YJA Star gerillası Sara Cudi, direnişi dans ile anlatıyor

YJA Star gerillası Sara Cudi, Kürdistan’da işgalci Türk devletine karşı yürütülen direnişi danslarıyla anlatıyor.

Kürdistan özgürlük gerillası, işgalci Türk devletine karşı mücadele yürüttüğü kadar kültür ve sanatı için de savaşıyor. Kürt halkını fiziki, siyasi soykırımın yanı sıra kültürel soykırıma da uğratan Türk devletine karşı, gerillanın bulunduğu her yer direniş alanı.

Türk devletinin kültürel soykırımına karşı YJA Star gerillası Sara Cudi, danslarıyla direnişi anlatıyor.

‘DAĞLA BÜTÜNLEŞTİKÇE DUYGULARIM DERİNLEŞTİ’

Aslen Batmanlı olduğunu ve İzmir’de büyüdüğünü söyleyen YJA Star gerillası Sara Cudi, 12 yaşındayken baleye başladığını söyledi.

Öğrenciyken Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Nasıl yaşamalı” kitabını okuduktan sonra arayışlarının başladığını söyleyen Sara Cudi şöyle konuştu: “Özellikle Önderliğin kültür ve sanata ilişkin değerlendirmeleri beni çok etkilemiştir. Bir kadın olarak kendimde nasıl toplumsal bir kişilik yaratabilirim? Sorusundan yola çıkarak PKK’yi tanıdım. Evdeyken asla müziksiz bale yapamazdım. Fakat Kürdistan dağlarında doğanın sesinden yararlanarak, müziksiz de dans etmeye başladım. Dağla bütünleştikçe duygularım daha fazla derinleşti. Dansımla kadındaki toplumsal ruhu ve ezilen kadının Önderlik felsefesi doğrultusunuda, yaşama yeniden bağlanmasını ve evrenle olan bütünlüğünü anlatıyorum.

‘ATEŞİN İÇİNDEYKEN GÜNEŞE NASIL VARABİLİRİZ’

Mamreşo, Aris Faris, Zendura ve Heftanin’de yoldaşlarımız güçlü bir direniş içerisindedirler. Düşmanın tüm tekniki saldırılarına rağmen güçlü bir mücadele veriyorlar. Serhat yoldaşlar öncülüğünde fedai bir ruh açığa çıkıyor ve yoldaşlık ruhu böyle büyüyor. O fedai ruhu nasıl yansıtabilir? Nasıl anlatabiliriz. Çoğu yoldaşımız bu zafer ruhunu şiirlere döküyor, çoğu yoldaşımız tiyatro ile canlandırıyor, ben de bu direnişi beden diliyle anlatmaya çalışıyorum. Ateşle Güneşin bütünlüğü ile Bazên Zagrosê ve Cenga Xabûr hamlelerinde yoldaşlarımızın Önderliğe karşı olan bağlılıklarını yansıtmaya çalıştım. Ateşin içindeyken güneşe nasıl varabiliriz? İşte bu sorunun cevabı Serhat, Kamuran Sarya ve birçok şehit yoldaş kişiliğinde somutlaşmıştır. Bu amansız mücadele ile kadının dirilişi, tüm yoldaşımızın mücadelesi, beni daha çok gürleşen ateşin içinde öfkelendirdi ve daha büyük amaçlara yönlendirdi.

‘KÜRT HALKI MÜCADELEYİ SANATIYLA BÜYÜTMELİ’

‘Özgürlük Zamanı’ hamlesi kapsamında, zindan direnişinde bulunan yoldaşlarına ‘Umut’ isimli şiirimi armağan ediyorum.

Heval Halil ve heval Delila yoldaşlarımız kültür ve sanat anlamında büyük bir ruh açığa çıkardılar. Bizler de bu savaşı sadece yapacağımız silahlı eylemlerle değil, kültür anlamındaki eylemlerle de sahipleneceğiz. Burdan Kürt halkına çağrım, Serhat yoldaşımız öncülüğünde devam ettirilen bu mücadeleyi kültür ve sanatlarıyla yaşatmalı.”