENİYLE CEZAEVLERİ İŞKENCE MERKEZİNE DÖNÜŞTÜ'
Açıklamada, "Uluslararası komployla Türkiye'ye teslim edilişinin arkasındaki güçler NATO ve Avrupa Birliği ülkelerinin bugün bu antidemokratik uygulamaların bir parçası olarak AKP-MHP faşist rejimine çanak tuttuğu hepimiz tarafından görülmektedir" vurgusunda bulunularak, şöyle denildi: "Farklı ülkelerden Kürt dostlarının 10 Ekim 2023'te başlattığı 'Öcalan'a Özgürlük - Kürt sorununa siyasi çözüm' hamlesi kapsamında birçok kez durumu ve sağlığıyla ilgili bilgi alabilmek için çağrılar ve çeşitli eylemler yapılmıştır. Reber Öcalan'a uygulanmak istenen tecrit içinde tecrit Kürtlere ve Kürtlerin özgürlük mücadelesine karşı gerçekleştirilmek istenen savaş politikalarının bir parçasıdır. Dalga dalga tüm toplumlarda uygulanmak istenen bu özel savaş metoduna karşı Özgürlük Hamlesinin 2. aşamasıyla beraber birlik olma çağrısı yapılmıştır.
İmralı Adası'na girebilme yetkisine sahip Avrupa Konseyi'nin oluşturduğu kurum olan İşkenceyi Önleme Kurulu (CPT), sadece Avrupa ülkelerinde yaşanan antidemokratik uygulamalardan sorumlu değildir. Türkiye'nin de bu komisyonların kararlarının altında imzasının olduğu hatırlatılarak derhal bu uygulamalara son vermesi sağlanmalıdır.
CPT'nin muğlak yaklaşımı nedeniyle Türkiye'deki cezaevlerinin işkence merkezlerine dönüştüğüne dikkat çekilen açıklamada, "Bir an önce bu hukuksuzluğun bitirilerek doğru ve gerçekçi raporların kamuoyuyla paylaşılması ve yaşanan bu sıkıntılarda birebir sorumluluğu olan faşist AKP-MHP ittifakının yargılanması sağlanmalıdır. Avrupa ülkelerinin de diplomatik ilişkiler nedeniyle bu antidemokratik uygulamalara seyirci kalmasına son vererek insan haklarının korunması mücadelesinde tarafını alması gerekmektedir" denildi.
KADIN KURUMLARI ÜZERİNDEN MEKTUP GÖNDERİLECEK
Açıklamada şunlar da belirtildi:
"Hamlenin 2. aşamasında 19 Nisan'da Avrupa'dan başlayarak CPT'ye kadın kurumları üzerinden mektup gönderme çalışmamız olacaktır. Her gün farklı şehirlerden gönderilen mektuplar aracılığıyla Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yasal ve hukuksal haklarının iadesi, mutlak tecridin kaldırılması ve 25 yıllık izolasyon politikalarının sonlandırılarak özgürlüğünün önünün açılması taleplerimizle CPT'nin görev ve sorumluluklarını hatırlatarak, insan haklarından yana tavır almasını sağlayacağız. Önderliksiz bir yaşamı kabul etmeyeceğimizin altını bir kez daha çizerek herkesi Özgürlük Hamlesinde yerini alarak mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz."