Arzu Demir'in Suruç şehitlerini anlatan kitabı yayınlandı
Gazeteci Arzu Demir, Suruç'ta katledilen 33 devrimcinin neden Kobanê yoluna düştüklerini, "Suruç'ta kalanların dilinden: Kobanê'ye gitmek" kitabında tanıkların dilinden anlatıyor.
Gazeteci Arzu Demir, Suruç'ta katledilen 33 devrimcinin neden Kobanê yoluna düştüklerini, "Suruç'ta kalanların dilinden: Kobanê'ye gitmek" kitabında tanıkların dilinden anlatıyor.
Gazeteci Arzu Demir, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun çağrısıyla iki yıl önce Türkiye ve Kürdistan'ın birçok kentinden yola çıkarak buluştukları Suruç'ta katledilen Suruç'ta 33 devrimcinin hikayesini, "Suruç'ta kalanların dilinden: Kobanê'ye gitmek" kitabında anlattı.
Kitap, kısa bir süre önce Ceylan Yayınları tarafından okurla buluştu. Daha önce aynı yayın evinden çıkan "Medrese'den 5 No'luya Nuri Yoldaş", "Dağın Kadın Hali", "Devrimin Rojava Hali" kitapları ile tanıklığını kaleme alan gazeteci Demir, bu kez de katledilen 33 gencin, aileleri, arkadaşları, yoldaşları ve katliamdan sağ çıkan gençlerle görüşerek, "Neden gittiler?" sorusunun yanıtını arıyor. Suruç ile ilgili belgesel çalışması sırasında hazırlanan kitap, İstanbul'dan Hakkari'ye, Nalçik'ten Antakya'ya birçok kentte yapılan röportajlardan hazırlanan portrelerden oluşuyor.
Kitabın ilk bölümünde katliamdan sağ çıkan 11 kişinin yolculuk öncesi, yolculuk anı ve katliam anına ilişkin tanıklığı yer alıyor. İkinci bölüm ise 33 devrimcinin portresinden oluşuyor. Gazeteci Demir, neden gittiler sorusuna yanıt verirken, "bir devrime tanıklık etme" amacının öne çıktığını belirtiyor. Önsözde şunları yazıyor: "Hepsinin ortak noktası; vakit kaybetmeden bir devrime tanıklık etmek. Belli ki onlar sabırsızlık zamanının çocuklarıydı. Haziran ayaklanmasının ortasında büyüyen bu gençler, şimdi de bir devrimin ve yeniden inşanın parçası olmak istedi. Uzaktan izlemeyi değil, gidip, görmeyi ve bir halkın kaderine ortak olmayı amaçladılar. Rojava halkları ile kader birliği yapmalarında politik kimlikleri kadar vicdanlarıyla dünyayı algılamaları da önemli bir yerde duruyor. "Kobanê yolculuğunun SGDF'li gençler bakımından, Rojava'da şehit düşen komünist gençlerin izini takip etmek anlamına geldiğini yazan Demir, Suruç'ta katledilen 5 anarşist gencin her birinin de hikayesini ayrıntılı olarak anlatıyor. "Hayatta vazgeçemeyeceğim tek şey gülmek" diyen Büşra Mete, bir deprem anında Cemal Süreyya'nın "Üstü kalsın" şiirini hatırlayan Polen Ünlü, kısa sürede kadın yoldaşlığını öğrenen Ece Dinç, dünyaya "Ben de varım" diye kafa tutan Duygu Tuna, üzerinde Aleksis'in tişörtüyle yola düşen Vatan Budak, paraları olmadığı için otostop yaparak Suruç'a giden Serhat Devrim ve Evrim Deniz ile diğer Suruç şehitleri, tüm insan halleri ile okurla buluşuyor. Gazeteci Demir, 33 devrimciyi cesaret ve cesaretsizlikleri, üzüntü ve sevinçleri, neşe ve kederleri ile günlük hayatın içinden anlatmaya çalışıyor.
Arzu Demir, kitabında "Kobanê'ye geçselerdi geri dönerler miydi?" diye de soruyor. Tanıkların bu soruya verdiği yanıtları aktaran kitapta, kesin olan yanıt şu: Geri döndüklerinde hiçbiri eskisi gibi olmayacaktı. Gezi direnişine katılan bu gençler, bu kez bir devrime tanıklık etmenin bilinci ve duygusu ile döneceklerdi.
Kitabın geliri, Suruç katliamında felç kalan Güneş Erzurumluoğlu için başlatılan kampanyaya aktarılacak.
Daha önce ETHA ve ANF'nin muhabirliğini yapan gazeteci Arzu Demir, Dağın Kadın Hali ve Devrimin Rojava Hali kitapları nedeniyle toplam 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.