Çaðımızın Pir Sultan’ı: Aşık Mahzuni Şerif

Çaðımızın Pir Sultan’ı: Aşık Mahzuni Şerif

Pir Sultan Abdal’a Nesimi’ye uzanan bir geleneðin, ezilenden ve mazlumdan yana bir tavrın, bir duruşun günümüzdeki temsilcisi olan Aşık Mahzuni Şerif’in ölümünün 10. yıldönümü bugün. Mahzuni Şerif, evi yakıldı, yargılanıp cezaevlerine konuldu, dişleri söküldü, dövüldü ve işkencelerden geçirildi ama sanatından, ilkelerinden taviz vermeyerek, çaðımızın Pir Sultan’ı olarak bu topraklarda sonsuza dek yaşayacak isimlerden.

Anadolu’da aşık geleneðinin temsiliyetine imza atmış, ezilenden ve mazlumdan yana yüzlerce sanatsal üretimde bulunan Aşık Mahzuni Şerif’in hayatını kaybedişinin 10. yıldönümü. 17 Mayıs 2002’de 62 yaşında hayata gözlerini yuman Mahzuni Şerif, çaðımızın Pir Sultan’ı olma özelliðini de taşıyordu. 1961 yılında hayatını verdiði sanatı yolunda ilerlemeye başlayan Mahzuni, “Halk şiiri geleneði gül, bülbül, çiçek edebiyatı ile uyutma perhizi olarak kullanılmıştı. Ilk amacım bugüne kadar gelen bu kalıpları kırıp, yıkmak oldu. Olaylardan ve halk yaşamından aldıðım gerçekleri konu olarak işledim” sözleriyle hem dünya görüşünü hem de sanat felsefesini oluşturduðu kimliðini net bir biçimde ortaya koymuştu.

‘KIZILBAŞIM’ DEDÝ, DGM’DE YARGILANDI

Kasım 2001’de "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laiðim. Ben deðil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir" sözleri nedeniyle Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) tarafından aleyhinde dava açıldı. Davanın ilk duruşması 27 Aralık 2001 tarihinde görüldü. Hayatını kaybettiði 17 Mayız 2002 tarihinde ise hakkında açılan bu dava halen sonuçlanmamıştı.

EVÝ YAKILDI, TUTUKLANDI, DÖVÜLDÜ, DÝŞLERÝ SÖKÜLDÜ…

1962-1988 yılları arası Mahzuni’nin yaşadıkları aynı zamanda bir Türkiye ve halk sanatçısının yaşadıklarının aynasıdır. Bu 26 yılı kapsayan zaman aralıðında halktan ve mazlumdan yana sanatçı tavrı, egemenlere ve onların sistemine olan muhalif kimliði nedeniyle defalarca saldırıya uðrar, evi yakılır, mahkemelik olur, tutuklanıp cezaevine atılır. Dövülür, dişleri sökülür ve işkenceler görür. Bu dönemde yine 1972 yılında Gaziantep’teki evi kundaklanırken, o zamana kadarki tüm ödüllerinin ve arşivinin yandıðı da belirtilir.



Sessizlerin avazı olan Mahzuni Şerif, yaşamdaki sınıfsal çelişkileri, halkın sevincini, üzüntüsünü, acılarını, kederini, yoksulluðunu, mücadelesini estetik bir duyguyla anlatan halk bilimi insanı olarak da tanımlanır. Tıpkı bu geleneðin kendisinden önceki çaðlarda tarihe geçmiş olan Köroðlu, Karacaoðlan, Dadaloðlu, Pir Sultan Abdal, Şah Hatayi, Kul Hikmet, Kaygusuz Abdal, Nesimi, Yunus Emre, Seryani, Ruhsati, Aşık Veysel, Şah Turna, Muhlis Akarsu gibi.

"Ben Alevi bir aileden gelme olduðum için kök kültürümde Alevi ve Bektaşilik yatar. Siyasi rengime gelince, ben demokrat solcu bir ozanım. Ancak insan sevgisi din anlayışımda en büyük isimdir” diyen Mahzuni Şerif’te toplum ve hayat adına olan ne varsa yer edinir. Yiðitliði ve başeðmeyen duruşuyla Mahzuni, yaşadıðı ve ezilenlerin sesi olarak sanata kattıklarıyla bu topraklarda dünya döndükçe sonsuza dek halkların yüreðindeki yerini korumaya devam edecek isimlerden biri…

''Bizim suçumuz, şerefimiz'dir'' diyen Mahzuni Şerif’in şu sözleri hayatını, sanatını ve dünya görüşünü özetliyor: “Dünya tembellerin, haksızların deðil, çalışanların, haklıların olmalıdır!''

BIYOGRAFÝ

17 Kasım 1939’da Maraş’ın Afşin ilçesine baðlı Berçenek (Tarlacık) Köyü’nde dünyaya gelen Mahzuni Şerif, 1964 yılında ilk plaðı ile müzik dünyasına girdi. 500’ün üzerinde plak ve albüme imza atan Mahzuni, 9 kitap yazdı. Bir süre Gaziantep'te ikamet ettikten sonra Ankara'ya taşındı. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Derneði Genel Başkanlıðı’nı yürüten Aşık Mahzuni Şerif, Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanlıðı, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Yönetim Kurulu Üyeliði ve Ozan-Der Onur Kurulu Başkanlıðı'nı da yaptı.

2001 yılı başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliði nedeniyle, JFK Hospital'da yoðun bakım altına alındı. Mayıs ayında, günümüzün Pir Sultan'ı Aşık Mahzuni Şerif, bir kez daha ölümü yenmeyi başardı. 17 Mayıs 2002’de 62 yaşında Almanya'nın Köln şehrinde hayata gözlerini yumdu.

Hayatını kaybettiðinde “devletin düzenini yıkmak” suçlamasıyla halen yargılanıyordu. Mezarı şu an son ikamatgâhı olan Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgede olan Aşık Mahzuni Şerif’in yüzlerce eserine ise birçok sanatçı, müzisyen, müzik topluluklarınca albüm ve konser repertuarlarında yer verildi.

Mahzuni Şerif’in doðduðu köy olan Berçenek’te 2005 yılından bu yana Aðustos ayının ilk haftalarında anma törenleri yapılıyor.

Yine Ankara’da birkaç yıl önce Mahzuni Şerif Kültür ve Sanat Derneði kuruldu.

ANF NEWS AGENCY