Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) rehin tutulan Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın, tutuklu yargılandığı Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasının 20’nci duruşması başladı. Yüksekdağ’ın, duruşmaya Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmayı, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ile milletvekilleri Züleyha Gülüm, Murat Çepni ve Remziye Tosun izledi.
Yüksekdağ'ın savunmasının öne çıkan bölümleri şöyle:
"Cumhurbaşkanı dün doğrudan dosyalarımıza müdahale anlamına gelecek bir açıklama yaptı. Selahattin Bey'i kastederek; ‘biz onun haklarını savunmayız çünkü teröristtir. Onların önünün açılmasına izin vermeyiz’ diyerek yargılama süreçlerine bir kez daha alenen müdahale etti.
HDP, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, eş başkanları Erdoğan'ın, AKP iktidarının en güçlü rakibidir. Sadece rakip olarak değil, bir hasım olarak, nefret objesi olarak görülmektedir.
Bir mahkemenin evraklarına başka bir mahkeme el koyuyor. 300 küsur dava dosyam var ve bu dava dosyaların hiçbirinin kapağını açıp bakmadan geldim. Kimin kararıyla 2’nci Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla. Bu kararı çok açık ki siyasi iktidardan almış.
Siyasi iktidar açıktan ‘bunların bırakılmasına ve bunların önünün açılmasına izin vermeyiz’ diyor, sen mi açtın, biz sizin barajlarınızı, duvarlarınızı yıka yıka geldik. Yıktık, yine yıkarız, hala da yıkmaya devam ediyoruz.
Bu memlekette özel savaş suçlusuna karısını öldürmüş bir adama, uyuşturucu kaçakçısı birisine, bir mafya babasına özel af yasası çıkarıldı. Alaattin Çakıcı’dan bahsediyorum, kendisi siyasete dahil oldu, o yüzden rahat konuşabiliriz. Böyle bir Türkiye mi istiyorlar? Figen Yüksekdağ konuşmasın, Selahattin konuşmasın Alaattin Çakıcı konuşsun. Mafya lideri siyaset yapıyor. Suçluluğu dünya alem tarafından bilinen insanlarla ittifak yapıyorlar. Biz o zaman uyarmışız ‘IŞİD’liler, El Nusracılar, kontragerillalar sahaya sürüyorsunuz, bunların yanında durduğu hiçbir iktidarın bataktan çıkması mümkün değildir’ demişiz. 4,5 yıl sonra Türkiye'nin geldiği nokta ortada.
Ben 4,5 yıl önce bu karanlık ağın karşısında direnişin ağını oluşturalım, hak bilincine sahip çıkan bir toplum yaratalım demişim. Bugün bu ihtiyaç hayati hale gelmiştir. Şu an cennet ve cehennem arasındayız, araftayız. Bizim cehenneme düşmememiz için çok güçlü bir hak mücadelesi geliştirmeye ihtiyacımız var. Hiçbir ayrım olmaksızın her insanın bu süreçte Türkiye’yi ve toplumu kurtarabilmek için mücadele unsuru olması gerekir. Bu siyasi iktidara karşı verebilecek mücadele insanlığı kurtarma mücadelesidir. Bugün insanlığımızı ele geçirmeye kötürümleştirmeye çalışıyorlar. Faili meçhulleri aydınlatın, hakikatle yüzleşin diyoruz. Bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Bugün sözünü ettiğim çeteler, siyasi iktidarın içine yerleşip, kurumsallaştıkça işlenen suçlar katlanıyor.
'Halk Özel Harekât' diye bir milis yapısı oluşturuldu. Kampları birçok siyasetçi tarafından ifşa edilmişti. Siyasi iktidar açıktan bunu sahipleniyor. Orduya paralel bir ordu var, jandarmaya paralel bir kolluk gücü var."
REHİNELİĞE DEVAM
Heyet, oy çokluğuyla Yüksekdağ’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Yüksekdağ’ın tutukluluk devam kararına karşı oy kullanan heyet üyesi hakim Murat Adıgüzel, Yüksekdağ’ın 4 yıldır sürekli tutukluluk halinin devamı yönünde karar verildiği ve tutuklu kaldığı süre göz önüne alındığında beklenen amacın hasıl olduğuna dikkat çekti. Adıgüzel, “Üzerine atılan eylemler bu aşamaya kadar ki savunmaları gözetilerek, delil karartma ihtimali ile sanığın dosyaya yansıyan kişiliği uyarınca da kaçma şüphesinin olmadığı tarafımızda kanaat olduğu, savunmalarını tamamladığı ve tutukluluk halinde bir fayda bulunmadığı görüşünde olduğumdan çoğunluğun kararına katılmıyorum” dedi.
Heyet, duruşmayı 24 Şubat 2021 tarihine erteledi.