Dersim’deki Alevilik üzerine
Dersim Aleviliğinde kutsal mekan, rehber, pir, mürşit gibi dinsel otoritelerin dışında, halk dinselliğine dayanan özgün, ayrı bir iktidar ve güç ilişkileri alanı var.
Dersim Aleviliğinde kutsal mekan, rehber, pir, mürşit gibi dinsel otoritelerin dışında, halk dinselliğine dayanan özgün, ayrı bir iktidar ve güç ilişkileri alanı var.
Dersim’i, Alevi Kürt toplulukların sahiplendiği bir coğrafya olarak tanımlamak mümkündür. Bölgede her ne kadar sancılı süreçler yaşansa da güncel politik tartışmalarda etnik ve dinsel kimlikler halen belirleyicidir.
Dersim Aleviliğinin, bir tür kast sistemiyle diğer Alevi topluluklardan farklı olduğu söylenebilir. Bu sistemde hiyerarşik olarak “mürşit”, “pir”, “rayber”, “talip” kastları var Dinsel, sosyal ilişkiler “pir” üzerinden yürür. Eksen “o”dur. “Pir”, yılda bir kez “taliplerini” gezer. Gittiği köylerde büyük hürmet ve sevgiyle karşılanır. Cem tutulur ve dinsel konular olduğu kadar, topluluk içi ya da topluluklar arası sorunlar da görüşülür. “Rayber”, pirin yokluğunda dinsel konularda “pir” adına referans olan, yol gösteren kişidir. “Talip” ise bu hiyerarşinin en alt basamağında, hepsine tabi olandır.
Dersim Aleviliğinde dinsel otoritelerin dışında, halk dinselliğine dayanan özgün, ayrı bir iktidar ve güç ilişkileri alanı ortaya çıkarmaktadır. Dersim’de kutsallaştırılmış mekânlar vardır. Dersim, kutsal mekânların sayıca en fazla olduğu Alevi coğrafyasıdır.
Çıra, Alevilikte dünyanın nurdan varlığını; pir makamı cem de güneşi temsil eder. Genellikle beyaz bir bez parçalara bölünür ve bölünen parçalar yağa batırılarak yapılır. Çıra evlerde, ziyaretlerde yakıldığı gibi mezarlarda da yakılır.
Alevilik inancın da bazı yerlerde içyağı parçacıkları karıştırılmış yağlı kalın ekmek pişirilir. Dersim’de şekli ne olursa olsun (yağlı-yağsız, kalın-ince, nakışlı-nakışsız, yuvarlak ya da dört köşeli), ibadetin bir parçası olarak sunulan ekmeklere "pesare" ya da “niyaz” denir. Bazı yerlerde zerfeti, pesarenin yerini alır. Bazen de zerfeti ile birlikte hedik (kaynatılmış buğday) sunulur. Doğadan aldığını paylaşan, pay eden bir toplum ki, bu lokmaları pay ederken sadece insanlar kendi aralarında değil, kurdun kuşun bile hakkını ayırırlar. Alevilikte “niyaz”, kansız kurban yerine geçer, kurban kesmeyen kişiler lokma yapıp dağıtırlar.
XIZIR ORUCU
Alevilikte lokmayı anlatırken yaşamı bir bütün olarak ele almak gerekir.
Alevi toplumu, bu coğrafyada zor şartlar da yaşarken sevinçlerini, hüzünlerini, ibadetini de mevsime ve doğaya uygun olarak yapmaya özen gösteriyor. Zor zamanlarda Xızır orucu tutup cemler yapmış, ziyaretlere nisangelere cıralar yakmış, lokmalarını pay etmiş.
Xızır orucu, bu coğrafyanın ilk yeni yıl ayıdır. Gağand gecesi ile başlar ve miladi olarak Ocak 13 ile 14’ü birbirine bağlayan gecedir. Alevilerde 14’ünden önceki perşembedir. Perşembe başlanır ya da perşembe bitirilir. Xızır ayı, dört haftadır ve salı günü oruca başlanır, perşembe bitirilir. Bu ibadetler esnasında çıralar yakılır, lokmalar pay edilir.
KÜRT ALEVİLERDE GAĞAN
Kürt Alevilerin Gağan bayramında dem ya da cem önemli bir yer tutar. Bu bayramın en önemli ve dikkat çekici özelliği Gağan Dedesi (Kalık, Kalê Gaxanî, Kalo Gaxan, Kalo) ile kendisinden daha genç olan eşi Fatıke’nin gezisidir. Kalo’nun sırtında torba ya da omuzunda heybe var. Onlar, kapı kapı geziyor, yiyecek şeyler toplar. Toplanan o eşyalar daha sonra zor durumda olan köylülere pay edilir. Yöreye göre Gağan'ın kutlanış şekli farklılıklar arz eder. Bazı yörelerde zerfeti, pesarenin yerini alır. Bazen de zerfeti ile birlikte hedik (kaynatılmış buğday) sunulur. Bazı yörelerde ise pesareye kibrit çöpü büyüklüğünde ya da daha kısa çöpler katılır. Ancak bu çöpler üzerinde her biri ayrı bir anlama sahip işaretler, örneğin çentikler vardır ya da uzunlukları farklıdır vs.
Gağanın gelmesi aynı zamanda Xızır’ı müjdeler. Xızır ayı, Gağan gecesiyle başlar. Xızır, bolluk ve bereketin simgesi, kışın sonu, baharın başlangıcıdır.
XIZIR VE ALEVİLİKTEKİ YERİ
Toplumlar, bir kurtuluş yolu olarak kendilerine bir kurtarıcı ararlar, Aleviler de kendilerine bir kurtarıcı yaratmış ve adına da Xızır demiş.
Alevi inancına göre Xızır, toplumsal yaşamda adalet ve vicdanın sembolüdür. Xızır, doğaya can verendir, yeniden varoluştur, baharın müjdecisidir. Xızır, özlem ve umudun, dildeki dileklerin, gönüllerdeki muradın adıdır.
Dersim’de köy ve aşiretlere göre değişkenlik göstererek dört farklı haftaya yayılır. Bazı yörelerde 7 gün oruç tutulurken Dersim’de üç gün tutulur. Xızır orucu en kutsal ibadetlerden biridir. Küskünler barıştırılır, pir ve rayberler cem bağlar, darda olanlara yardım edilir. Xızır orucunda gençler muratları için üç gün oruç tutar; rüyalarında kim su vermişse onunla evleneceklerine inanır. Buğday, sacda kavurup el değirmeninden çekilerek kavut yapılır. Yapılan bu kavut, evin misafir odasına ya da sakin bir bölgeye indirilir. Çıra yakılır, kavutta iz varsa Xızır o eve uğramış demektir.