Kobanê'de 2012’de ateşlenen devrim kıvılcımı, Rojava Devrimi'ni tarihe damgasını vuran bir dönüşüm haline getirdi. Bu devrim, askeri ve siyasi mücadelenin ötesinde edebiyat, sanat ve düşüncenin yeniden yeşermesine de yol açan bir süreçti. Baas rejimi döneminde, yaratıcı ifade özgürlüğü yılmaz bir şekilde bastırılmış, yazarlar düşüncelerini özgürce sergilemekte büyük zorluklar yaşamışlardı. Halkların zengin dilleri inkâr edilerek resmi dil yalnızca Arapça olarak belirlenmişti. Arapça eser veren yazarlar, Baas rejiminin ideolojisine uygun kalmadıkları takdirde eserleri yalnızca yasaklanmakla kalmıyor; aynı zamanda yakılıyor, toplatılıyor veya zindanlara atılarak susturuluyorlardı. Bu karanlık dönem, sanatsal yaratıcılığı kısıtlarken, insanların düşünsel özgürlüklerini de ciddi ölçüde tehdit ediyordu. Ancak Rojava Devrimi, bu uzun süren tahakkümü kırarak yeni bir edebiyat anlayışını, zengin bir düşünce dünyasını ve toplumsal bir bilinci yeşertti. Devrimle birlikte, çok dilli ve çok kültürlü bir ifade biçimi doğarak, halkların dillerinin ve hikayelerinin yeniden canlanmasına zemin hazırladı. Yazılar, şiirler ve eserler dayanışmanın, direnişin ve umudun sembolleri haline geldi. Yazarlar, artık korku ve baskı altında kalmadan, toplumsal gerçeklikleri, mücadeleleri ve hayalleri kaleme alabiliyorlar. Rojava'da doğan yeni edebiyat, geniş bir kültürel zenginliğin, insanlık durumunun ve kolektif hafızanın ifadesidir. Bu edebiyat, tarihsel acıları, direniş hikayelerini ve özgürlük arayışını bir araya getirirken, evrensel bir çağrıyı da barındırıyor. Bu çağrıların yansımasını da 8’inci Şehit Herekol Kitap Fuarı’nda görebiliyoruz.
143 BİN KİTAP OKUR SEVERLERLE BULUŞTU
İlk kez 20 Temmuz 2017’de başlayan Şehit Herekol Kitap Fuarı, edebiyat tutkunları için bir buluşma noktası haline gelerek, bu yıl 8’inci kez kapılarını açtı. "Okumayı yaşam tarzı haline getirelim" sloganı ile 15 Ekim’de başlayan fuar, dört aylık hazırlık sürecinin ardından gerçekleşti. 54 yayınevi ve edebiyat kurumu, 15 binden fazla kitapla katılarak, toplamda 143 bin kitabı okurların beğenisine sundu. Bakur, Başûr, Rojhilat Kürdistan’ı, Suriye, Lübnan, Irak, Belçika, Britanya, Mısır, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden gelen birçok yayıncı ve yazar, bu coşkulu edebiyat festivalinde bir araya geldi. Fuar alanı, Kürtçe (Kurmancî ve Soranî), Arapça, Türkçe, İngilizce, Rusça, Fransızca, Süryanice, Ermenice ve Almanca gibi çok dilli bir zenginliğe ev sahipliği yaptı. Hikâye, roman, şiir, masal, tiyatro, araştırma, felsefe, sosyal bilimler, politika, düşünce, tarih, dil, gramer, sözlük ve çocuk kitapları gibi çeşitli türlerde eserler, raflarda yerlerini aldı.
KÜRTÇE YAZILAN ESERLERDE ARTIŞ
Bu yılki fuarda sergilenen kitapların yaklaşık yarısı Kürtçe eserlerden oluşuyor; ayrıca, neredeyse yarısının Kuzey ve Doğu Suriye’de yazılmış olması, bölgenin kültürel üretkenliğini gözler önüne seriyor. Fuarda, kadın yazarların eserleri de özel bir yer buldu; sergilenen kitapların yüzde 25’inin kadın yazarlar tarafından kaleme alınmış olması, kadın sesinin edebiyat sahnesindeki önemini vurguluyor. Geçen yıllara kıyasla hem kadın yazarların temsili hem de Kürtçe’de yazılmış eserlerin artışı, Rojava ve çevresindeki edebi ortamın dinamik bir şekilde geliştiğini gösteriyor. Önder Apo’nun Uygarlık: Maskeli Tanrılar ve Örtük Krallar Çağı, Kapitalist Uygarlık: Maskesiz Tanrılar ve Çıplak Krallar Çağı, Özgürlük Sosyolojisi, Orta Doğu’da Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlık Çözümü ve Demokratik Ulus Çözümü: Kültürel Soykırım Kıskacında Kürtleri Savunmak adlı 5 ciltlik savunmasına önemli bir yer ayrıldı.
