AFP’nin haberine göre Atina'nın en büyük müzelerinden biri olan EMST'nin sanat yönetmeni Katerina Gregos, "On ay boyunca tüm müze kadın sanatçıların elinde olacak" dedi.  

Müze, bu girişimiyle hem Yunanistan'da hem de dünya genelinde nadir görülen bir uygulamaya imza atmış olacak.

EMST, eski bir bira fabrikasında bulunan ve geçmişten günümüze 25 kadın sanatçının eserlerini sergileyen daimi bir koleksiyona sahip.

Bu koleksiyon, ressamlar, heykeltıraşlar ve fotoğrafçılar gibi farklı disiplinlerden sanatçıları içeriyor.

Daha önce müzede temsil edilen sanatçıların sadece yüzde 37'si kadınken, EMST'nin bu girişimi, kadın sanatçıları daha fazla temsil etmeyi amaçlıyor.

Katerina Gregos, "Kadın sanatçılar sanat dünyasının pek çok alanında hâlâ yeterince temsil edilmiyor" diyerek bu eğilimi tersine çevirme arzusunu vurguluyor.

Sergi, içerdiği eserlerle kadınsı güzellik klişelerinden, kadınlara yönelik şiddete ve yoksulluğa kadar geniş bir yelpazede sorular soran eserlere ev sahipliği yapıyor.

Sergi, Yunanistan'da görsel sanatlarda örgütlü bir feminist hareketin bulunmaması ve kadın sanatçıların uzun süredir marjinalleştirildiği bir ülkede önemli bir mesaj taşıyor.

EMST'nin sergi dizisinin başlığı olan "Ya dünyayı kadınlar yönetseydi?", İsrailli oyun yazarı Yael Bartana'nın aynı adlı oyunundan ilham alıyor.

Katerina Gregos, "Savaşların ve yıkımların çoğu erkekler tarafından düzenleniyor. Belki de kadınlar yönetimde olsaydı daha az şiddet, daha fazla uzlaşma ve daha fazla eşitlik olurdu. Mükemmel bir dünya olmazdı ama kesinlikle farklı olurdu" şeklinde değerlendiriyor.

Büyük bir bağışla desteklenen sergiler, gıda ve finans sektörlerinde servet edinen girişimci Dimitris Daskalopoulos'un katkılarıyla önemli ölçüde zenginleştirildi. EMST, aslında 2012 yılında açılması planlanan bir müze olmasına rağmen, tam anlamıyla 2021 yılına kadar faaliyete geçemedi.