KADIN ESERLERİNDE DİRENİŞ VURGUSU
Jineoloji Akademisi Yayınevi, kadın yazarların güçlü seslerini edebiyat sahnesine kazandırarak, çarpıcı bir açılım yaratmaya devam ediyor. Bu bağlamda, Zozan Sima'nın "Jineoloji Ders Notları", Nagihan Akarsel'in "Kül" ve Rojbîn Deniz'in "Zerilerin Direnişi" gibi eserler, kadınların tanıklıklarını, mücadelelerini ve hayal dünyalarını güçlü bir şekilde yansıtıyor. Kadın yazarların kaleme aldığı bu eserler kolektif bir belleği, direnişi ve dönüşümü dile getiriyor. Her bir kitap, kadın bakış açısıyla inşa edilmiş, cinsiyet eşitliğinin, özgürlük mücadelesinin ve toplumsal değişimin önemli unsurlarını barındırıyor. Özellikle Jineoloji kavramı etrafında şekillenen bu çalışmalar, kadınların toplum içerisindeki rolünü, tarihsel misyonunu ve gelecekteki potansiyelini vurgulayarak, edebiyatın aslında bir mücadele aracı olabileceğini gösteriyor. "Kül"ün derin felsefi katmanlarıyla, "Zerilerin Direnişi"nin göz alıcı anlatımıyla birleşen bu eserler, kadınların sesinin güçlenmesine ve görünürlüğünün artmasına katkıda bulunuyor. Mevsimlik olan "Kadınların Ufku" dergisi, raflarda kendine sağlam bir yer edindi ve kadınların sesine, bakış açısına ve deneyimlerine güçlü bir platform sundu. "Kadınların Ufku", çeşitli konuları ele alarak kadınların bakış açılarını ve mücadelelerini yansıtmayı başarıyor.
11 ESERLE SZK DE YER ALDI
Kürtçe Dil Kurumu da ilk kez Şehit Herekol Kitap Fuarı’na katıldı. Kürtçe’nin ve edebiyatının gelişimi açısından fuarda sergilenen 11 eseri, Kürtçe’nin akademik ve kültürel olarak güçlenmesine yönelik önemli katkılar sunuyor. Kürtçe Dil Kurumu’nun, devrimin dili ve edebiyatı gelişmesi için harcadığı çaba, dile ilişkin toplumsal bilincin artırılmasında oynadığı rol, dil aracılığıyla toplumsal değerlerin aktarım amacı, Kürtçe edebiyatına yeni bir ivme kazandırması nedeniyle okur severler tarafından yoğun ilgiyle karşılanıyor. Ayrıca Kürtçe Dil Kurumu'nun fuara katılımı özellikle Kürt dilinin ve kültürünün tanıtımı açısından büyük bir önem de taşıyor.
ÇOCUK BÖLÜMÜNE DE YOĞUN İLGİ
Doğru temellerde yeni bir neslin büyümesi amacıyla fuarda bir bölüm çocuklara hitap eden dergiler, çizgi roman, hikâyeye yer verildi. Kolektif bir yaşamın barış, adalet, demokrasi, eşitlikle örülmesini odağına alan eserler çocukların dikkatini çekti. Bu nedenle çocuklarda fuara yoğun ilgi gösterdi. Karikatürlerle de dikkat çeken çocuk eserlerine ayrılan bölümde bazen çocuklar dergiler, çizgi romanlarla dalıp gitti.
SEMİNER VE PANELLERLE DÜŞÜNCELER ZENGİNLEŞTİ
Şehit Herekol Kitap Fuarı, eserlerin sergilendiği bir platform olmanın ötesine geçerek, edebiyatın derinliklerine inen zengin tartışmalara ev sahipliği yapıyor. "Rojava Kürdistan’ında Edebiyat ve Edebiyat Eleştirisi", "Suriye Romanı’nın Yeni Dalgası ve Savaşın Etkisi" ve "Kürt Edebiyat Tarihi" gibi seminerler, katılımcılara edebiyatın çeşitli yönlerini aktarma fırsatı sunuyor. Bu seminerlerde, yazarlar ve edebiyatseverler, edebi eserlerin yalnızca yaratım sürecini değil, toplumsal ve tarihsel bağlamlarını da ele alarak derinlemesine tartışmalar yürütülüyor. Aynı zamanda "Durum, Görüş ve Gelecek Ufuklar" başlıklı panel, katılımcılara edebiyatın geleceğine dair vizyon geliştirme fırsatı sunuyor. Bu tablo fikirlerin çarpışmasını ve yeni perspektiflerin ortaya çıkmasını sağlıyor. Fuarda gerçekleştirilen beyin fırtınası düzeyindeki yoğun tartışmalar, edebiyata taze bir ivme kazandırıyor ve katılımcıların düşünce dünyalarını zenginleştiriyor.
22 Ekim’de sonlanacak olan Şehit Herekol Kitap Fuarı, 2017 yılından bu yana devrimci yazar Şehit Herekol’un (Hisên Çawiş) anısına düzenleniyor.